40,8729$% 0,77
47,8724€% 1,05
55,4954£% 1,01
4.410,52%0,05
3.335,74%0,03
10.870,57%0,43
16 Ağustos 2025 Cumartesi
Düzce’de Yeni Mahalle’de 13 Ağustos Çarşamba günü yaşanan üzücü bir olay, herkesi şoke etti. Yakınları tarafından bir süredir haber alınamayan İsa Şahin, evinde ölü olarak bulundu.
Polis, olay yerine yaptığı incelemede Şahin’in vücudunda çok sayıda kesik ve darp izleri buldu. İncelemeler sürerken, evde bulunan yabancı uyruklu bir kişi olay yerinden kaçmaya çalıştı ancak yakalandı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma derinleştirildi.
Öldürdüğünü itiraf eden ev arkadaşı Emre Kaşık, olayın şaşkınlık yaratmasına neden oldu.
Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olay bölgesindeki tüm güvenlik kameralarını titizlikle inceledi. Emre Kaşık’ın olay saatinde evden çıkış yaptığı belirlendi ve saklandığı annesinin evinde polis tarafından yakalandı.
İsa Şahin’in evinde bulunması, cinayet soruşturmasının ciddiyetini artırdı.
Emniyetteki ifadesinde, Şahin ile birlikte alkol aldıklarını ve sonrasında çıkan bir tartışma sonucunda cinayeti işlediğini kabul etti. İfadesinin ardından serbest bırakılan yabancı uyruklu kişi hakkında işlem yapılırken, Emre Kaşık tutuklandı.
Son dönemde cuma hutbeleri, toplumda büyük bir tartışma konusu haline geldi. Geçtiğimiz haftaki hutbede “Kul Hakkı Ateşten Gömlektir” başlıklı konuşma, özellikle mirasla ilgili ifadeleriyle dikkat çekti. Hutbede yer alan bir cümle, “Kişinin kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır”, kamuoyunda çeşitli yorumlara neden oldu.
Tartışmalar sürerken, dikkat çeken bir açıklama da Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici’den geldi. Diyanet’in her zamanki gibi Allah’ın emirlerini hatırlattığını vurgulayan Destici, “Bu haftaki hutbede miras konusunda Allah’ın belirlediği ölçülere uyulmasının önemi vurgulanmaktadır. Tıpkı namaz, oruç, zekât ve tesettür gibi bu da kişinin iradesine bırakılmış bir sorumluluktur” dedi.
Destici, Diyanet’e yöneltilen eleştirileri “abesle iştigal” olarak tanımlayarak, “Din adamları Allah’ın emirlerini hatırlatmadığında görevlerini yerine getirmiş olmazlar. Ancak unutulmamalıdır ki, miras hukuku ve vatandaşlık hakları devletin yasaları çerçevesinde uygulanır. Dini hükümler, inanç sahiplerinin vicdani sorumluluğu içerisindedir; yasal düzenlemeler ise tüm vatandaşlar için bağlayıcıdır.” şeklinde konuştu.
BBP lideri, Diyanet’in dini uyarıları ile devletin hukuk sistemi arasında bir çatışma bulunmadığını belirterek, “Biri inanç rehberliğidir, diğeri vatandaşlık ve hukuk güvenliğidir. İkisine de saygı göstermek, hem inanç özgürlüğünü hem de hukuk düzenini korumaktır.” ifadelerini kullandı.
Elektrikli araçlar, dünya genelinde ve Türkiye’de satış rakamlarıyla dikkate değer bir artış sergiliyor.
2025 yılının ilk yarısında elektrikli araç satışları, 2024’e göre %27 oranında artarak toplamda 10,7 milyon adede ulaştı.
Bu süreçte Türkiye’de de elektrikli otomobil satışları 102 bin 160’a çıkarak pazar içindeki payını %17,9 seviyesine yükseltti.
Dünya genelindeki elektrikli otomobil satışlarının artışında Çin’in etkisi ön plana çıkıyor. Bu dönemde satış rakamlarının 6,5 milyonu Çin’de gerçekleşti. Böylelikle, Çin’deki elektrikli araç satışları, yıllık bazda %29 oranında bir büyüme gösterdi.
