40,9157$% 0,77
47,9224€% 1,05
55,5534£% 1,01
4.410,52%0,05
3.335,74%0,03
10.870,57%0,43
17 Ağustos 2025 Pazar
Madonna, İtalya’nın Toskana bölgesindeki ünlü Palio di Siena yarışlarını çocuklarıyla birlikte izledi.
67 yaşındaki pop ikonu, aile gezisinde at yarışını seyrederken oldukça neşeliydi.
Siena şehrindeki bu geleneksel yarışların resmi olarak başlama tarihi 1633 yılına dayanıyor. Madonna, Orta Çağ geleneği olan yarışı çocuklarıyla beraber balkondan takip etti.
Altı çocuk annesi Madonna’ya, Carlos Leon’dan olan kızı Lourdes, Guy Richie’den olan oğlu Rocco ve 2017 yılında evlat edindiği Malawi doğumlu ikiz kızları Stella ve Estere eşlik etti.
Madonna ve çocukları, kendilerine selam veren hayranlarına balkondan cevap verirken, bir ara telefonlarıyla yarışı ve kalabalığı fotoğrafladılar.
Ayrıca Madonna, 19 yaşındaki Chifundo ‘Mercy’ James Kambewa Ciccone’nin de annesidir. 2007 yılında Mercy’yi evlat edindiğinde, o, sıtma hastası bir yetimdi. Madonna, daha önceki evliliklerinden dolayı yaşadığı hukuki zorluklarla birlikte Mercy’yi evlat edinebilmek için üç yıl mücadelesini sürdürdü.
2006 yılında Malavi’deki bir yetimhaneye maddi destek sağlarken henüz 13 aylık olan oğlu David Banda’yı da evlat edinen Madonna, bu aile gezisine katılmadı.
Madonna’nın 28 yaşındaki sevgilisi Akeem Morris de tatil boyunca ona ve ailesine eşlik etti.
Toplulaştırma, Türkiye’nin tarımında önemli bir sorun olarak öne çıkıyor. Parçalanmış araziler, verimli üretimin önündeki en büyük engellerden biri. Bu durum, pek çok köyde şikayetlere yol açarken, toplulaştırma çalışmalarının etkili bir şekilde yürütülmesi gerektiği vurgulanıyor.
1960 yılında başlayan toplulaştırma çalışmaları, daha sonra yapılan düzenlemelerle hızlandırılmaya çalışılsa da, halen birçok sorunla karşılaşılıyor. Mahkemelere yapılan başvurular ve itirazlar, bu süreçteki aksaklıkları gözler önüne seriyor.
Toplulaştırma, verimli üretim için kaçınılmaz bir ihtiyaç. Miras yoluyla bölünen arazilerde ekim yapmakta zorlanan çiftçiler, sınırlı verimlilikle karşı karşıya kalıyor. Alet ve ekipmanlar, daha fazla parçalı iş yapmak zorunda kalıyor ve bu da gelir kaybına yol açıyor. Toplulaştırma, tarımsal verimliliği artırmak için elzem bir adım olarak görülüyor.
2020-2024 yılları arasında toplulaştırma çalışmalarında zarar gören çiftçilere tazminat ödendi. Ödemelerin yapılması, uygulamada yaşanan ciddi sorunların bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. 2024 yılına ait arazi toplulaştırması için açılan dava sayısı oldukça yüksek; sadece 561 dava açılmış durumda ve 2,822 dava da devam ediyor. Bu sorunların bir an önce çözülmesi gerekmekte.
Çiftçiler, sulak arazilerinin başkalarına verildiğini ve bu durumun hak kaybına yol açtığını belirtiyor. Açılan davalar, bu durumun ciddi boyutlarda olduğunu gösteriyor. Ayrıca, toplulaştırma yöntemlerinin diğer ülkelerde de kullanıldığı, ancak Türkiye’de 2014 yılında yapılan düzenlemelere rağmen eksikliklerin olduğu dikkat çekiyor.
