40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
02 Ağustos 2025 Cumartesi
NBA tarihinin en önde gelen pivotlarından biri olarak bilinen Shaquille O’Neal, “DJ Diesel” sahne adıyla müzik dünyasında da yer alıyor.
Spor kariyerindeki başarılarını elektronik müzik sahnesine taşıyan O’Neal, dün akşam İstanbul Festivali’nin açılışında performans sergiledi.
1-17 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşen festivalde, 5 Ağustos’ta ünlü sanatçı Jennifer Lopez’in de sahne alacağı bildirildi.
Otomotiv sektörünün liderlerinden Toyota, global varlığını gözler önüne seren dikkat çekici bir istatistik paylaştı.
Geçtiğimiz yılı satış şampiyonu olarak kapatan Japon otomobil markası, dünya genelinde aktif olarak kullanılan 150 milyondan fazla Toyota marka araca sahip olduğunu açıkladı. consumeraffairs.com’da yer alan habere göre, bu rakam, gezegenimizdeki her 10 araçtan birinin Toyota olduğu anlamına gelmektedir.
Peki, Toyota bu “ölümsüz araç filosunun” sayısını neden şimdi duyurdu?
Şirketin açıklamalarına göre, bu açıklamanın ardında satış sonrası hizmetleri ve müşteri bağlılığını güçlendirme stratejisi bulunuyor. Toyota, bu geniş araç parkına yönelik bakım, parça tedariği, ikinci el araçların alım-satım ağı ve yeni abonelik tabanlı hizmetler gibi alanlarda büyümeyi hedeflemekte.
Hedges & Company’nin verilerine dayanarak, dünya yollarında şu anda yaklaşık 1,64 milyar araç bulunduğu belirtildi. 150 milyonluk aktif araç sayısıyla Toyota, dünya genelindeki pazar payının %9,2’sine tek başına sahip hale geliyor.
Marka, geçtiğimiz yıl bu başarısını sürdürdü. Lexus, Daihatsu ve Hino markalarıyla birlikte toplamda 10,8 milyon yeni araç satışı gerçekleştiren Toyota, bir önceki yıla göre %3,7’lik bir düşüş yaşamasına rağmen en yakın rakibi Volkswagen’in önünde kalarak liderliğini korudu.
İlk günlerinde G1 modelinden yalnızca 20 adet üreten Toyota, 1968 yılına gelindiğinde yıllık bir milyon adet satış rakamını geçerek bugünkü başarılı yolculuğunun temellerini atmıştı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın elektrik faturalarında uyguladığı kademeli tarife sisteminde değişiklik yaparak yıllık 5 bin kilowattsaatin üstündeki kullanımlarda devlet desteğinin kaldırılması uygulamasında sınırın daha da aşağı çekileceği iddia ediliyor.
Yapılacak değişiklikle birlikte 2026 yılında elektrik faturası 750 lirayı aşan kullanıcıların ödeyeceği tutarın iki katına çıkacağı belirtiliyor.
Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde, yeni yılda hayata geçirilmesi planlanan değişikliğe vatandaşlar tepki gösterdi. Bir vatandaş, şunları söyledi:
“2026 Ocak ayından itibaren elektrik desteğindeki sübvansiyonun kaldırılması bizleri zor duruma sokacak. Bu durumdan aldığımız 600-700 liralık katkıyı pazarda kullanıyorduk, ihtiyacımızı karşılıyorduk.
Zaten emekliler zor geçiniyor. Bu desteğin Ocak ayından itibaren de devam etmesini istiyoruz. Akmasa da damlıyordu der gibi buna karşıyız. Ülkemizde geçim sıkıntısı var, insanlar pazara çıkamıyor, alışverişlerini yapamıyor. Çiftçiler zarar ediyor. Bu desteğin devam etmesi herkesin yararına olacaktır. Elektriği nasıl az kullanalım? Gaz lambası mı yakalım, yoksa eski çağlardaki gibi mum mu? ”
Başka bir vatandaş da, “Kalkmasını istemiyorum, böyle devam etmesini istiyoruz çünkü ödeyemeyiz, iş yok. Hiç iş yok, evdeyim, ev hanımıyım,” dedi.
Bir başka vatandaş ise “Elektrik desteğinin kesilmesini istemiyoruz, devam etmesini istiyoruz. Bizim gibi garibanlar ne yapsın, nasıl ödeyelim? 750 lira gelen fatura 1500 liraya yükselecek, ödeyecek durumumuz yok. Bu desteğin devam etmesini istiyoruz,” derken; başka bir vatandaş da “Ben istemiyorum kalkmasını, ödeyemem. İnşallah kaldırmazlar,” ifadelerini kullandı.
