40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
04 Ağustos 2025 Pazartesi
İsrail’in Gazze Şeridi’ne uyguladığı ablukayla birlikte kapılarını kapatması sonucunda açlık sorunuyla mücadele eden 9 yaşındaki Meryem Devvas, vücut ağırlığının yarısından fazlasını kaybederek hayatta kalma savaşı veriyor.
İsrail’in oluşturduğu açlık durumu Gazze’de her gün can almaya devam ediyor. Önceleri çocukları etkileyen bu kriz, artık bebek, genç ve yaşlı herkesin hayatını tehdit eder noktaya geldi. Son 24 saatte 5 Filistinli açlıktan hayatını kaybetti ve bu durum, toplamda 93 çocuk da dahil olmak üzere 180 kişinin yaşamını yitirmesine sebep oldu.
Gazze Şeridi’nde, Beyt Lahiya’dan Cevazat bölgesine sığınan Devvas ailesinin 6 çocuğundan biri olan Meryem, İsrail’in uyguladığı ablukalar ve açlık nedeniyle büyük bir tehlikede. Meryem’in annesi Müdellele Devvas, 33 yaşındaki anne, kızının savaşın başlangıcından beri yetersiz besin alımı yaşadığını ancak son zamanlarda sınır kapılarının kapatılmasıyla bu durumun daha vahim bir hale geldiğini belirtti.
Meryem’in sağlığını iyileştirmek için birçok hastaneye götürdüğünü fakat sonuç alamadığını ifade eden anne, “Kızım sürekli kilo kaybediyor. Daha önce 25 kiloydu, şimdi 10 kilo. Bunu Güney ve Kuzey’deki pek çok hastanede gördüm. İki hafta önce Hasta Dostları hastanesinden çıktık, orada bir ay kaldık ama hiç faydası olmadı. Hastanede hiç kilo almadı. Tek ihtiyacı olan şey yemek.” dedi.
Anne Müdellele, kızının daha önce sağlıklı olduğunu ve hastaneye taşımayı hayal bile etmediğini kaydederek, “Kızım yavaş yavaş ölüyor. Artık yürümeyi bıraktı. Dışarıda onu gören kalmadı. İnsanlar Meryem adında kızım olduğunu hatırlamıyor. ‘Bu senin kızın mı?’ diyenler oluyor. Onu daha önce hiç görmemiş çocuklarla karşılaşıyor.” ifadelerini kullandı. Anne, Meryem’in depresyonda olduğunu, geçmişteki gibi koşmak ve oynamak istediğini ancak hemen yorulduğunu ifade etti.
Müdellele, kızının kendisinden balık, üzüm ve diğer yiyecekleri istediğini fakat bunları bulup getiremediğini belirtti. Son olarak ramazan ayında yardım aldıklarını söyleyen anne, eşi işsiz olduğu için bu ürünleri temin etmenin imkansız hale geldiğini dile getirdi.
Diğer çocuklarını doyurabilmek için kendisini tehlikeye atıp yardım noktalarına gittiğini ve burada yaralandığını aktaran anne, bu bölgelerde kaosun hâkim olduğunu ve çoğu insanın eli boş döndüğünü belirtti. Meryem için denemediği yol kalmadığını da ekleyen Filistinli anne, son çare olarak kızının Gazze dışında tedavi edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Sakarya’nın Geyve ilçesinde meydana gelen yangınların ardından, Osmaneli ilçesinin bir bölgesinde henüz kimliği tespit edilemeyen bir erkek cesedi bulundu. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
Sakarya’da yaklaşık iki hafta önce başlayan ve Bilecik’e kadar yayılan yangın, büyük bir mücadele sonrası kontrol altına alındı. Yangının etkilediği Osmaneli ilçesindeki Ciciler köyü mevkiinde, akşam saat 17:00 sıralarında, yangından zarar görmüş ormanda kimliği belirsiz bir erkek cesedi bulundu.
Yanmış hale gelen ceset, olay yerine ulaşan ekipler tarafından kimlik tespiti ve kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Otopsi Merkezi’ne gönderildi. Yetkililer, cesedin kimliğinin yapılacak DNA testi ve otopsi sonuçlarıyla kesin olarak tespit edileceğini bildirdi. Olayla ilgili soruşturma ise sürdürülmekte.
Yaylabağı beldesinde serinlemek amacıyla bataklık bir gölete giren Ali Ayaz Kaya (11) ve Muhammed Emin Öztürk (11), bir süre sonra kayboldu.