Doğru bir şekilde uygulanan toplulaştırmanın, tarımsal verimliliği artırmanın yanı sıra, alt yapı sorunlarını da ortadan kaldıracağı belirtiliyor. Bu nedenle, siyasi otoritelerin toplulaştırma ve kadastro süreçleriyle ilgili yaşanan şikayetleri ciddiyetle ele alması gerekmektedir. Kırsala dönüş, bu sorunların çözülmesiyle olanaklı hale gelecektir.
Geçtiğimiz haftada makroekonomik gelişmeler, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) para politikası üzerindeki etkileri açısından dikkatle incelendi. Temmuz ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verileri, yıllık enflasyondaki düşüş eğilimiyle Fed’e yönelik faiz indirimi beklentilerini destekledi.
Aynı dönemde açıklanan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), son üç yılın en hızlı artışını göstererek, Fed’in manevra alanı konusundaki endişeleri artırdı.
Fed’in eylül ayında 25 baz puanlık bir faiz indirimi yapması bekleniyor, ancak yüksek gelen üretici fiyatları bu olasılığı biraz zayıflatmış durumda. Öte yandan, para piyasaları hala indirim beklentilerini canlı tutuyor.
Çin’deki makroekonomik veriler de dikkat çekici. Temmuz ayında bankaların yuan cinsinden yeni kredilerinin, 20 yıl sonra ilk kez aylık bazda daraldığı bildirildi.
Toplam sosyal finansmanın (TSF) yıllık büyüme oranı yüzde 9’a çıkarken, M2 para arzı yıllık yüzde 8,8 arttı. Analistler, hane halkı ve şirket kredilerindeki isteksizliğin sürdüğüne dikkati çekti.
Çin Ulusal İstatistik Bürosu, temmuz ayında sanayi üretiminin yıllık yüzde 5,7 artarak sekiz ayın en düşük artış hızını kaydettiğini, perakende satışlardaki yıllık artışın ise yüzde 3,7 ile zayıf seyrini koruduğunu açıkladı.
Ocak-temmuz döneminde emlak yatırımları yüzde 12 gerilerken, kentsel işsizlik oranı temmuzda yüzde 5,2’ye yükseldi. TÜFE, yıllık bazda yatay kalırken, ÜFE yıllık yüzde 3,6 geriledi.
Konut piyasasındaki fiyat düşüş hızının, birinci kademe şehirlerde kısmen yavaşladığı bildirildi. Ancak analistler, sektörde kalıcı bir dengelenme için daha geniş kapsamlı destek ihtiyacının devam ettiğini belirtti.
Hafta boyunca, jeopolitik riskler ve diplomatik gelişmeler emtia fiyatları üzerinde etkili oldu. Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki belirsizlikler sürerken, ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Alaska’daki zirvesi de fiyatlamaları etkiledi.
Trump’ın Çin ile gümrük tarifesi ateşkesini 90 gün uzatması, ticaret müzakerelerinde olumsuz senaryoları geçici olarak ertelemiş olabilir. Ancak müttefik ülkelere uygulanan yüksek tarifelerin etkisi, emtia piyasalarında dalgalanmalara neden olmaya devam ediyor.
Bu gelişmelerle birlikte ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi haftayı yüzde 4,32 seviyesinde tamamladı ve dolar endeksi yüzde 0,3 düşerek 97,9’a geriledi.
Değerli metaller, ABD’de temmuz enflasyonunun ılımlı gelmesiyle Fed’in faiz indirimi beklentilerinden destek bulurken, üretici enflasyonundaki artış endişeleri de fiyatlar üzerinde baskı oluşturdı.
