Trabzonspor, takım kaptanı Uğurcan Çakır’ı Galatasaray’a 27 milyon euro bonservis bedeliyle sattıktan sonra transferde hareketlendi.
Barcelona 2011 yeniden sahnede! Kalede David Raya, savunmada Carvajal, Vivian, Cubarsi ve Grimaldo. Orta sahada Gavi, Casado ve Fabian Ruiz. Hücumda ise Olmo, Aghehowa ve Pino yer alıyor…
Uğurcan Yerine Onana
Bordo-mavili ekip, Uğurcan’ın yerini hızlı bir şekilde doldurmak için Manchester United ile temasa geçti. Kaleye Lammens’i transfer eden Kırmızı Şeytanlar, Onana’nın kiralık olarak ayrılığına onay verdi. Yıldız kaleci de Trabzon’a gelmeyi kabul etti.
Bu hafta içinde imza için Trabzon’a gelmesi bekleniyor.
Trabzonspor, Manchester United’ın ardından Andre Onana ile anlaşmaya vararak transferi imza aşamasına getirdi. Kamerunlu kaleci, bir sezon için bedelsiz olarak kiralanacak.
Onana Tamam, Sırada Sterling Var
Bordo-mavililerin ayrıca Chelsea’nin dünyaca ünlü yıldızı Raheem Sterling’in transferi için görüşmelere başladığı öğrenildi. Güncel piyasa değeri 10 milyon euro olan Sterling, Chelsea ile 2027 yılına kadar sözleşmesi bulunuyor.
Geçen Sezonki Performansı
Geçen sezonu Arsenal’de kiralık olarak geçiren Sterling, Arsenal forması altında 28 maça çıktı ve 1 gol, 5 asistlik performans sergiledi.
24 Haziran 2018 seçimleriyle birlikte tüm yetkileri tek bir elde toplayan iktidar, “Ekonomiyi uçuracağız” açıklamasında bulundu; ancak halkın cebindeki para hızla eridi. Enflasyon oranları yükselirken, paranın değeri düştü. Eskiden ‘Bebek Altını’ olarak bilinen çeyrek altın, düğünlerde bile hediye edilemez hale geldi.
Alım gücü azalan vatandaşlar, 5 bin liraya kadar çıkan altın gramını düğünlerde hediye edemiyor. Karnını doyurmakta zorlanan halk, gelin ve damat yakın akraba dahi olsa altın yerine gümüş tercih etmeye başladı. Bu artan talep nedeniyle kuyumcu vitrinlerinde göz alıcı gümüş külçeler ve gümüş liralar yerini alıyor.
GEÇEN HAFTA REKOR KIRDI
Gümüş, geçtiğimiz hafta rekor seviyelere ulaştı. Ons gümüş fiyatı 41,47 dolara yükselirken, sonrasında küçük düşüşler gözlemlense de tarihi seviyelerinde kalmaya devam ediyor. Altın, güvenli bir yatırım aracı olarak algılanırken, son zamanlarda gümüş de yatırımcıların ilgi odağı haline geldi. Kuyumcularda gümüş, çeşitli ağırlıklarda külçeler halinde satışa sunulmaktadır.
Altın, yatırımcılar için güvenli bir yatırım aracı olmaya devam etmektedir.
Uzmanlara göre, altın alırken yapılan ufak hatalar, yatırımcılara ciddi mali kayıplara neden olabilir.
Kısa vadeli dalgalanmaların yatırımcıları yanıltabileceğini vurgulayan uzmanlar, uzun vadeli yatırım planı yapmanın önemine dikkat çekmektedir.
“ALTIN ALMAK İÇİN KODLARA GÖZ ATIN”
Tecrübeli kuyumcular, altın alırken dikkat edilmesi gereken önemli bir hususa dikkat çekiyor.
Altın ürünlerinin üzerinde bulunan yazılı kodların kontrol edilmesi gerektiği, sahte veya düşük kaliteli ürün riskine karşı önemli bir önlem olarak belirtiliyor.
ALTIN AYAR KODLARI NELERDİR?