CHP İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen, Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından yayımlanan 2025 yılı ilk yarısına dair “Ekonomik Değerlendirme Anket Analizi” sonuçlarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Ösen, iç pazar ve dış pazardaki talep düşüşünün yanı sıra üretim kapasitesinin de azaldığını vurguladı. 2025 yılı ilk yarısında firmaların %68’inin üretimlerinin azaldığını bildirdiğini kaydetti.
Ösen, anket sonuçlarının sanayicilerin geleceğe dair umutsuzluğunu yansıttığını belirtirken, “Firmaların %51’i ‘ekonominin koşullarına ilişkin beklentiler’ sorusuna ‘kötü olmaya devam edecek’ cevabını verirken, %21’i ise ‘daha da kötü olacak’ yanıtını veriyor. Bu durumda her 10 sanayiciden 7’si umutsuz bir bakış açısına sahip.” şeklinde konuştu.
Bu veriler ışığında, iktidarın sanayicilerin toparlanması için gerekli adımları atmadığını söyleyen Ösen, sanayicilerin sorunlarını da gündeme getirdi. Yüksek kredi faizlerinin devam etmesi, kurların baskılanması ve iç talepteki yavaşlama gibi durumların sanayicilerin zorluğunu artırdığını ifade etti. Ayrıca iş gücü maliyetlerindeki artış, döviz kurlarındaki belirsizlik ve nakit akışındaki bozulmaların çözülmesi gereken sorunlar arasında yer aldığını vurguladı.
Ösen, hükümetin sanayicilerin sesine kulak vermesi gerektiğini belirterek, “Öncelikle finansmana erişimin önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor. Aylardır sanayiciler finansmana erişim bekliyor. Bununla birlikte finansmana erişim maliyetlerinin düşürülmesi de acil talepler arasında.” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ocak-haziran döneminde turizm geliri 25 milyar 778 milyon 39 bin dolar olarak belirlendi.
Bu rakam, geçen yıla göre yüzde 7,6’lık bir artış göstererek yılın ilk yarısındaki en yüksek turizm geliri olarak kaydedildi.
Bu dönem içerisinde Türkiye’yi ziyaret eden turist sayısı, geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında yüzde 1,7’lik bir artışla 25 milyon 533 bini geçti.
Türkiye’yi ziyaret eden yabancı turistlerin hediyelik eşya harcamaları, 2023 yılının ilk yarısında rekor bir seviyeye ulaştı.
Geçen yılın ocak-haziran döneminde 904 milyon 396 bin dolar harcayan turistler, bu yıl aynı dönemde hediyelik eşya için yüzde 15 artışla 1 milyar 48 milyon 518 bin dolar harcama gerçekleştirdi.
Antalya, Muğla ve İstanbul gibi popüler destinasyonlarda yoğunlaşan turistler, bu dönemde en yüksek hediyelik eşya harcamasını yaptı.
Bu harcama, şimdiye kadarki en yüksek rakam olarak kayıtlara geçti.
Türkiye’nin kültürünü yansıtan Türkiye’ye özgü magnetlerden halı, kilim, lokum ve çerez gibi ürünler, dünyanın dört bir yanına götürüldü.
Turizm gelirlerinin harcama türlerine göre analizi gösteriyor ki, turistler ilk 6 aylık dönemde en fazla yeme-içme alanında harcama yapmışlardır.
Bu dönemde turistlerden elde edilen gelir, yeme-içme kategorisinde 5 milyar 427 milyon 718 bin dolar olarak kaydedilirken, bunu 4 milyar 573 milyon 740 bin dolarla diğer mal ve hizmet harcamaları takip etti.
Turistlerin yerli ve uluslararası ulaştırma harcamaları 3 milyar 544 milyon 208 bin dolar, giyecek ve ayakkabı harcamaları ise 2 milyar 693 milyon 516 bin dolar olarak rapor edildi.
Yılın ilk 6 ayında turistlerin harcama türlerine göre verileri ise şu şekilde belirlendi:
Harcama Türleri ve Miktarları (Bin Dolar):
Yeme-İçme: 5.427.718
Diğer Mal ve Hizmetler: 4.573.740
Yerli Uluslararası Ulaştırma: 3.544.208
Giyecek ve Ayakkabı: 2.693.516
Konaklama: 2.621.724
Sağlık: 1.392.762
Ulaştırma (Türkiye İçi): 1.284.425
Hediyelik Eşya: 1.048.518
Diğer Harcamalar: 831.706
Spor, Eğitim, Kültür: 312.681
Tur Hizmetleri: 48.446