Jeopolitik gelişmeler, Trump ve Putin’in Alaska zirvesinin yarattığı belirsizlik, değerli metallerdeki fiyat dalgalanmalarını etkiledi. Altın fiyatları bu hafta dalgalı bir seyir izlerken, Trump’ın altın külçelerine gümrük tarifesi getirmeyeceğini açıklamasının etkisi oldu.
Bu gelişmelerle değerli metallerde fiyatlar, altın yüzde 1,8, gümüş yüzde 0,9 ve paladyumda yüzde 0,9 değer kaybederken, platin yüzde 0,3 arttı.
Baz metallerde, Çin’in sanayi üretimindeki yavaşlama ve emlak sektöründeki düşüş fiyatlamalar üzerinde baskı yaratıyor. Ancak nikel ve bakır pozitif ayrışma gösteriyor.
Bakır fiyatları üzerinde, arz tarafındaki gelişmeler etkili oldu. Dünyanın en büyük bakır üreticisi olan Şili’deki Codelco madeninde oluşan tünel çökmesi nedeniyle üretimin aylarca durabileceği belirtildi. Zambiya’nın ikinci çeyrek bakır üretimi de düşerek 2025 hedeflerini riske attı. Bu durum bakır fiyatlarını destekliyor.
Çinko fiyatlarına gelince, Trafigura şirketinin Singapur’daki LME onaylı depolardan büyük miktarda çinko çekerek ABD’ye sevk etmesi dikkat çekici. Bu durum, ABD’nin çinko ithalatına ek vergi gelmesi beklentisiyle de bağlantılı.
Bu gelişmelerle baz metallerde bu hafta bakırda yüzde 0,3, nikelde yüzde 0,4 değer kazanırken, çinkoda yüzde 1,3, alüminyumda yüzde 0,5 ve kurşunda yüzde 1,1 değer kaybedildi.
Brent petrolün varil fiyatı haftayı dalgalı bir seyirle tamamlarken, küresel petrol talebinin zayıfladığına dair raporlar nedeniyle en düşük seviye olan 64,75 doları gördü. Ancak Trump ile Putin’in zirvesinden önce değer kaybını kısmen telafi etti.
Brent petrol varil fiyatı yüzde 0,1 azalmışken, doğal gaz fiyatları da yüzde 2,5 değer kaybetti.
Tarım emtia piyasası geçen hafta karmaşık bir seyir izledi. ABD’de mısır ve soya için yüksek verim beklentileri, Rusya ve Avustralya’daki artan buğday rekoltesi fiyatlar üzerinde baskı oluşturdu. Ancak ABD’den gelen güçlü ihracat satışları özellikle mısır ve buğdaydaki düşüşleri telafi etti.
Buğday fiyatları, geçen haftayı yükselişle tamamlarken, fiyatların dalgalanması devam etti. Küresel buğday arzındaki artış, fiyatların baskı altında kalmasına neden oluyor.
Avustralya ve Arjantin’deki yağmurlar, buğday verimini artırma olasılığını güçlendiriyor. Chicago Ticaret Borsası’nda, mısır, soya fasulyesi ve buğday fiyatları, artış gösterdi.
Kahve, şeker ve pamuk fiyatları da yükselirken, kakao fiyatları haftayı artışla kapattı.
Vadeli işlem ve emtia piyasaları uzmanı, buğdayın düşük seviyelerde kalmasının nedenlerini değerlendirirken, yüksek rekoltenin fiyat baskılarını artırdığını belirtti. Dünya buğday ticaretinin büyük kısmı Rusya ve Ukrayna’dan gerçekleşiyor, ancak Türkiye’nin katkılarıyla tahıl koridorunun kurulması ürünlerin uluslararası piyasalara erişimini kolaylaştırdı.
Buğday üretim tahminlerindeki artış fiyatları etkilemeye devam ediyor. Kısa vadede, üretim tahminleri izlenmeye devam edilecek.
