40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
27 Temmuz 2025 Pazar
Temmuz ayının henüz bitmemesiyle birlikte, Antalya 2.3 milyon yabancı ziyaretçiye ulaşarak önemli bir başarıya imza attı. Yılın ilk yedi ayında, 8.5 milyonun üzerinde turisti ağırlayarak sektöründe önemli bir yere sahip olduğunu bir kez daha gösterdi. Ayrıca, 26 Temmuz Cumartesi günü 104 bin 359 ziyaretçiyle tarihi bir günlük giriş rekoru kırdı.
Rekorla alakalı değerlendirmelerde bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Antalya; doğal güzellikleri, tarihi zenginlikleri, kültürel mirası ve misafirperverliğiyle dünya genelinde kendine hayran bırakan bir destinasyon olmaya devam ediyor. Bu başarı, kararlı yatırımlarımız ve kamu-özel sektör iş birliğinin bir sonucudur” şeklinde konuştu.
Bakan Ersoy, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, otel çalışanlarından rehberlere, tur operatörlerine kadar tüm turizm paydaşlarına teşekkür etti. Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde, turizm alanında kaliteden ödün vermeden büyüme hedefleri belirlendiklerini vurgulayan Ersoy, “Türkiye Yüzyılı, turizmin de yüzyılı olacak” dedi.
Bakan Ersoy, Antalya’nın 26 Temmuz Cumartesi günü 104.359 yabancı ziyaretçiyle tüm zamanların en yüksek günlük giriş sayısına ulaştığını açıkladı. “Antalya, bir kez daha tarih yazdı” şeklinde belirtti.
Temmuz ayının başlarından bu yana 2.3 milyon yabancı ziyaretçiye ulaşıldığını vurgulayan Ersoy, 2025 yılının başından itibaren 8.5 milyonu geçen misafirler ağırladıklarını belirtti. Antalya, sadece bir tatil cenneti olmanın ötesinde, uluslararası turizmde önemli bir aktör haline gelmiştir.
Bakan Ersoy, bu rekorların arkasında kararlı politikalar, yatırımlar ve güçlü kamu-özel sektör işbirliğinin yattığını ifade ederek, emek veren tüm paydaşlara teşekkür etti. “Birlikte başardık. Türkiye Yüzyılı, turizmin de yüzyılı olacak!” dedi.
Uşak’ta Karaağaç Mahallesi’nde bir hazır beton şantiyesinde dün akşam saatlerinde henüz belirlenemeyen bir sebepten dolayı toprak kayması gerçekleşti. Bu üzücü olayda 4 kişi toprak altında kaldı. İhbar üzerine bölgeye hemen itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi.
Toprak altından çıkarılan Kemal Ö’nün hayatını kaybettiği belirlendi. Yaralı olarak kurtulan Yaşar D, H.K. ve A.E. ambulanslarla Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaşar D. burada yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Diğer yaralıların da hayati tehlikelerinin sürdüğü öğrenildi.
Polis ekipleri tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde, iş yeri sahiplerinin de aralarında bulunduğu toplam 5 kişi gözaltına alındı.
Dünyanın önde gelen çip üreticilerinden TSMC, Japonya’nın Kumamoto bölgesinde inşa etmekte olduğu ikinci yarı iletken fabrikasının açılışını 2029’un ilk yarısına erteledi. Şirketin daha önce 2028 yılında faaliyete geçirmeyi planladığı tesis, bölgede yaşanan ulaşım ve altyapı yetersizlikleri nedeniyle yaklaşık bir buçuk yıl gecikecek.
Bu erteleme, Japon basınında yer alan Nikkei kaynaklı bir raporla ortaya çıktı. Habere göre, fabrikanın inşaat sürecini olumsuz etkileyen temel faktörler arasında bölgedeki yol altyapısının yetersizliği ve ağır sanayiye uygun lojistik ağların eksikliği öne çıkıyor.
TSMC, gecikmenin ABD veya Almanya’daki yatırımlarıyla bir bağlantısı olmadığını, tamamen Japonya’daki yerel koşullardan kaynaklandığını vurguladı.
TSMC’nin Kumamoto’daki ilk yarı iletken fabrikası 2024 yılı sonunda üretime geçecek. Bu tesiste ağırlıklı olarak otomotiv ve görüntüleme sistemlerine yönelik 12 ila 28 nanometre aralığında çip üretimi gerçekleştiriliyor.
Ertelenen ikinci fabrikanın ise daha gelişmiş teknolojilere sahip olması ve 6 nanometre üretim süreci ile çalışması planlanıyor. Ayrıca, Sony ve Denso gibi büyük Japon şirketlerine çip tedarik etmesi bekleniyor.
İnşası süren ikinci fabrika, TSMC’nin iştiraki olan Japan Advanced Semiconductor Manufacturing ortaklığıyla yürütülüyor ve Japon devleti tarafından mali olarak destekleniyor.
Her ne kadar inşaat sürecinde gecikme yaşansa da, Japon hükümeti projeyi stratejik bir yatırım olarak görmeye devam ediyor. Yetkililer, bu adımın Japonya’yı küresel yarı iletken üretiminde yeniden öncü konuma taşıyabileceğini düşünüyor.
