Rabia Soytürk ile Samet Vuruşan barıştı
Rabia Soytürk ve Samet Vuruşan yeniden ayrılık ve barış döngüsünde
Geçtiğimiz aylarda aralarındaki inişli çıkışlarla gündeme gelen Rabia Soytürk ile Samet Vuruşan, son haftalarda tekrar ayrı düştü. Çift, birkaç hafta önce yaşadıkları yeni kriz sonrası ilişkilerini sonlandırdıklarını duyurdu.
Ayrılık sonrası ikilinin sosyal medya hesaplarında birbirlerini takipten çıkması dikkat çekti. Hayranları ve medya takipçileri, bu hamleyi ilişkinin bitiş sinyali olarak değerlendirdi.
Bu gelişmelerin hemen ardından Rabia Soytürk’ün adı bir meslektaşıyla anılmaya başladı; bu iddialar sosyal medyada ve magazin gündeminde geniş yer buldu. İddiaların ardından çift kısa sürede bir araya gelme kararı aldı.
Barışmayı, birbirlerini yeniden takip etmeye başlamalarıyla duyuran ikili, bu adım ile ilişkilerine ikinci bir şans verdiklerini göstermiş oldu. Durumun ilerleyen günlerde nasıl şekilleneceği takip ediliyor.
CIGRE Başkanı Papailiou: “Türkiye enerji dönüşümünde kritik konumda”
CIGRE: Ülkelerarası Enterkonneksiyonlar Enerji Dönüşümünde Kritik Öneme Sahip
CIGRE başkanlığı, elektrik iletim hatlarıyla kurulan enterkonneksiyonların küresel enerji dönüşümünde anahtar rol oynayacağını vurguladı ve coğrafi konumu nedeniyle Türkiye’nin bu sürece güçlü katkı sağlayabileceğini belirtti.
CIGRE’nin Yapısı ve Misyonu
100 yılı aşkın geçmişe sahip olan CIGRE, elektrik enerjisi alanında kar amacı gütmeyen ve dünya çapında etkili bir uzmanlık ağı olarak öne çıkıyor. Kuruluşun on binden fazla üyesi ve yaklaşık 60 ulusal komiteyle 100’ü aşkın ülkede faaliyet gösteren geniş bir yapısı bulunuyor. Temel amaç, teknik bilgi paylaşımı ve enerji sektöründeki dönüşüm süreçlerine katkı sağlamak.
Çalışma Alanları ve Öncelikler
CIGRE, enerji dönüşümünün çeşitli boyutlarını ele alan çok sayıda çalışma grubuyla aktif olarak çalışıyor. Öne çıkan alanlar arasında şunlar yer alıyor:
- Enerji depolama çözümleri
- Ulusal ve uluslararası şebeke planlaması ve inşası
- Hidrojen teknolojileri
- Yapay zeka ve dijitalleşme uygulamaları
Bu alanlara odaklanan çalışmalar, yeni teknolojilerin benimsenmesini hızlandırmak ve uygulama süreçlerine teknik destek sağlamak amacıyla yürütülüyor.
İletim Altyapısının Dönüşümdeki Rolü
Enerji dönüşümünün gerçekçi bir şekilde ilerleyebilmesi için güçlü bir iletim altyapısının şart olduğu belirtiliyor. Bu çerçevede Türkiye’nin 2035’e kadar iletim altyapısına yapmayı planladığı önemli yatırım hedefleri dikkat çekiyor. Güçlü bir iletim ağı, yenilenebilir kaynakların entegrasyonu ve bölgesel enerji ticaretinin geliştirilmesi için temel gereklilik olarak değerlendiriliyor.
Türkiye’nin Stratejik Konumu
Jeopolitik konumu nedeniyle Türkiye, uluslararası enterkonneksiyon ağlarında önemli bir aktör olarak görülüyor. Bölgesel bağlantılar ve sınır ötesi enerji hatları, enerji arz güvenliği ve verimli kaynak paylaşımı açısından kritik öneme sahip. CIGRE, ulusal komiteler aracılığıyla Türkiye’nin bu süreçteki rolünü desteklemeyi amaçlıyor.
Yeni Bağlantı Girişimleri ve İşbirliği
Yakın dönemde planlanan ülke içi ve ülkelerarası yeni bağlantı projeleri memnuniyetle karşılanıyor. Bu tür projelerin teşviki, hem teknik işbirliklerini güçlendiriyor hem de bölgesel entegrasyonu artırıyor. Elektrik altyapısının insanları ve ülke ekonomilerini birbirine bağlayan bir unsur olduğu vurgulanıyor.
Sonuç olarak, güçlü iletim hatları ve enterkonneksiyonlar enerji dönüşümünün merkezinde yer alıyor; teknik bilgi paylaşımı ve uluslararası işbirliğiyle bu dönüşümün hızlandırılması mümkün olacak.
Trump’ın yeni vize ücretleri Silikon Vadisi’ni sarstı: Şirketler yurtdışına kayabilir
H-1B Vize Ücretlerindeki Artış ABD Teknoloji Sektörünü Sarsıyor
ABD yönetiminin H-1B vizesi başvuruları için getirdiği yüksek ek ücret düzenlemesi, Silikon Vadisi ve ülke genelindeki teknoloji şirketlerinin işe alım stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden oluyor. Uzmanlar, programın yabancı yetenekleri çekme işlevinin zayıflayabileceğini ve firmaların personel planlarını farklı coğrafyalara kaydırabileceğini belirtiyor.
