Japon otomobil üreticisi Nissan, Nisan-Haziran dönemine ait finansal raporunu kamuoyuyla paylaştı. Bu yıl, başka bir Japon markası olan Honda ile yapılması planlanan ortaklık anlaşmasının iptal olmasının ardından, Nissan bu çeyrekte 116 milyar Japon yenisi (yaklaşık 784 milyon dolar) zarar bildirdi.
FABRİKALAR KAPANDI
Zorlu bir dönemden geçen otomobil üreticisi, Honda ile olan iş birliğinin sona ermesinin ardından birçok üretim tesisini kapatma kararı alarak, işten çıkarmalara yönelmişti.
Şirketin yayınladığı sonuçlarda, “Şirketin çevresindeki ticari ortamın belirsizliği göz önüne alındığında, yılın geri kalanına ait finansal veriler kesinlik kazanmış değil” denildi.
TARİFELERİN ETKİLERİ
Japon otomobil üreticisi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Japonya’dan ithal araçlar için belirlediği ilk yüzde 25, ardından ise yüzde 15 olarak revize edilen gümrük tarifelerinden en fazla etkilenen firmalardan biri oldu.
İstanbul Ümraniye’de faaliyet gösteren beton santralleri, Kadıköy, Üsküdar, Beykoz, Ümraniye, Ataşehir, Maltepe, Kartal ve Çekmeköy ilçelerine hazır beton dağıtım hizmeti sunmaktadır.
ORTAK ŞİRKETLERİN HEPSİ KONKORDATO BAŞVURUSUNDA BULUNDU
Mahkeme kayıtlarına göre, Göz Mimarlık ve İnşaat A.Ş., CG Beton Sanayi Ticaret Ltd. Şti., BRH Mimarlık ve İnşaat Ltd. Şti., Kurna Taş Ocağı İşletmeciliği Ltd. Şti. ve MCG Film Medya A.Ş., konkordato başvurusu için Mahmut Cüneyt Göz ile birlikte hareket etti.
3 KİŞİLİK KOMİSER HEYETİ GÖREVLENDİRİLDİ
Mahkeme, geçici mühlet kararı sonrasında üç uzman ismi konkordato komiseri olarak atadı. Duruşmanın 15 Ekim 2025 tarihinde saat 15.30’da gerçekleşeceği bildirildi.
7 GÜNLÜK İTİRAZ SÜRESİ TANINDI
Karara göre, konkordato ilanından sonra alacaklıların bu karara itiraz edebilmesi için gazetede yayın tarihinden itibaren 7 gün süreleri bulunuyor. Ayrıca, konkordato mühletini gerektirecek bir durum olmadığını öne sürenlerin itirazlarını delilleriyle birlikte mahkemeye sunabilecekleri ifade edildi.
Otomotiv tarihindeki devrim niteliğindeki yeniliklerden biri, basit bir mayonun ortaya çıkması olmuştur. Bikininin yaratıcısı Louis Réard, pazarlama dehasını sergileyerek icadını tanıtmak için tekerlekler üzerinde sürüklenen bir sanat eseri meydana getirdi: Efsanevi tekne-otomobil.
Savaş sonrası Fransa’sında, “skandal” olarak adlandırılan bikinisini tanıtmak için dikkat çekici bir yöntem arayan Réard, mobil bir reklam aracını seçti.
Dönemin ünlü karoser üreticisi Henri Chapron ile anlaşarak, 1937 model bir Packard Super Eight şasisi üzerinde yat şeklinde bir otomobil tasarladı.
Lombozları, zarif pruvası, merkezi direği ve şampanyalı vaftiz töreni ile bu araç, özgürlüğün ve yeni yaşam sanatının dinamik bir sembolü haline geldi.
Ödüllü Bir Reklam Aracı
Bu tekerlekli yat, Fransa yollarında fırtına gibi esti. Ünlü Tour de France bisiklet turunda sergilendi ve dönemin en prestijli reklam ödülü olan “Grand Prix de la Publicité”yi kazandı.
Yaklaşık 30 yıl boyunca aktif olarak kullanılan otomobil, sonunda Louis Réard tarafından garaja çekildi ve uzun yıllar boyunca unutuldu.
Son zamanlarda, Paris’teki Rétromobile 2025 klasiğinde yeniden gün yüzüne çıkan bu eşsiz otomobil, ünlü müzayede evi Artcurial tarafından satışa sunuldu. Koleksiyonerler tarafından yoğun ilgi gören aracın tahmini değeri 250.000 ila 300.000 avro olarak belirlendi.
Yeni bir otomobil satın alındığında, aracın değeri yola çıkmadan önce bile düşmeye başlar. Ancak bu değer kaybı her model için farklı hızlarda gerçekleşir. Avrupa merkezli otomobil satış platformu eCarsTrade, 2020 model araçların beş yıl içindeki ikinci el piyasa değerlerini inceledi. Rapor, sürücüler için sürprizlerle dolu olup, bazı modellerin yatırım açısından ne kadar riskli olabileceğine dair çarpıcı sonuçlar sundu.
Araştırma, 2020 yılına ait bazı araçların beş yıl içerisinde %65’in üzerinde değer kaybı yaşadığını ortaya koydu. Listenin zirvesinde BMW 7 Serisi bulunuyor; bu model %65,43 oranında değer kaybederek lüks segmentteki imajını ciddi bir şekilde sarstı. 2020 yılında statü sembolü olarak kabul edilen bu aracın ikinci el piyasa değeri neredeyse BMW 3 Serisi seviyesine geriledi.
İkinci sırada yer alan Tesla Model S ise %64,22’lik değer kaybı ile elektrikli araçların ikinci elde ne kadar hassas olduğunu gözler önüne serdi. Bir dönem yenilikçi teknolojisi ile ön plana çıkan Model S, günümüzde rekabetçi ve uzun menzil sunan rakipleriyle yeterince başa çıkamadığı için ikinci el değerinin hızla düştüğü belirtildi.
Ayrıca Nissan Leaf, Tesla Model Y, Chevrolet Bolt EV ve Tesla Model 3 gibi elektrikli araçlar da değer kaybı konusunda dikkat çekici sonuçlar gösterdi. Bu durum, elektrikli araçların sıfır alımında cazip avantajlar sunduğunu ancak ikinci elde hızlı bir değer kaybı yaşadığını ortaya koydu. Elektrikli segmentteki hızlı teknoloji değişimleri, eski modellerin hızla demode olmasına yol açıyor.
eCarsTrade’nin raporuna göre, 2020 model araçlar arasında ikinci elde en çok değer kaybeden on otomobil modeli şu şekilde sıralandı:
BMW 7 Serisi – %65,43
Tesla Model S – %64,22
Audi A6 – %64,20
Nissan Leaf – %60,39
Tesla Model Y – %58,47
Chevrolet Bolt EV – %57,80
Tesla Model 3 – %50,41
Jeep Grand Cherokee – %48,88
Mercedes-Benz E-Serisi – %47,77
Ford Escape – %47,49
UZMANLARDAN ÖNERİLER
Otomotiv uzmanları, sıfır araç satın alırken sadece fiyat, motor gücü veya donanım özelliklerine değil, aynı zamanda uzun vadeli değer koruma gibi unsurların da göz önünde bulundurulmasını öneriyor. Zira bazı otomobiller birkaç yıl sonunda büyük oranda değer kaybederek sahibini zarara sokabiliyor. Özellikle elektrikli araç alacak sürücülerin, teknolojik gelişmeleri dikkatli takip ederek en uygun modeli zamanında seçmeleri gerektiği vurgulanıyor.
03:49
News
