40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
06 Ağustos 2025 Çarşamba
ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Rusya’nın başkenti Moskova’ya geldi. Witkoff, burada Ukrayna-Rusya arasındaki savaşın sona ermesine yönelik diplomatik çabalar kapsamında görüşmeler gerçekleştirecek.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Yatırım ve Ekonomik İşbirliği Özel Temsilcisi Kirill Dmitriev ile Vnukovo Havalimanı’nda bir araya gelen Witkoff, ardından Zaryadye Park’a geçti. Bu yıl içinde Rusya’ya beşinci ziyaretini gerçekleştiren Witkoff, Putin ile de bir görüşme yaptı. Görüşmede Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Yuri Uşakov da yer aldı.
ABD Başkanı Donald Trump, barış anlaşmasına yönelik ilerleme kaydedilememesi nedeniyle Putin’e karşı eleştirilerde bulundu. Trump, ayrıca Rusya’dan ithalat yapan ülkelere yüksek gümrük vergileri uygulamakla tehdit etti. Putin’e, Ukrayna ile bir anlaşma sağlanması için 8 Ağustos’a kadar süre tanıyan Trump, bu tarihe kadar bir sonuç elde edilememesi durumunda daha ağır ticari önlemler alacağını bildirdi.
Trump, Ukrayna ile ateşkes sağlanmaması halinde, Rusya ile ticaret yapan tüm ülkeleri etkileyecek ilave gümrük vergileri uygulanacağını duyurdu. Bu yeni vergiler, Rusya ile ticaret yapan ülkelerden ABD’ye ithal edilen malların %100 vergiye tabi olmasını öngörüyor. Rusya’nın önemli ihracat kalemleri arasında yer alan petrol ve gaz, Moskova’nın en büyük yakın müşterileri arasında Çin, Hindistan ve Türkiye bulunmaktadır.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Dünya
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde elindeki kağıtları tutuşturup, halının yanmasına sebep olan şüpheli, polis ekiplerinin titiz çalışmaları sonucunda evinde yakalandı. Şüpheli, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanırken, kundaklama girişimine dair yeni detaylar gün yüzüne çıktı.
11 Temmuz tarihinde saat 23.50 sıralarında Ayasofya-i Kebir Camii’ne giren M.G., elindeki kağıtları rahlenin arkasına koyarak ateşe verdi. Alevlerin halıya sıçramasıyla yangın başladı. Durumu fark eden bir kadın, olayı hemen imama bildirdi. Cemaatten bir kişi ise yanan halıyı kaldırarak müdahale etti. Yangın kısa süre içinde söndürüldü.
Olayın hemen ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri cami içerisinde incelemelere başladı. Güvenlik kamerası görüntülerinin incelenmesi sonucunda şüphelinin olay sonrası Sultanahmet Meydanı yönüne gittiği belirlendi. Kimliği tespit edilen M.G., kısa bir süre içinde evinde yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından 13 Temmuz’da adliyeye sevk edilen M.G., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kundaklama girişimine dair yeni detaylar gün yüzüne çıktı. Şüpheli M.G.’nin Sultanahmet bölgesine kendi aracıyla geldiği, yanında yedek kıyafet ve parfüm şişesi bulunduğu öğrenildi. M.G.’nin Ayasofya Camii’ne yürüyerek gittiği, içerideki kütüphaneden eline İncil alarak sayfalarını yırttığı, ardından çakmakla ateşe verip üzerine parfüm sıkarak alevlerin yayılmasına sebep olduğu tespit edildi. Halının yanmakta olduğunu gören M.G. camiden çıkarak hızla uzaklaştı. Sultanahmet’te kalabalığa karışan M.G., güvenlik ve mobese kameralarına görünmemek için izini kaybettirmeye çalıştığı belirlendi.
