40,9925$% 0,51
47,7788€% 0,56
55,3212£% 0,60
4.395,11%-0,26
3.340,17%-0,24
11.264,39%1,16
21 Ağustos 2025 Perşembe
Türkiye’de konut satışları sürekli bir artış sergilerken, faiz oranlarındaki düşüşler konut kredilerine de olumlu bir yansıma göstermeye başladı. Bu durum, kiracıların “kira öder gibi ev sahibi olma” fırsatını daha çekici hale getiriyor.
Küçük dairelerde düşük peşinatlar ile başlayarak sabit taksit seçenekleri, kiradan kurtulmak isteyenler için yeni bir olanak sunuyor.
Son verilere göre, ev sahipliği oranının yüzde 60’ın altına düşmesi ve kiraların 25-30 bin lira seviyelerinde başlaması, konut talebinin artmasına neden oluyor. Özellikle tek yaşayanlar ve öğrenciler için 1+0 ve 1+1 daireler ön plana çıkıyor.
1 milyon lira değerindeki 1+0 daireler için 200 bin lira peşinat yeterli oluyor. BDDK’nın düzenlemeleri sayesinde A sınıfı enerji kimlik belgesine sahip konutlarda kredi oranı yüzde 90’a kadar ulaşabiliyor. Bu durum, 1 milyon liralık bir ev için 800 bin lira kredi alma imkânı yaratıyor.
Kredi taksitleri, kiraya alternatif olabilecek seviyelere çekilmiş durumda. 800 bin lira tutarındaki kredinin yüzde 2.69 faiz oranıyla 120 ay vadeli ödenmesi durumunda aylık taksit 22 bin 500 lira olarak belirleniyor.
Daha kısa vadelerde taksit tutarları artsa da, sabit taksitlerin uzun vadede kira artışlarına göre daha avantajlı bir seçenek sunduğu görülüyor.
Kira ödemek yerine kendi evinin kredisini ödemek, artan kira oranlarından kaçınma, sabit taksitler sayesinde bütçeyi koruma ve uzun vadede değer kazanacak bir yatırıma sahip olma anlamına geliyor.
Küçük daireler de olsa, her ay kira ödemek yerine kredi taksitleri ile tapu sahibi olma fikri, birçok kişi için giderek daha mantıklı bir alternatif haline geliyor.
ABD’de son açıklanan makroekonomik veriler, Merkez Bankası’nın (Fed) eylülde faiz indirimine gideceği yönündeki beklentileri artırırken, Fed Başkanı Jerome Powell’ın Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu’nda vereceği mesajlar yatırımcıların dikkatini çekiyor.
Fed’in Kansas City şubesi tarafından düzenlenen Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu, bu yıl 21-23 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilecek ve 1978’den bu yana her yıl düzenleniyor.
Merkez bankacıları, ekonomistler, finansal piyasa katılımcıları ve akademisyenler, Wyoming’deki Jackson Hole kasabasında önemli ekonomik konuları tartışmak üzere bir araya gelecekler.
Dünya çapında önde gelen merkez bankacılığı konferanslarından biri olarak bilinen bu sempozyum, küresel ekonomik meselelerin tartışılması için önemli bir platform sunacak.
Sempozyumun bu yılki teması “Geçiş Sürecindeki İşgücü Piyasaları: Demografi, Verimlilik ve Makroekonomik Politika” olarak belirlendi.
Doğum oranlarının düşük olması, iş gücünün yaşlanması ve yapay zekanın yaygınlaşması gibi etkenlerle iş gücü piyasaları önemli bir dönüşüm geçiriyor. Katılımcılar, bu değişimlerin gelecekte iş gücü konusunda nasıl bir etki yaratacağı ve maliye ile para politikalarıyla olan etkileşimlerini ele alacaklar.
Sempozyum, sunumlar, panel tartışmaları ve soru-cevap oturumları ile katılımcılara derinlemesine tartışma fırsatı sunacak.
Sempozyumda Fed Başkanı Powell, ekonomik görünüm ve para politikası hakkında bir konuşma yapacak.
Her yıl olduğu gibi, Powell’ın açıklamaları konferansın merkezi noktası olacak.
Mayıs 2026’da görev süresinin dolacak olması nedeniyle, Powell son Jackson Hole konuşmasını yapacak.
