40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
28 Temmuz 2025 Pazartesi
İbrahim Tatlıses’in kızı Dilan Çıtak, bir müddet önce Muğla’nın Bodrum ilçesinde, kendisine “Dur” ihtarında bulunan polisin üzerine aracını sürdü. Bu olayın ardından polis, izin vermeyen Çıtak’ı durdurmak için havaya iki el ateş açmak zorunda kaldı.
Dilan Çıtak, “Trafiği tehlikeye düşürmek”, “Dur ihtarına uymama”, ve “Kamu görevlisine direnme” gibi suçlamalarla gözaltına alındı. Şu anda emniyetteki işlemleri devam etmekte.
Olayın ardından, Dilan Çıtak’ın bir süredir aralarında gerginlik olan babası İbrahim Tatlıses ve kardeşi İdo Tatlıses’in tepkileri merak konusu oldu. İbrahim Tatlıses’in olayla ilgili herhangi bir yorumda bulunmadığı belirtildi.
Ido Tatlıses, kardeşi Dilan Çıtak için yapılan bir yorumu beğenerek, tepkisini açıkça dile getirdi. Yorumda, “Boş teneke çok ses çıkarır. ‘Bana ünlü olduğum için yapıyorlar’ demişsin… Memleketin dört bir yanında orman yangınları var, insanlar diken üstünde. Peki, sen ne yapıyorsun? Polisin ‘Dur’ ihtarına uymayıp bir de arabayı üstüne sürüyorsun. Bu, öldürmeye teşebbüstür. Daha sonra mağdur edebiyatı yapıyorsun. O polis gerçekten çok iyi bir adam; ben olsam çok farklı bir tepki gösterirdim. Söz vardır: Altın tas içindekini gösterir. Ün, karakteri gizlemez; ortaya çıkarır. Sende görünen tek şey, kibirle karışmış boşluk…” ifadelerine yer verildi.
Öte yandan, Dilan Çıtak’ın Eylül 2024’te yolculuk ettiği uçakta kabin memuruna saldırmasının ardından karakolluk olduğu ve THY tarafından ‘Kara Liste’ye alındığı bilgisi geldi.
‘Kara Liste’de 441’inci sırada yer alıyor.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), yatırımcıların haklarını korumak amacıyla yürüttüğü gözetim faaliyetleri çerçevesinde, yılın başından 18 Temmuz’a kadar 19 suç duyurusunda bulundu ve 154 kişi ile kuruma toplamda 323 milyon 275 bin 595 lira tutarında idari para cezası kesmiştir.
SPK’nın verilerine göre, bu süreçte özellikle internet içerik sağlayıcıları ile borsa piyasasında piyasa bozulmalarına yol açan gerçek ve tüzel kişiler üzerinde inceleme yapıldı. Yatırım hizmetleri ve faaliyetleri, kurumsal yönetim tebliğine aykırı hareketler, bilgi istismarı ve piyasa dolandırıcılığı gibi çeşitli ihlaller bu denetimlere dahil edildi.
Kurul, sermaye piyasası kurumları, halka açık şirketler, borsalar ve kendi kendini düzenleyen kuruluşların işlemlerini mevzuata uygunluk açısından denetleyerek piyasalardaki düzen ve güvenin sağlanması için önemli adımlar attı. Bu bağlamda 19 suç duyurusu yapılmış ve 154 kişi ile kuruma para cezası verilmiştir.
2025 yılının başından 18 Temmuz’a kadar yürütülen izleme ve denetleme faaliyetleri sonucu, piyasa bozucu eylemlerde bulunan bir gerçek kişiye 18 milyon 505 bin 450 lira ile en yüksek idari para cezası uygulanmıştır.
Aynı dönemde, piyasa işleyişinin adil ve şeffaflığını sağlamak amacıyla yapılan ihlaller nedeniyle toplam 323 milyon 275 bin 595 lira ceza kesilmiştir.
2024 yılı boyunca, SPK’nın yürüttüğü gözetim ve denetim faaliyetleri sonucunda, sermaye piyasası mevzuatını ihlal eden 46 suç duyurusunda bulunuldu. Bu süreçte, yatırımcı haklarını korumak ve piyasa düzenini güvence altına almak amacıyla toplam 330 kişi ve kuruluşa 865 milyon 496 bin lira tutarında para cezası kesildi. En yüksek tekil ceza ise bir şirketin hisse fiyatları üzerinde manipülasyon yaptığı tespit edilen bir kişiye 36 milyon 319 bin 810 lira olarak kaydedildi.
