41,2870$% 0,26
48,5576€% 0,46
56,0831£% 0,32
4.848,29%0,54
3.651,86%0,43
10.508,15%0,56
09 Eylül 2025 Salı
Türkiye ekonomisi hakkında dikkat çekici analizler yapıldı. Uzmanlar, ülkenin sürekli bir döviz krizi yaşamasının temel nedenlerinden birinin kronik olarak gelirinin üzerinde harcama yapması olduğunu ifade ediyor.
Yönetimlerin, iktidarda kalabilmek için sürekli ekonomik büyümeyi teşvik etme zorunluluğu, ithalatı artırırken döviz değerinin düşmesine neden oluyor. Bu durum, para biriminde devalüasyonu kaçınılmaz hale getiriyor.
Son aylarda Türk Lirası’nın ABD Doları karşısında neredeyse sabit tutulduğu gözlemleniyor. Ancak mevcut politika nedeniyle, Merkez Bankası rezervlerini tüketerek lirayı baskı altında tutmakta. Bu durum, izlenen politikaların sürdürülemez olduğunu gösteriyor.
Uzmanlar, Türkiye’nin ekonomik durumunu “bitmek bilmeyen bir kriz sarmalı” olarak değerlendiriyor. Kronik olarak bütçenin üzerinde harcama yapmak, hem döviz rezervlerinin azalmasına hem de ekonomik istikrarın tehlikeye girmesine yol açıyor.
Türkiye, gelirinin üzerinde harcama yaparak sürekli döviz krizi içerisinde sıkışıp kalmış durumda. Bu da, iktidarın devamı için ekonomik büyümeyi artırmaya çalışan yönetimlerin izlediği stratejilerle ilgili.
Türkiye’de Ağustos ayında yaşanan yüksek enflasyon rakamları, dönem içindeki siyasi ve kurumsal gelişmelerle birlikte, Merkez Bankası’nın karar alma süreçlerini zorlaştırma potansiyeli taşıyor.
Son değerlendirme raporuna göre, faiz indiriminin boyutunu belirlemede oynaklığın kontrol altına alınması kritik bir rol üstleniyor, ancak bu durum şu ana kadar sınırlı kalmış durumda.
Öngörüler doğrultusunda, Merkez Bankası’nın bu hafta faiz oranını 200 baz puan azaltarak %41 seviyesine çekmesi ve Aralık ayında %37’ye yükseltmesi bekleniyor.
Ağustos ayı enflasyon verilerinin, enflasyonla mücadelede karşılaşılan zorlukları yeniden teyit ettiği kaydediliyor. 2025 yılı sonu için yapılan enflasyon tahmini %29,5’ten %30’a güncellendi. Bu durum, politika faizinin yüksek kalacağını gösteriyor.
İç talep dayanıklılığı göz önünde bulundurularak, GSYH büyüme tahminleri 2025 yılı için %2,7’den %3,3’e, 2026 yılı için ise %3,5’ten %4’e çıkartıldı.
USDTRY tahminleri bu yıl sonu için 45,00, gelecek yıl sonu için ise 53,00 olarak öngörülüyor. Döviz tarafında, Merkez Bankası, Türk lirasının değer kazanımını, sıkı para politikası duruşunun doğal bir sonucu olarak değerlendiriyor. Kısa vadede istikrarlı bir değer artışı gözlemlenmemesi mümkün olsa da, lirada uzun vadeli bir reel değer kazanımı bekleniyor.
BIST 100 endeksi, günün ilk yarısında güçlü bir yükseliş göstererek saat 13:00 itibarıyla 32,61 puan artışla 10.481,97 puana ulaştı. Bu sırada toplam işlem hacmi 51,3 milyar lira olarak kaydedildi.
Bankacılık endeksi yüzde 0,02, holding endeksi ise yüzde 0,83 değer kazandı. Sektörler arasında en yüksek kazancı madencilik sektörü yüzde 2,67 ile sağlarken, finansal kiralama ve faktoring sektörü yüzde 8,29 ile en fazla kayıp yaşayan sektör oldu.
Küresel piyasalarda, ABD Merkez Bankası’nın faiz indirimine yönelik beklentilerle pozitif bir seyir izlenirken, BIST 100 endeksi de bu olumlu havadan etkilenerek alım satımlarını artırdı ve günün ilk yarısını olumlu bir şekilde tamamladı.
Analistlere göre, günün ilerleyen saatlerinde yurt içinde ve global ölçekte veri akışının sakin geçmesi bekleniyor. Teknik analizler, BIST 100 endeksinin 10.600 ve 10.700 seviyelerinin direnç noktaları, 10.400 ve 10.300 seviyelerinin ise destek noktaları olarak belirlendiğini gösteriyor.