Uzmanların verdiği bilgilere göre, altının ayarını gösteren kodlar aşağıdaki gibidir:
22 ayar: 916
21 ayar: 875
18 ayar: 750
14 ayar: 585
10 ayar: 417
8 ayar: 333
Ayrıca, ürün üzerinde TSE kodu bulunuyorsa, bunun güvenilir ve marka patent tescilli bir ürün anlamına geldiği ifade edilmektedir.
Altın alımında sadece fiyat odaklı yaklaşmanın yetersiz olduğunu belirten uzmanlar, kodların doğrulanmasının gelecekteki kazancı güvence altına alacağını vurgulamaktadır.
Bu nedenle, fiziksel altın yatırımı yapacakların alımlarını kesinlikle güvenilir kuyumculardan ve sertifikalı ürünlerden yapmaları önerilmektedir.
Eylül 2025 verilerine göre, Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın sahibi olan kişinin net serveti yaklaşık 257,2 milyar dolar seviyesinde. Bu rakam, pek çok bireyin hayal bile edemeyeceği bir zenginliği temsil ediyor. Peki, bu servet eşit olarak dağıtıldığında ne olurdu?
2025 Eylül itibarıyla ABD nüfusu yaklaşık 347,6 milyon kişi. Bu zenginliğin, bu nüfusa bölündüğünde, her bir ABD vatandaşına (çocuklar dahil) yaklaşık 740 dolar düşüyor. Ancak dağıtım sadece yetişkinler arasında yapılsaydı, bu rakam kişi başı yaklaşık 950 dolara çıkıyor.
Bu rakam hayat değiştiren büyük bir miktar olmayabilir fakat Amerika içerisinde yeni bir akıllı telefon almak, birkaç haftalık market alışverişi yapmak ya da kısa bir tatil için uçak bileti almak gibi pek çok ihtiyacı karşılayabiliyor.
Bu senaryonun en kritik noktası, milyarderlerin servetinin nasıl oluştuğudur. 257,2 milyar dolar, sadece banka hesabında bulunan bir nakit miktarı değildir. “Net servet”, bir bireyin sahip olduğu hisse senetleri, gayrimenkuller ve ticari yatırımlar gibi tüm varlıkların toplam değerini ifade eder.
Bahsi geçen kişinin servetinin büyük çoğunluğu, CEO’su olduğu şirketin hisselerinden gelmektedir.
Neden bu senaryo imkânsız?
Bu ilginç düşünce deneyinin pratikte gerçekleşmesi hemen hemen imkânsızdır. Sebepleri şu şekildedir:
Piyasa Etkisi: Bu kişinin, bu parayı dağıtabilmesi için milyarlarca dolarlık hissesini satması gerekecekti. Ancak bu kadar büyük bir satış, piyasalarda bir panik durumu oluşturur ve hisse fiyatlarının düşmesine neden olurdu. Hisse fiyatları düştükçe, net serveti de azalacağından hedeflenen miktara ulaşmak mümkün olmazdı.
Vergiler ve Lojistik: Böyle büyük bir servet transferi, muazzam vergiler ve dağıtım maliyetleri nedeniyle önemli ölçüde azalırdı.
Kısacası, bu hesaplama milyarderlerin servetinin büyüklüğünü gözler önüne seren çarpıcı bir örnek olsa da, modern finans dünyasının gerçekleri, bu tür bir dağıtımın hayalden öteye geçemeyeceğini gösteriyor.
Son günlerde, koronavirüsün adının bile unutulduğu bir süreçten sonra, tekrar gündeme gelmesi dikkatleri üzerine çekti. Grip benzeri semptomlarla hastaneye başvuranların sayısındaki artış, Covid-19’un geri döndüğü endişelerini artırmış durumda. Kalabalık ortamlarda virüsün yayılma hızının arttığını gösteren veriler, uzmanların yeniden uyarılar yapmasına neden oldu. Çevremde art arda koronavirüs tanısı alanların çoğalması üzerine, konuya dair bilgi almak için bir hastanenin acil servis sorumlusuyla ve enfeksiyon hastalıkları uzmanıyla görüştüm.