Aracının yanına giden M.G. daha önceden yanına aldığı yedek kıyafetleri giydi. Ardından aracıyla Kağıthane’deki evine geçti. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği operasyonla yakalanan M.G.’nin evinde olayda kullandığı parfüm şişesi de ele geçirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerinin olayla ilgili çalışmaları devam ediyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 27 Mayıs’ta bazı kamu kurumlarına yönelik bir operasyon düzenleyerek, yöneticilerin elektronik imzalarının sahte bir şekilde kullanılarak kurum sistemlerine yetkisiz erişim sağlandığını ve bu yöntemle sahte üniversite mezuniyet belgeleri ile sürücü belgeleri düzenlendiğini ortaya çıkardı. Eş zamanlı olarak birçok ilde gerçekleştirilen operasyonda, Abdullah Volkan Uçak’ın da aralarında bulunduğu birçok kişi tutuklandı. Kendisine psikolog unvanı vererek sosyal medyada danışan kabul eden Uçak, 40 gün sonra serbest bırakıldı.
Uçak’ın geçmişte Adana’da halı yıkama işine sahip olduğu ve kendisini ‘Adana Halı Yıkamacılar Derneği Başkanı’ olarak tanıttığı iddia edildi. Halı yıkama merkezi sahibi Mehmet Ercan Atmalı, Uçak ile koronavirüs pandemisi döneminde tanıştığını belirterek, “Bize bir dernek kurduklarını söylediler ve üye olmamızı istediler. Sokağa çıkma yasakları olduğu için çıkamıyorduk. Kendisi, 200 TL karşılığında Valilik onaylı izin belgesi düzenleyeceğini vadetti. Biz de inanarak bu parayı verdik. Ancak sonrasında, hiçbir işlem yapılmadığını ve derneğin hayali olduğunu öğrendik.” ifadelerini kullandı.
Uçak’ın o dönemde birçok kişiyle ortaklık kurma çabaları olduğunu kaydeden Atmalı, “Güven vermediği için kimse ortaklık teklifini kabul etmedi. Daha sonra kendisinin psikolog olduğunu duyduk ve bu duruma çok şaşırdık. Böyle işler yapabileceğini düşünmüyorduk. Kendisi sektörümüzün adını kirletti.” şeklinde konuştu.
Diyarbakır’da meydana gelen bir cinayet, sadece bir aile trajedisi değil; aynı zamanda Türkiye gündemini sarılan büyük bir uyuşturucu davasıyla ilintili derin bağlantıları ortaya çıkardı. 15 yaşındaki bir çocuk, halasının eşi olan eski köy korucusu Yüksel Bayrak’ı sokakta başından vurarak öldürdü. Bu cinayet, Bayrak’ın ifade vermesi beklenen 24 sanıklı uyuşturucu davasının iddianamesinin kabul edilmesinden sadece 5 gün önce gerçekleşti.
Geçen yıl Diyarbakır’da yaşanan olayda, Yüksel Bayrak akraba ziyaretinden dönerken sokakta pusuya düşürüldü. Güvenlik kameraları tarafından kaydedilen görüntülerde, 15 yaşındaki çocuğun Bayrak’a sessizce yaklaştığı ve ilk ateş etme girişiminde silahın tutukluk yaptığı görülüyor. İkinci denemesinde ise Bayrak, başından vurularak hayatını kaybetti. Bayrak’ın eşi cinayete müdahale etmeye çalıştı ancak başarılı olamadı. Olay yerinden hızla kaçan çocuk kısa süre içinde yakalandı.
Ekol TV’den Burak Emek’in haberine göre, gözaltına alınan 15 yaşındaki çocuk emniyette verdiği ifade de cinayeti “Halama kötü davrandığı için” işlediğini açıkladı. Ancak Bayrak’ın tanık olarak yer aldığı uyuşturucu davasının detaylarının ortaya çıkmasıyla, cinayetin daha organize bir yapının planı olabileceği ihtimali güçlendi.
Soruşturmayı derinleştiren güvenlik güçleri, azmettiricilerin de aralarında bulunduğu 10 kişiyi tutukladı. Emniyet birimleri, cinayetin arkasındaki organizasyonu şematik bir şekilde ortaya koydu. Gözaltına alınanlar hakkında dava açıldı ve zanlıların 31 Ekim’de mahkemeye çıkarılması bekleniyor.
Yüksel Bayrak’ın 24 sanıklı uyuşturucu davasının en kritik tanıklarından biri olduğu bilgisi edinildi. Dava dosyasının iddianamesinin kabul edilmesinden 5 gün önceki cinayeti, soruşturmayı derinleştirdi ve olayı sadece bir aile içi cinayet olarak değerlendirmeyi zorlaştırdı.