Durumun bildirilmesi üzerine, bölgeye İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD), sağlık, jandarma ve itfaiye ekipleri intikal etti.
Ekipler, gölette iki çocuğun cansız bedenine ulaştı.
Yapılan otopsi işlemleri için çocukların cesetleri, Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’ndeki Adli Tıp Kurumu morguna sevk edildi.
Hastanede gerekli işlemler tamamlanan çocukların cenazeleri, ailelerine teslim edildi.
Yaylabağı beldesindeki mezarlığa getirilen çocukların cenazeleri, burada kılınan namazın ardından defnedildi.
Derin bir üzüntü yaşayan Kaya ve Öztürk aileleri, taziyeleri burada kabul etti.
Fotoğraf, AA tarafından sağlanmıştır.
ABD Başkanı Donald Trump, Hindistan’ı Rusya’dan petrol satın almakla ve bu petrolü yüksek karlarla yeniden satmakla suçlayarak gümrük vergisi oranını artırmakla tehdit etti.
Trump, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, “Hindistan, Rus petrolünü büyük miktarlarda almakla kalmıyor, aynı zamanda bu petrolün önemli bir kısmını açık piyasada yüksek karlarla satıyor. Ukrayna’da Rus savaş makineleri tarafından kaç kişinin öldüğü umurlarında değil. Bu nedenle, Hindistan’ın ABD’ye ödediği gümrük vergisini belirgin şekilde artıracağım.” ifadelerini kullandı.
Trump’ın Başdanışmanı Stephen Miller, Hindistan yönetimini Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşı finanse etmekle suçladı ve “İnsanlar, Hindistan’ın Rus petrolü satın alma konusunda Çin ile başa baş gittiğini öğrendiklerinde şaşıracaklar.” dedi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Başdanışmanı Stephen Miller
Miller, Hindistan hükümetinin ABD ürünlerine uyguladığı yüksek gümrük vergilerine de dikkat çekti. “Hindistan, kendini dünyadaki en yakın dostlarımızdan biri olarak gösteriyor, ancak ürünlerimizi kabul etmiyor.” diyerek iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerinin çeliştiğini savundu.
ABD Başkanı Donald Trump, geçen hafta yaptığı açıklamada, Hindistan’ın Çin ile birlikte Rusya’dan en çok enerji ithalatı yapan ülkelerden biri olduğunu belirtti. Trump, Hindistan’ın 1 Ağustos’tan itibaren yüzde 25 gümrük vergisi ödeyeceğini ifade etti. Hindistan yönetimi ise henüz konuya ilişkin resmi bir yanıt vermedi.
Gazeteci Ruşen Çakır, köşe yazısında dikkat çekici bir iddiayı gündeme getirerek, terör örgütü PKK’nın cezaevindeki lideri Abdullah Öcalan’ın, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş’a yeni bir parti kurulması yönünde mesaj verdiğini öne sürdü. Öcalan’ın bu yeni partiye “Demokratik Cumhuriyet Partisi” adını önerdiği iddiasında bulunuldu.
Bu iddialara karşılık DEM Parti İmralı heyetinden yalanlama geldi. Özel olarak “Erkan Baş” ismine değinilmese de, son günlerde Öcalan’a atfedilen bazı görüşme notlarının gerçeği yansıtmadığı vurgulandı.
Açıklamada, “Daha önce 14 Temmuz 2025’te yaptığımız açıklamada belirttiğimiz gibi, son günlerde sosyal medyada yayılan ve Sayın Abdullah Öcalan’a atfedilen bazı görüşme notları gerçeği yansıtmamaktadır.” ifadelerine yer verildi.
Bu notların, orijinal halleriyle hiçbir bağlantı kurulmadan manipüle edildiği, içeriklerine dışardan eklemeler yapıldığı ve özellikle bazı bireylere yönelik ifadeler eklenerek Sayın Öcalan’ın görüşlerinin çarpıtıldığı belirtildi. Bu tür girişimlerin hem Sayın Öcalan’ı hem de çözüm ve diyalog zeminini yıpratmayı hedefleyen planlı bir çabanın parçası olduğu ifade edildi.
Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki; İmralı Heyetinden veya Sayın Öcalan ile görüşen aile ve avukatlarından gelmeyen, resmi bir dayanağı olmayan hiçbir belge veya not güvenilir bulunmamalıdır. Bu tür içeriklerin yayılması, kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir operasyon niteliği taşımaktadır. Kamuoyunun bu tür provokatif girişimlere karşı dikkatli olmasını rica ediyoruz.
Kaynak: Haberler.com / Politika