Uzmanlar, 2025 yazı için kesin vaka sayıları ve başvuru oranlarının henüz açıklanmadığını belirtti. Ancak pandemi polikliniklerinin kapanması ve Covid-19 şüphesi taşıyan hastaların doğrudan acil servislere yönelmeleri nedeniyle başvurularda bir artış yaşandığı ifade edildi. Yataklı servislere ve yoğun bakıma Covid-19 hastalarının sayısında bir yükseliş yaşandığı kaydedildi.
Ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, SARS-CoV-2 virüsünün global ölçekte yeniden bir artış trendine girdiği belirtildi. Özellikle Mayıs 2025 itibarıyla test pozitiflik oranının %11’e çıktığı, Temmuz ayında ise %12’ye ulaştığı kaydedildi. Bu artışın daha çok Doğu Akdeniz, Güneydoğu Asya ve Batı Pasifik bölgelerinde gözlemlendiği vurgulandı.
ABD verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla acil servis başvurularında her 100 hastadan 1 ila 2’sinde Covid-19 pozitif sonuçları tespit edildiği bildirildi. Hastaneye yatış oranları ise 100 bin kişide 1,7 olarak kaydedildi; aynı dönemde yaşanan toplam ölümlerin binde beşi Covid-19 kaynaklıydı.
Yeni Omicron alt varyantları, dünya genelinde bir yaz dalgasının etkisini artırdı. Çocuklar ve yaşlılar gibi hassas gruplarda test pozitifliğinde ve acil servis başvurularında artış yaşanıyor. Ancak, hastane kapasiteleri henüz zorlama seviyelerine ulaşmadı. Türkiye’de de benzer bir artış eğilimi gözlemleniyor.
Koronavirüs vakaları, genellikle üst solunum yolu enfeksiyonu tablosu sergiliyor. Burun tıkanıklığı, öksürük, halsizlik, ateş gibi semptomlar, yeni varyantlarla birlikte en sık görülen şikayetler arasında yer alıyor. Ayrıca, bazı vakalarda sindirim sistemi şikayetleri de gözlemleniyor.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, Nimbus varyantının “jilet gibi boğaz ağrısı” olarak tanımlanan daha şiddetli boğaz ağrısı belirtileri ile dikkat çekmesi. Ayrıca, bu varyantın yanında yorgunluk, ateş gibi klasik Covid semptomları da gözlemleniyor. Stratus varyantı ise diğer Omicron varyantlarına benzer belirtilerle ortaya çıkıyor.
Covid-19 tanı süreci hâlâ bilimsel testlerle gerçekleştiriliyor. PCR testleri, virüsün genetik materyalini tespit ederek en güvenilir yöntem kabul ediliyor. Evde kullanılan antijen testleri ise daha düşük hassasiyetle sonuç veriyor. Semptom gösteren kişilerin test yaptırmaları ve sonuç netleşene kadar izole kalmaları öneriliyor.
An itibarıyla, Covid-19 vakaları özellikle küçük çocukları daha çok etkiliyor. Genelde hafif seyretmesine rağmen, acil servislere başvuruların arttığı görülüyor. Destekleyici tedavi ve evde izolasyon genellikle yeterli olurken, kronik hastalığı olan çocuklar için hatırlatma dozlarının ihmal edilmemesi gerektiği hatırlatılıyor.
Covid-19, grip ve RSV enfeksiyonları aynı anda görülebiliyor. Ancak, nadir durumlarda aynı anda birden fazla virüsün neden olduğu enfeksiyonlar daha ağır seyrediyor. Covid-19’un damlacık ve hava yoluyla bulaşması nedeniyle, hasta kişilerle temastan kaçınılması önemlidir. Kreş ve okul gibi ortamlarda hasta çocukların gönderilmemesi gerekli bir önlem olarak öne çıkmaktadır.
Son olarak, el hijyenine dikkat edilmesi, kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durulması öneriliyor. İyi havalandırılan alanlarda vakit geçirilmesi, virüsle mücadelede önemli bir rol oynuyor.
13:07
News