2008-2010 yılları arasında Üsküp Büyükelçiliği görevini yürüten Hakan Okçal, Kuzey Makedonya’daki Balkan Üniversitesi ile ilgili olarak Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından Türk öğrencilere diploma verilmesinin usulsüz olduğuna dair iddialar ortaya atmıştır. Bu üniversitenin eski TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile bağlantılı olduğu iddiası da gündeme gelmiştir. Şentop, bu konudaki suçlamalara sert bir şekilde karşılık vererek iddiaları kesin bir dille yalanlamıştır.
Mustafa Şentop, açıklamasında, “Makedonya’nın Üsküp şehrinde bulunan Uluslararası Balkan Üniversitesi’nin şahsıma ait olduğuna dair iddialar tamamen yanlıştır. Bu üniversite ile hiçbir zaman ne doğrudan ne de dolaylı bir bağım olmamıştır. Benim bu üniversitenin sahibi olduğuma yönelik iftiralar kötü niyetli uydurmalardır ve yalandır. Bu durum, üniversitenin kayıtlarıyla da ispat edilebilir.” ifadelerini kaydetmiştir.
Şentop, açıklamasının devamında şu şekildedir: “Uluslararası Balkan Üniversitesi, 26 Mart 2006 tarihinde Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te Türkiye ve Kuzey Makedonya’dan hayırseverlerin kurduğu bir vakıf üniversitesidir. Bu nedenle, üniversitenin sahibi olan bir kişi veya kişiler yoktur. Tüm görevlerim boyunca, Türkiye’nin Balkanlar’daki kurumlarına destek vermek için her zaman çaba harcadım. Bu tür destekler sunan birçok devlet yetkilisi bulunmaktadır.”
Aile köklerimden dolayı Rumeli bölgesindeki Türk kurumlarına özel bir destek vermeye çalıştım. Bunun yanı sıra Uluslararası Balkan Üniversitesi’nde ve onun kurucu vakfında herhangi bir görev veya yöneticilik bulunmamaktadır.
Kuzey Makedonya’daki diğer üniversitelerde olduğu gibi, Uluslararası Balkan Üniversitesi’nden mezun olan öğrencilerin Türkiye’de diplomalarının geçerliliği için belirli şartlar gereklidir. Bu şartların başında, yurt dışında öğrenim süresince “Kalış Süresi” bulunması gerekmektedir ve bunun kontrolü, yurt dışı giriş çıkış kayıtlarıyla sağlanmaktadır. Her dönemde en az yüzde 70 devam zorunluluğu da mevcuttur.
Üniversitenin hukuk fakültesi hakkında ortaya atılan iddialar ise bilgi eksikliğine dayanan asılsız iddialardır.
Makedonya gibi Türkiye dışında bulunan bir üniversiteden hukuk mezunu bir öğrencinin Türkiye’de mesleki faaliyet yürütebilmesi için Türk üniversitelerine yaklaşık iki yıl süren bir programda Türk hukuk sistemini kapsayan fark derslerini almak zorundadır. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) mevzuatına ve üniversitelerin akademik yükümlülüklerine göre işleyen bu süreçler son derece net bir şekilde belirlenmiştir.
Gündeme getirilen iddiaların gerçeğe dayalı olmadığı ve Türkiye’de hâkimlik veya savcılık sınavlarını başarıyla geçen hiçbir öğrencinin Kuzey Makedonya’daki hukuk programlarından mezun olmadığı Adalet Bakanlığı tarafından da teyit edilmiştir.
İddiaların kaynağına erişimin oldukça kolay olduğu göz önüne alındığında, yalan ve iftiralarla isimlerimizin algı operasyonlarına malzeme yapılmasına karşı hukuki süreçler başlatılmıştır. Bu konuyla ilgili daha önce beyanlarda bulunan kişiler hakkında cezai yargılamalar devam etmektedir.
İddiaların sahipleri, beyanlarını ispat yükümlülüğü taşırken, gerçekte mevcut olmayan bir durumun ispatını yüklenen taraf konumundayız. Ancak, beyanlarımın aksini iddia edenlerin delil sunma yükümlülüğü vardır. Sunulacak bir delil olmaması durumunda, bu tür iddiaların sahipleri kesinlikle müfteri pozisyonundadırlar.