Bankanın 16-17 Eylül’de gerçekleşecek bir sonraki Federal Açık Piyasa Komitesi toplantısı öncesinde Powell’ın açıklamalarında para politikası ile ilgili ipuçları aranacak.
Powell ayrıca, Fed’in 5 yılda bir düzenlenen para politikası çerçevesinin gözden geçirme sürecine ilişkin değerlendirmeleri de gündeme getirecek.
Fed, temmuzda sürekli beş toplantısında politika faizini yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit bıraktı.
ABD’deki zayıf istihdam verileri, Fed’in eylülde faiz indirimine gitme olasılığını artırdı. Tarım dışı istihdamın temmuzda 73 bin kişi artması ve işsizlik oranının yüzde 4,1’den 4,2’ye çıkması, iş gücü piyasasındaki zayıflığı gösterdi.
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) temmuzda aylık bazda yüzde 0,2 artış gösterirken, yıllık bazda yüzde 2,7 ile beklenenin altında kaldı. Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise temmuzda aylık bazda yüzde 0,9, yıllık bazda ise yüzde 3,3 artarak endişeleri artırdı.
Moody’s Analytics Başekonomisti, Powell’ın gelecek ayki toplantıda faiz oranlarını düşürmeye yeniden başlayacağı yönünde bir sinyal vermesini bekliyor.
Powell’ın zayıflayan iş gücü piyasasını faiz oranlarını normalleştirmek için bir gerekçe olarak göstereceğini belirten analist, enflasyonun hedefin üzerinde olduğunu ve yükselen tarifeler nedeniyle gelecek aylarda artış gösterebileceğini ifade etti.
Diğer bir ekonomist, Powell’ın geçmişteki güvercin tutumunun bu sefer tekrarlanmayacağını, ancak eylül ayı için kesin bir taahhütte bulunmayacağını belirtti.
Missouri Üniversitesi profesörü, Powell’ın üzerindeki siyasi baskı dolayısıyla faiz oranlarını düşürme konusundaki tutumunun muğlak kalacağını öngörüyor.
Powell’ın istihdam verileri ve yüksek enflasyon hakkında ölçülü bir değerlendirme sunması bekleniyor.
Profesör, Fed’in eylülde faiz indirimine gideceğine inanırken, bunun açık bir şekilde ifade edilmeyeceğini düşünüyor.
Osmaniye’de yaşayan doğuştan görme engelli bir birey, maddi zorluklarla baş etmeye çalıştığını dile getirdi.
Yüzde 90 oranında ağır engelli raporu olan kişi, yüksek kiralar nedeniyle Adana’dan Osmaniye’ye taşındığını ifade etti.
Kendisi için en büyük sorun, müzisyenlik mesleğini icra edememesi oldu. Düğünlerde şarkı söyleyen kişi, maddi yetersizlikler nedeniyle bu işten uzak kaldığını belirtti. Şu an ikamet ettiği evin iki aylık kirasının biriktiğini ve bunu ödemekte zorluk çektiğini anlattı. Kirayı ödemediği için ev sahibinin kiracıya tahliye talebinde bulunmadığını, bu durumun kendisi için olumlu bir gelişme olduğunu fakat yine de kirayı ödemesi gerektiğini kaydetti. Devletin kendisine sağladığı 6 bin 450 lira engelli maaşıyla geçimini sağlayan bu birey, şu anda herhangi bir işte çalışmadığını söyledi. Çarşıda geçim kaynağı olarak yara bandı ve kağıt mendil satışı yaptığını açıkladı. Kiraların yüksek olduğunu dile getirerek, ev kiralarının 10 bin lira, aldığı engelli maaşının ise 6 bin 450 lira olduğunu ifade etti. Eşinin arada yemek yaptığı, ihtiyaç duyulduğunda aldıkları yemekleri kirayı denkleştirmek için kullandıkları belirtildi. Üç çocuk babası olan birey, çocuklarının okul masraflarını karşılamakta zorlandığını, her yıl aynı zorlukla yüzleşmek zorunda kaldığını kaydetti. Çocuklarını okula göndermek için büyük çaba sarf ettiğini ve onlara iyi bir eğitim sunmak istediğini vurguladı.
Ayrıca, bu ay gelen elektrik faturasının 3 bin lira olduğunu, bu ödemeyi gerçekleştiremediği için evindeki televizyonu satmak zorunda kaldığını belirtti.