Ağustos ayında yapılan ilan analizine göre, temmuz ayında 817 bin 985 lira seviyesinde olan ortalama ilan fiyatları, ağustosta 841 bin 782 liraya yükseldi. Bu durum, enflasyondan arındırılmış reel fiyatlarda hazirana göre yüzde 0,43’lük bir artış anlamına geliyor. Yılın başından itibaren ilk kez reel fiyatların yükseldiği kaydedildi.
En fazla ilan edilen markalar arasında Fiat, Renault, Ford, Volkswagen, Opel, Peugeot, Hyundai, Toyota, Citroen ve BMW ön planda yer aldı. Model bazında ise Clio, Megane, Egea, Corolla, Astra, Focus, Passat, Civic, Polo ve Corsa dikkati çekti.
500 bin liraya kadar olan araçların ilan oranı ağustosta yüzde 3,2 puan azaldı. Buna karşılık, 1 milyon lira ve üzeri araç ilanları yüzde 3,4 puanlık bir artış gösterdi. 500 bin ile 1 milyon lira arasındaki araçların oranı ise sabit kaldı.
Yaş aralıklarına göre, 5 yaşa kadar olan araçların ilan oranı yüzde 1,9 puan artarak yüzde 31,6’ya yükseldi. 6-9 yaş grubundaki araçların payı yüzde 16,7, 10-15 yaş aralığındaki araçların payı yüzde 26,3, 16-20 yaş aralığındaki araçların oranı yüzde 11,6 oldu. 20 yaş ve üzerindeki araçların oranı ise yüzde 2,1 puan düşerek yüzde 13,9’a geriledi.
Ağustos ayında dizel araçların ilan oranı artmaya devam etti. Temmuzda yüzde 45,52 olan dizel araç oranı, ağustosta yüzde 46,20’ye yükseldi. Benzinli araçların payı da yüzde 37,99’a çıktı. Bunlara karşılık LPG’li araçların oranı yüzde 12,84’e geriledi. Elektrikli araçlar yüzde 1,01, hibrit araçlar ise yüzde 1,96’lık bir pay aldı.
Vites tipleri arasında da dikkat çekici değişiklikler yaşandı. Temmuzda yüzde 39 olan otomatik vitesli araçların oranı, ağustosta yüzde 41’e çıktı. Düz vitesli araçların oranı yüzde 53’e gerilerken, yarı otomatik vitesli araçların oranı yüzde 7 seviyesinde kalan sabit kaldı.
Uzmanlar, araç fiyatlarındaki dalgalanmanın devam edeceğini ve özellikle önümüzdeki ay piyasada yeni bir dönemin başlayacağını belirtiyor. Sıfır kilometre araçlarla ilgili kampanyaların etkisiyle, ikinci el araç satın alacakların fiyatların şekilleneceği tarihi beklediği ifade ediliyor.
Türkiye’de 9 Haziran 1932’den bu yana geçerli olan İcra ve İflas Kanunu tamamen yenileniyor.
Ortalama maaşlar üzerinden uygulanacak yeni haciz düzenlemesiyle ilgili olarak, düşük maaş alanlardan daha az, yüksek maaş alanlardan daha fazla kesinti yapılacağı öngörülüyor. Yeni düzenleme yürürlüğe girdiğinde, beyaz yakalı çalışanların maaşlarından %60’a kadar haciz kesintisi yapılabileceği ifade ediliyor. Mevcut uygulamada ise, borçlunun maaşının %25’ine kadar kesinti yapılabiliyor.
BEYAZ YAKALILARIN MAASI RİSK ALTINDA
Yeni taslakta, borçlu maaş haczi düzenlemesi yeniden ele alınacak ve “az maaş alanlardan az, çok maaş alanlardan çok kesinti” kuralı getirilecektir. Bu bağlamda, bazı kesintilerin oranları şu şekilde belirlenmiştir:
“Mevcut yasada, borçludan en fazla %25 kesinti yapılabiliyor. Ancak önerilen taslak ile asgari ücret alan bir çalışan için %10’luk bir kesinti yapılması planlanıyor. Bu, beyaz yakalı çalışanların maaşından %60’a kadar haciz yapılabileceği anlamına geliyor. Dolayısıyla, düşük maaş alanlardan daha az, yüksek maaş alanlardan ise daha fazla kesinti yapılabilecektir.”
Taslağın yasalaşması durumunda, gelire göre uygulanacak haciz oranları aşağıdaki gibi olacaktır:
Örneğin, 154.728 TL maaş alan bir kişinin maaşından haciz yapılabilecek miktar 77.364 TL olacakken, mevcut sistemde bu miktar 38.682 TL ile sınırlıdır.