17 Ağustos Marmara Depremi’nin 26. yıl dönümünde, çeşitli farkındalık etkinlikleri düzenleyen Karşıyaka Belediyesi, yıl boyunca afet bilincini artırmak ve kenti olası felaketlere karşı daha hazırlıklı hale getirmek için birçok çalışma gerçekleştirdi. “Afetlere dirençli Karşıyaka” hedefi doğrultusunda, Afet İşleri Müdürlüğü koordinasyonunda yapılan etkinliklerle binlerce öğrenciye ve vatandaşa eğitim verildi.
Yenilenen Afet Eğitim Merkezi ve deprem eğitim simülatörü sayesinde son bir yılda 2 bin 240 öğrenciye temel afet bilinci eğitimi sunuldu. İlçedeki okullarda düzenlenen deprem tahliye tatbikatlarıyla birlikte bin 105 öğrenciye ulaşıldı. “Mahalle Afet Gönüllüleri” projesinin ilk aşamasında 208 gönüllü, 16 saatlik eğitimlerini başarıyla tamamlayarak afet anında ailelerine ve komşularına yardım edebilecek bilgi ve beceriler edindi.
Ayrıca, belediyenin 13 farklı biriminden gönüllü olarak katılan 32 personelden oluşan Karşıyaka Belediyesi Arama Kurtarma Ekibi oluşturuldu. AFAD İzmir İl Müdürlüğü ile iş birliği yapılarak hafif seviye kentsel arama kurtarma eğitimleri alan ekip, akreditasyon sürecine devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Afet Eğitim Merkezi’ne eklenen enkaz eğitim alanı, arama kurtarma ekibinin tatbikatıyla hizmete sunuldu. Ekibin çalışmaları, Örnekköy Şantiye Tesisleri’nde bulunan enkaz eğitim alanı ve eğitim salonunda sürdürülmekte.
Başkan Ünsal, depremlerin Türkiye’nin gerçeği olduğunu belirterek, “17 Ağustos 1999’da yaşadığımız trajediler ve sonrasında meydana gelen felaketler, hazırlıklı olmanın hayati önemini bize bir kez daha hatırlattı. Karşıyaka Belediyesi olarak, sadece yapılarımızı değil, vatandaşlarımızı da afetlere karşı güçlü ve bilinçli bireyler haline getirmek için çalışıyoruz. Son bir yılda binlerce öğrencimize ve vatandaşımıza temel afet bilinci kazandırdık, Mahalle Afet Gönüllüleri projesini başlattık, kendi arama kurtarma ekibimizi kurduk. Bildiğimiz üzere, afetlere karşı en büyük gücümüz, bilgiye sahip ve dayanışma içinde bir toplum olmaktır. Bu anlayışla, Karşıyaka’nın geleceğini daha güvenli ve dirençli kılmak için çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Özlem Çerçioğlu’nun CHP’den AK Parti’ye geçişi, siyaset dünyasını sarstı. “Topuklayan Efe” olarak bilinen Çerçioğlu’nun bu parti değişikliği, muhalif kesimden büyük bir tepki aldı. Geçiş süreci devam ederken, ilginç bilgiler ortaya çıktı.
Çerçioğlu’nun oğlu Ata Caner Çerçioğlu ile ilişki yaşayan ünlü oyuncu Miray Daner, sosyal medyada kullanıcıların ilgi odağı oldu.
Daner’in 18 Haziran’da paylaştığı fotoğrafların altına yapılan bazı yorumlar dikkat çekti: “Ay bıraktık seni izlemeyi”, “Ayrıl kız, hayır gelmez”, “Görürseniz topuklayan efeye selam gönderin”.
Bazı takipçiler ise “Arkadaşlar, neden Ata’nın ailesi yüzünden suçlandığını anlamıyorum? Miray, kendi sınırlarını çizebilecek biri” gibi destekleyici yorumlar yaptı.
Ata Caner Çerçioğlu, Mart 2018’den bu yana aile şirketinin satış ve pazarlama biriminde görev almakta.