Birey, yara bandı ve kağıt mendil satışları üzerinden 10 lira kazanmasına rağmen bazen evine hiç para götüremediğini söyledi.
Ünlü otomobil markası Bugatti, yeni hibrit hiper otomobili Tourbillon ve pist odaklı modeli Bolide için siparişlerin tamamlandığını açıkladı. Şirket, 2029 yılına kadar üreteceği tüm modellerin satışlarının yapıldığını belirtmektedir.
Tourbillon modeli yalnızca 250 adet üretilecek ve bu sınırlı sayıda araç için tüm ön siparişler alınmış durumda. Bugatti’nin tasarım yöneticisi, “Bolide’yi bitiriyoruz; Tourbillon üretimi ise önümüzdeki dört yıl boyunca devam edecek” açıklamasında bulundu.
Bugatti Tourbillon, 8.3 litrelik V16 motorunu üç elektrik motoruyla birleştiren hibrit sistemiyle toplamda 1.800 beygir gücü üretiyor. Araç, 0’dan 100 km/s hıza 2 saniyeden daha kısa sürede ulaşabiliyor. Sınırlı üretim adedi ve gelişmiş aerodinamik yapısıyla, hiper otomobil dünyasında yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor.
Pist odaklı olan Bugatti Bolide ise 8.0 litrelik W16 quad-turbo motoru sayesinde 1.600 beygir güç sağlıyor. FIA standartlarına uygun olarak tasarlanan bu araç, yalnızca 1.240 kg ağırlığında, bu da ona mükemmel bir güç/ağırlık oranı kazandırıyor. Performans odaklı olarak geliştirilen Bolide, yalnızca 40 adet ile sınırlı üretim yapılarak koleksiyon değeri taşıyor.
Ayrıca Bugatti, müşterilerine özel ayrıcalıklar sunmak amacıyla Solitaire programını duyurdu. Bu özel program, sınırlı sayıda VIP müşterilere bütçe kısıtlaması olmaksızın, kişiye özel hiper otomobil tasarlama imkanı tanıyor. Böylece markanın en sadık müşterileri 2029 sonrası için bile özel fırsatlara sahip olma şansını elde edecek.
2026-2027 yıllarını kapsayan toplu sözleşme zam görüşmeleri, milyonlarca memur ve emekli için ağustos ayının başlarında başlamıştı. Ancak, hükümetin son önerisi memur kesimi tarafından kabul edilmedi. Çarşamba günü gerçekleştirilen toplantıda sendikalar, görüşmeleri hakem heyetine taşıma kararı aldı.
Kamu işveren heyeti pazartesi günü ilettiği son teklifinde;
Memurlar, bu teklifi yetersiz buldu.
Hakem heyeti toplamda 11 kişiden meydana geliyor. Bunların;
Heyetin vereceği karar, nihai olacak ve toplu sözleşme hükmünde sayılacak.
Toplu sözleşme görüşmelerinin hakeme taşınmasıyla, heyetin 5 gün içinde kararını açıklaması gerekecek. Yasal düzenleme gereği, memur ve emeklilerin zam oranları, 31 Ağustos’a kadar kesinleşmiş olacak. Kararlar oy çokluğuyla alınacak.
Sosyal Güvenlik Müşaviri, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, sürecin nasıl ilerleyeceğine dair değerlendirmelerde bulundu:
2026 YILI BEKLENTİSİ: Merkez Bankası’nın enflasyon hedefinin %13-19 aralığında olduğunu belirten uzman, hükümetin sunduğu %11+%7’lik teklifin toplamda %18’e tekabül ettiğini ifade etti. Ancak, 2026 için %1’lik bir ek artışla toplam %19 zam beklediğini dile getirdi.
2027 YILI BEKLENTİSİ: Merkez Bankası’nın %5-9 aralığında bir hedef koyduğunu aktaran uzman, mevcut teklifin %8 olduğunu, fakat %1 ek artış ile %9 zam ihtimalinin öne çıktığını belirtti.
Uzman, “Toplu sözleşmenin amacı memurlar için bir koruma sağlamaktır. Bu nedenle Merkez Bankası hedefleri doğrultusunda revize bir zam kararı çıkabilecektir” dedi.