2025 yılbaşından 25 Temmuz tarihine kadar lisanssız platformlar üzerinden yüksek kaldıraçlı ve korunmasız işlem yapılmasının önüne geçmek amacıyla SPK, 741 internet sitesine erişim engeli getirdi. Bu sitelerin 651’inin forex, 90’ının ise kripto varlık işlemleri için olduğu bilgisi verildi.
2024 yılı uygulamalarında ise forex işlemleriyle ilgili olarak 1852 internet sitesine erişim engeli kararı alındığı bildirildi.
AstraZeneca, 2030 yılına kadar Amerika Birleşik Devletleri’ne 50 milyar dolarlık yatırım yapacağını duyurdu.
Şirketin yaptığı açıklamalara göre, bu yatırım on binlerce nitelikli iş imkanı yaratmanın yanı sıra, ekonomik büyümeye katkıda bulunacak ve hem Amerikan halkına hem de dünya genelindeki hastalara yeni nesil ilaçların daha hızlı geliştirilmesini amaçlıyor.
Bu yatırımın odak noktası, şirketin yenilikçi kilo yönetimi ve metabolizma alanlarındaki portföyü için ilaç hammaddeleri üretecek milyarlarca dolarlık yeni bir üretim tesisi oluşturulmasıdır.
Yeni tesis, küçük moleküller, peptitler ve oligonükleotidlerin üretimini gerçekleştirecek. Bu yatırım, Kasım 2024’te duyurulan 3,5 milyar dolarlık yatırıma ilave olacak.
Virginia eyaletinde inşa edilmesi planlanan ilaç hammaddesi üretim tesisi, şirketin dünya genelindeki en büyük tek üretim tesisi yatırımı olacak.
Tesis, üretim süreçlerini daha verimli hale getirmek için yapay zeka, otomasyon ve veri analitiği teknolojilerinden faydalanacak.
Tesisin yanı sıra, ABD’nin çeşitli eyaletlerinde gerçekleştirilecek diğer AR-GE ve üretim altyapısı yatırımları, şirketin 2030 yılına kadar 80 milyar dolarlık toplam gelir hedefine ulaşmasını destekleyecek.
Bu gelirin yaklaşık yüzde 50’sinin ABD kaynaklı olması bekleniyor.
Ege’nin verimli topraklarında yetiştirilen ve güneşin altında kurutulan domatesler, işleme süreçlerinin ardından başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere çeşitli ülkelere ihraç edilmektedir.
Ege İhracatçı Birlikleri’nden elde edilen verilere göre, Türkiye bu yılın ocak-haziran döneminde 93 ülkeye toplam 31 bin 589 ton kurutulmuş domates ihraç etmiştir.
Bu dönemde sektör, yaklaşık 95 milyon 85 bin dolar gelir elde etmiştir.
Kuru domates ihracatında en büyük pazar, 22 milyon 671 bin dolarla ABD olurken; onu 14 milyon 491 bin dolarla İtalya ve 10 milyon 899 bin dolarla İngiltere izlemektedir.
Kurutulmuş domatesler, Avrupa ve ABD’de genellikle makarna, pizza, salata ve hamburger gibi yemeklerde tercih edilmektedir.
İzmir’in bereketli topraklarından binlerce kilometre ötelere ulaşan domatesin ihracat süreci, kavurucu bir sıcaklık altında verilen zorlu bir emekle başlar.
Kurutulmuş domates sektörünün önde gelen merkezi olan Torbalı ilçesinde, nisan ayında ekimi yapılan domatesler temmuz ayında hasat edilmektedir. Hasat edilen domatesler, kamyon veya traktörlerle tarlalara taşınır.
Sergi alanlarını kırmızı renge boyayan domatesler, kükürt veya tuz eklenerek bir hafta boyunca güneş altında kurutulmaktadır.
Gün doğumuyla birlikte çalışma alanlarına giriş yapan işçiler, toprak zemin üzerine serilen beyaz örtüyle kaplı alana yönelir. Kavurucu güneş altında hızlı bir şekilde çalışan işçiler, günlük ortalama 150 kasa domates kesmektedir.
Torbalı Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdulvahap Olgun, sezonun açılmasıyla birlikte Torbalı Ovası’nın kırmızıya büründüğünü ifade etti.