Avrupa’da da aynı dönemde elektrikli araç satışları %30 artış göstererek 2,3 milyona ulaştı. Kuzey Amerika’da ise bu rakam %2 artışla 1 milyon olarak kaydedildi.
Elektrikli araç satışlarının Türkiye’deki performansının beklentilerin üzerinde seyrettiği belirtiliyor. Geçen yıl ile karşılaştırıldığında %147 oranında ciddi bir artış gözlemleniyor.
Yılın ilk yarısında, ÖTV matrahlarındaki olası değişim beklentileri nedeniyle tüketicilerin elektrikli araçlara büyük bir talep gösterdiği ifade ediliyor. Bu durum, satışların yüksek seviyelerde kalmasına katkıda bulundu. Ayrıca, artan akaryakıt fiyatları, kullanıcıları elektrikli araçlara yönlendiren bir etken oldu. Geçtiğimiz ay yapılan ÖTV artışı ile elektrikli araç pazarında bir yavaşlama yaşanabileceği öngörülüyor. Çünkü, satılan elektrikli araçların %83’ü %10 ÖTV dilimindeydi, şimdi ise %25’ten başlıyor ve araç fiyatları 250 bin ile 300 bin lira arasında bir artış göstermiş durumda. Ancak elektrikli araçların ÖTV’si içten yanmalı motorlu araçlara göre hâlâ cazip kalıyor. Bu nedenle, satışlardaki yavaşlamanın geçici olduğu düşünülüyor ve önümüzdeki dönemde yeni bir ivmelenme bekleniyor. Ağustos ve eylüldeki showroom ve satış trafiği bu durumu daha net bir şekilde gösterecek.
Haziran ayında elektrikli araç satışlarının 25 bin 827 ile tüm zamanların en yüksek aylık satışına ulaştığı anımsatılıyor. İlk altı ayda ortalama aylık satışlar 16 bin civarını geçti.
Yılın geri kalanında, elektrikli araç satışlarının aylık ortalama 15 bin adedi bulabileceği tahmin ediliyor. Eğer büyük bir değişiklik olmazsa, elektrikli araç pazarının bu yılı 180 bin satışla kapatması bekleniyor. Türkiye’nin elektrikli araç satış oranı global ve Avrupa ile kıyaslandığında %18 civarında seyrediyor. Bu performansıyla Türkiye, elektrikli araç satışında Avrupa’da dördüncü sırada yer alıyor ve bu başarı, yüksek bir satış potansiyeline işaret ediyor.
Son iki yıl içerisinde Türkiye otomotiv pazarında satışların olumlu bir performans sergilediği belirtiliyor. 2025 yılı itibarıyla pazarın 2024’e benzer bir performans göstermesi bekleniyor.
Yılın ilk yedi ayında 715 bin 695 araç satılmış olup, bu rakam geçen yıla göre yıllık %7 artış sağladı. Aylık ortalama satışlar ise 100 bin adede ulaşmış durumda. Türkiye’nin 85 milyon nüfusunu göz önüne alırsak, bu sayı hala potansiyelin altında kalıyor. Türkiye’de 1000 kişiye 190 araç düşerken, Avrupa genelinde bu ortalama 500’ün üzerinde.
Bunun yanı sıra, otomobil satışlarının geçmişte büyük çoğunlukla kredi kullanımı ile gerçekleştiği ifade ediliyor. Olası bir faiz indirimine bağlı olarak, satışların daha da ivme kazanması bekleniyor. Mevcut koşullarla pazarın yılsonu satış beklentisi ise 1 milyon 200 bin araca ulaşabilir. Ayrıca, yeni ÖTV düzenlemesi ile içten yanmalı araçların dilimleri %70 ile %220 arasında değişiyor. Bu kapsamda, 1,4 litreye kadar olan araçların ÖTV’si %80’den %70’e düştü ve A ile B segmentindeki benzinli modellerde fiyatlar 40 ila 75 bin lira arasında bir düşüş kaydedildi. Bu durum, yılın kalan kısmında A ve B segmentindeki 1,4 litreyi geçmeyen içten yanmalı modellerde bir artış yaşanabileceğini düşündürüyor.