İşe Alım Planları Askıya Alındı
Yeni düzenlemeye göre H-1B için başvuran yeni adaylardan alınacak ek ücret, önceki maliyetlerin çok üstünde ve şirketlerin bütçelerini zorlayacak düzeyde. Birçok kuruluş, artan maliyetler nedeniyle yeni işe alım süreçlerini geçici olarak durdurdu veya erteledi.
Firmalar Alternatif Pazarları Değerlendiriyor
Göçmenlik hukuku uzmanları ve yatırımcılar, bazı büyük şirketlerin bu koşullar altında ABD’de yeni yetenekleri istihdam etmenin sürdürülebilir olmadığını düşündüğünü söylüyor. Bu durum firmaları, yetenek havuzunu genişletmek için başka ülkeleri ve uzak çalışma modellerini değerlendirmeye itiyor.
H-1B Başvurularında Azalma Bekleniyor
2024’te onaylanan H-1B başvurularının sayısı yüksek seyretti; ancak yeni ücret uygulamasıyla birlikte bu sayının düşmesi öngörülüyor. Bir teknoloji girişimi yöneticisi, H-1B yoluyla işe alınabilecek personel sayısının azalacağını ve işgücünü Hindistan gibi pazarlara kaydırma eğiliminin artabileceğini ifade etti.
Start-up’lar Orantısız Etkilenecek
Büyük teknoloji şirketlerinin mali kaynakları ve hisse opsiyonları sayesinde ek maliyeti karşılayabileceği öngörülürken, küçük ölçekli girişimler için bu yükün ağır olacağı vurgulanıyor. Yatırımcılar, 25’ten az çalışanı olan şirketlerin yeni ücretleri göğüslemede zorlanacağını belirtiyor.
Yenilikçilik Riski Artıyor
Araştırmalar, yüksek değerlemeli Amerikan girişimlerinin önemli bir kısmının göçmen kurucular tarafından hayata geçirildiğini gösteriyor. Yeni ücret düzenlemesinin kalıcı hale gelmesi durumunda, yetenekli kurucuların ve girişimcilerin yatırım ve kuruluş için ABD dışında alternatifleri tercih etme olasılığı artacak, bu da ülkenin inovasyon ekosistemini zayıflatabilir.
Uzmanlar, kararın kısa vadede şirketlerin işe alım ve bütçe planlarını yeniden şekillendireceğini, orta ve uzun vadede ise küresel yetenek rekabetinde ABD’nin konumunu etkileyebileceğini belirtiyor.
AYM’ye bireysel başvuruda yeni dönem: 1 Ekim’de başlıyor
Bireysel Başvurunun 13. Yılında Anayasa Mahkemesi’nde Sempozyum Düzenlendi
Anayasa Mahkemesi tarafından, “Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararlarının Geriye Yürümemesi Kuralının Bireysel Başvuruya Etkisi” başlıklı sempozyum gerçekleştirildi. Etkinlikte mahkeme başkanları, yüksek yargı temsilcileri, Adalet Bakanlığı yetkilileri ve çok sayıda davetli yer aldı.
Açılış ve Temel Değerlendirmeler
Sempozyumun açılış konuşmasında, bireysel başvuru hakkının toplumla anayasanın buluşmasını sağladığı vurgulandı. Konuşmada, başvurunun yalnızca kurum ve hukuk çevrelerinin değil, hakları ihlal edilen her kişinin doğrudan başvurabildiği yaşayan bir hukuk mekanizması haline geldiği ifade edildi. Bu gelişme sayesinde hem hak arama bilincinin güçlendiği hem de Mahkemenin toplumla daha yakın ilişki kurduğu belirtildi.
Sistemin Kullanımı ve İstatistikler
Bireysel başvurunun uygulanmaya başlamasından bu yana yoğun şekilde kullanıldığı ifade edildi. Sunulan rakamlar özetle şunlardır:
- Bireysel başvuru mekanizisi 23 Eylül 2012’den beri yaklaşık 700 bin kişi tarafından tercih edildi.
- 2024 yılında gelen yaklaşık 70 bin başvurunun 67 bini sonuçlandırıldı ve süreçte 5 bin 551 ihlal kararı verildi.
- 2025 yılı itibarıyla gelen 50 bin başvurudan 40 bini karara bağlandı.
Ayrıca, başvuruların erişimini kolaylaştıracak bir adım olarak 1 Ekim 2025 tarihinden itibaren bireysel başvuruların UYAP Avukat Portalı üzerinden de yapılabileceği duyuruldu.
Adaletin Toplumsal Rolü
Adaletin hem bireyler hem de devletler için temel bir değer olduğu; adaletin varlığının toplumun huzuru, güvenliği ve refahı için şart olduğu vurgulandı. Adaletli düzenin toplumsal güveni pekiştirdiği, devletin meşruiyetini güçlendirdiği ve insanların güven içinde yaşamalarını sağladığına dikkat çekildi.
Küresel İhlaller ve İnsanî Müdahale Çağrısı
Sempozyum konuşmasında, dünyada yaşanan savaşlar, katliamlar ve insan hakları ihlallerinin temel insani ve hukuki değerleri zayıflattığına dikkat çekildi. Başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere mağdur durumdaki insanların karşılaştığı insanlık dışı muamelelere sessiz kalınmaması; yapılan zulümlere ırk, din, dil, renk farkı gözetmeksizin zaman kaybetmeden ve adalet odaklı müdahale edilmesi gerektiği ifade edildi. Barışın sürdürülebilir olması için ahlaki değerlerin ve hukukun üstünlüğünün korunmasının öncelikli olduğu belirtildi.
Sempozyum, bireysel başvuru mekanizmasının hukuki etkileri ve uygulamadaki gelişmelerin değerlendirilmesiyle devam etti.