İstanbul’daki Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı’nın genişletilmesi için yıllarca süren ihalelerin ardından Koç Holding’e 40 yıllığına devredilmesi sonucunda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuruda bulunuldu. Projenin çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) süreci başlatıldı. Proje gerçekleşirse yat kapasitesi 1,288 metrekareden 2,120 metrekareye çıkacak ve toplam alan 437,788 metrekareye ulaşacak.
Revizyon projesine göre marina, Fenerbahçe Mahallesi kıyı kenar çizgisinin deniz tarafındaki 314,541 metrekarelik deniz alanı ve 111,840 metrekarelik kara alanıyla birlikte toplamda 437,788 metrekareye kadar genişleyecek.
Yat bağlama kapasitesi artırılarak 2,120’ye çıkarılacak. Mevcut durumda 1,288 yata hizmet veren marina; 24,900 metrekare mendirek, 1,193 metre rıhtım ve 2,666 metre iskeleyle faaliyet gösteriyor.
Projede mendirek 36,158 metrekareye, iskele 4,054 metreye çıkarılacak; ayrıca 1,997 metrekarelik deniz dolgusu yapılacak.
BirGün’ün haberine göre kara alanında ise 12,321 metrekare ticari alan, 5,482 metrekare idari ve teknik alan, 22,087 metrekare kapalı otopark, 13,742 metrekare açık otopark ve 9,150 metrekare çekek alanı planlandı.
Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı, 1998 yılından bu yana Koç Holding tarafından işletiliyor. Liman, AKP’nin 2011’de başlattığı özelleştirme süreci kapsamında 14 yılda beş kez ihaleye çıkmıştı.
İlk ihale 2014 yılında yapılmış, Koç Holding 664 milyon dolarlık teklifini geri çekmişti. 2017’de yeterli talep oluşmadığı için bir ihale iptal edildi, 2021’de Koç Holding 2.5 milyar lira ile ihaleyi kazandı fakat sonuç iki ay sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından iptal edildi.
Son ihalede müteahhit Vahit Karaarslan, 505 milyon dolarla Koç’un önünde ihaleyi kazanmış fakat daha sonra ihaleden çekilmişti. İkinci en yüksek teklifi veren Koç Holding, 2025 yılının Şubat ayında imzalanan sözleşmeyle işletme hakkını 40 yıl daha almıştı.
Kadıköy halkı, genişletme projesiyle birlikte yaşanacak sorunları yeniden gündeme getirdi:
• Yapılaşmanın artmasıyla bölge en az üç yıl şantiye alanına dönüşecek.
• Spor ve dolaşım alanları ile yürüyüş yolları kapanacak, sahil ve park alanları tamamen kısıtlanacak.
• İnşaat faaliyetleri nedeniyle halk sağlığı ciddi şekilde zarar görecek. Akciğer ve solunum yolu rahatsızlıkları artacak.
• Su kirliliği ve atık yoğunluğu artacak, ekolojik denge bozulacak; müsilaj ve kötü koku gibi sorunlar çoğalacak.
• Balıkçıların hakları ihlal edilecek.
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Resmi Gazete’de yayımlanarak uygulamaya giren yeni ÖTV düzenlemesi, otomobillerin motor hacmindeki yakıt türüne ve emisyon değerlerine kadar çeşitli teknik kriterlere göre kademeli bir vergi sistemi getirdi. Bu gelişmenin ardından birçok otomobil markası, web sitelerindeki fiyat listelerini geçici olarak kaldırdı.
ÖTV artışının ikinci el otomobil piyasasındaki etkileri oldukça dikkat çekici oldu. Örneğin; 26 Mayıs 2025’te 2 milyon 510 bin TL fiyatla satılan bir Mercedes E 55 AMG modeli, 24 Temmuz itibarıyla 4 milyon 500 bin TL seviyesine ulaştı. Bu kısa süre içerisinde neredeyse yüzde 80’lik bir fiyat artışı gerçekleşti.
Benzer şekilde, BYD Atto 3 model elektrikli aracın fiyatında da artış gözlemlendi. 18 Temmuz 2025 tarihinde 1 milyon 550 bin TL olarak listelenen araç, sadece birkaç gün içerisinde 1 milyon 810 bin TL’ye yükseltildi.
Yeni düzenleme ile özellikle elektrikli otomobillerdeki ÖTV oranı yüzde 10’dan yüzde 25’e çıkarıldı. Lüks arazi araçları, kamyonlar ve minibüsler gibi ticari araç segmentlerinde ise ÖTV oranları yüzde 4’ten yüzde 50’ye kadar artırıldı. Vergi artışlarının sıfır araçlara erişimi zorlaştırmasının yanı sıra ikinci el piyasasında da fiyat artışlarına neden olduğu görülüyor.
İkinci el piyasasındaki bu ani yükseliş, sosyal medyada da önemli bir tartışma konusu oldu. Bazı kullanıcılar yüksek vergileri “yerli üretimi teşvik” olarak değerlendirirken, çoğunluk fiyat artışlarının vatandaşın alım gücünü olumsuz etkilediği yönünde görüş belirtti.