2022 öncesinde elektrikli araçların binek otomobil pazarındaki payı %1’in altında iken, 2023’te bu oranın yaklaşık %7’ye, 2024’te %10’a ve 2025 yılının ilk yarısında %18’e ulaştığı ifade ediliyor.
Bu başarılı artışta devlet teşviklerinin, pazara sunulan yeni modellerin çeşitliliği ve şarj altyapısındaki gelişmelerin büyük önemi olduğu belirtiliyor. 2023 itibarıyla, şarj soketi sayısı yaklaşık 3 bin iken, bu rakam 10 kat artarak 31 bini geçti. Elektrikli araç şarj istasyonu sayısı ise 12 bin olarak kaydedildi. Türkiye binek otomobil pazarında model çeşitliliği hızla artmakta olup, sadece bu yılın ilk altı ayında 12 yeni elektrikli araç tanıtıldı. Bu gelişmeler, elektrikli araçlara olan ilginin devam edeceğini gösteriyor.
Temmuz ayında uygulamaya giren ÖTV düzenlemesinin pazar üzerindeki etkilerinin, yılın ikinci yarısında daha net anlaşılacağı değerlendiriliyor.
Elektrikli araçların model çeşitliliği ve kullanıcı ilgisinin, satış temposunun yüksek kalmasını sağlayacak unsurlar arasında olduğu vurgulanıyor. Mevcut durumda pazarda 100’den fazla elektrikli model bulunduğu ve çoğu içten yanmalı araçlara kıyasla hala vergi avantajı sağlamaktadır. Bu nedenle, satış temposunun korunması bekleniyor ve yalnızca model bazında tercihlerde sınırlı değişiklikler olabileceği öngörülüyor. Tüm bu gelişmeler ışığında yıl sonunda toplam elektrikli araç pazar payının %20’nin biraz üzerinde gerçekleşmesi bekleniyor.
Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti Başkanı ile bakanlık yetkilileri arasında önemli bir toplantı gerçekleştirildi. 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri kapsamında hizmet kollarındaki müzakereler ele alındı. Bu bağlamda, bakanlıkta bir araya gelinerek, müzakerelerde gündeme gelen ana başlıklar ve talepler değerlendirildi. Taraflar, ilerleyen günlerde de uzlaşı sağlamaya yönelik görüşmelere devam edeceklerini bildirdi.
Dünyanın en varlıklı kadını, 101 milyar dolarlık servetiyle dikkat çekiyor. Çok az kişi onun adını duydu; ancak, servetiyle zirvenin sahibi durumda.
75 yaşındaki Alice Walton, ABD’nin Arkansas eyaletinde yaşıyor ve L’Oreal varisi Françoise Bettencourt Meyers’i geride bırakarak bu unvana erişti.
Alice Walton, Walmart’ın kurucusu Sam Walton’ın kızı. Babası hayattayken, şirket hisselerini aile ortaklığına devretmesiyle birlikte, kardeşleri Rob ve Jim Walton ile yeğeni Lukas, aile servetinin büyük bir kısmına ortak oldu.
Böylece, Alice Walton neredeyse 400 milyar dolarlık bir aile servetinin sahibi oldu.
Forbes’un verilerine göre, Walmart hisselerinin 2024 yılında yüzde 40 artmasıyla birlikte Walton’un serveti 28,7 milyar dolar artış göstererek toplamda 101 milyar dolara ulaştı. Françoise Bettencourt Meyers 81,6 milyar dolar, Julia Koch ise 74,2 milyar dolarla onu takip ediyor.
Dünyadaki milyarderlerin yalnızca yüzde 13’ü kadın olsa da, Alice Walton’un hikayesi bu oranı etkileyebilecek güçlü bir örnek sunuyor.
Walton, servetini sadece Walmart aracılığıyla edinmekle kalmadı; yıllar içinde varlıklarını da büyütmeyi başardı. Ancak lüks yaşam yerine sanat ve hayır projelerine yönelmeyi tercih ediyor.
Andy Warhol, Norman Rockwell ve Georgia O’Keeffe gibi sanatçıların eserlerini içeren büyük bir özel koleksiyona sahip. Ayrıca, memleketinde açılan Alice L. Walton Tıp Fakültesi’ni de destekliyor.
İlk beş mezun sınıfının eğitim giderlerini tamamen finanse edecek.