Coğrafi işaretli kuru domatese olan ilginin kendilerini sevindirdiğini belirten Olgun, şu şekilde açıklamada bulundu:
“Yaş domatesleri işleyip kuruttuktan sonra 10 katlık bir katma değer elde ediyoruz. Türkiye’de kurutulmuş domatese karşı yeterli ilgi yok, ancak son yıllarda coğrafi işaret aldığımızdan itibaren bu ürünün kullanımı artmaya başladı. Dünya genelinde Torbalı’nın kuru domatesine yoğun bir ilgi olduğunu söyleyebilirim. Yaklaşık 100 ülkeye ihracat yapıyoruz ve bu yıl da talep patlaması yaşanmaktadır.”
Microsoft’un kurucu ortağı Bill Gates, yazılım alanındaki başarılarının ardından enerji sektöründe de devrim yaratma hedefinde. Gates’in desteklediği TerraPower şirketi, geleneksel nükleer santrallerin güvenlik ve maliyet sorunlarını ortadan kaldırmayı amaçlayan ‘Natrium’ adını verdiği yeni nesil bir reaktör geliştiriyor. Bu teknoloji, sıvı sodyum ile soğutuluyor ve nükleer enerji alanındaki kalıpları alt üst etme potansiyelini taşıyor.
Natrium, soğutma için su yerine sıvı sodyum kullanarak birçok önemli avantaj sunuyor. Sodyum, sudan sekiz kat daha fazla ısı emebilme kapasitesine sahip. Bu özellik, reaktörün verimliliği ve enerji üretimini önemli ölçüde artırıyor. Ayrıca, Dünya kabuğunda bol miktarda bulunan ve ucuz bir şekilde çıkarılabilen bir element olması maliyetleri de düşürüyor.
Natrium’un en önemli özelliklerinden biri, güvenlik. Sıvı sodyum, daha düşük basınç altında çalıştığı için radyoaktif sızıntı riskini büyük ölçüde azaltıyor. Ayrıca, erimiş tuz depolama sistemi sayesinde fazla elektrik saatlerce depolanabiliyor. Bu özellik, rüzgar ve güneş gibi kesintili yenilenebilir enerji kaynaklarının sağladığı boşluğu doldurarak şebekeye sürekli ve güvenilir enerji sağlıyor.
Projenin somut ilk adımı, ABD’nin Wyoming eyaletinde inşaatı devam eden Natrium enerji santrali. 2030 yılında faaliyete geçmesi planlanan bu santral, 345 megavat kapasitesiyle yaklaşık 400.000 hanenin elektrik ihtiyacını karşılayacak. TerraPower’ın nihai amacı ise teknolojiyi geliştirerek 500 MW üzeri kapasiteye ulaşmak.
Gates, Natrium’un en dikkat çekici özelliğinin maliyet yapısı olduğunu söylüyor. Geleneksel bir nükleer reaktörün kurulum maliyeti yaklaşık 25 milyar dolarken, Natrium’un maliyeti sadece 1 milyar dolara mal olması bekleniyor. Bu büyük fark, reaktörün daha basit ve güvenli tasarımının bir sonucu. Gates, Natrium’u “dünyanın en gelişmiş nükleer enerjisi” olarak tanımlıyor ve bu teknolojiyle nükleer enerjinin karşılaştığı maliyet ve güvenlik engellerini aşmayı umuyor.
Natrium’un vaatleri büyük olsa da projenin önünde bazı zorluklar bulunuyor. Çernobil ve Fukuşima gibi felaketlerin toplumda yarattığı endişe, nükleer enerjiye yönelik korkulara neden olmuş durumda. TerraPower’ın, Natrium’un güvenlik avantajlarını kamuoyuna açık bir şekilde anlatması ve yerel halk ile çevre örgütleriyle iş birliği yaparak güveni kazanması önem taşıyor. Teknolojinin uzun vadeli güvenilirliğinin ise sıkı testler ve sürekli izleme ile sağlanması gerekecek.
Eğer Natrium bu zorlukların üstesinden gelmeyi başarabilirse, sadece nükleer endüstrisi için değil, tüm dünya için büyük bir ilerleme olabilir. Fosil yakıtlara oranla daha temiz, geleneksel reaktörlere göre daha güvenli ve uygun maliyetli bir alternatif sunarak iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynaması mümkün.