İstanbul Üniversitesi (İÜ), Ekrem İmamoğlu’nun yüksek lisans diplomasını, “lisans mezuniyet” koşulunu karşılamadığı ve öğrencilik kaydı için belirlenen “koşullarda eksiklik” nedeniyle iptal etti.
İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulu, 24 Temmuz’daki toplantısında, İnsan Kaynakları Yönetimi Tezli Yüksek Lisans (örgün öğretim) Programı’na kayıtlı İmamoğlu’nun, Üniversite Yönetim Kurulu’nun 18 Mart 2025 tarihli toplantısında alınan karar doğrultusunda, 6 Temmuz 1987 tarihli ve 19509 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İstanbul Üniversitesi Öğrenci Yönetmeliği’ndeki “lisans mezuniyet” şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle yüksek lisans mezuniyetinin ve diplomasının geçersiz sayılmasına karar verdi.
MEZUNİYET TEZİ ULUSAL TEZ MERKEZİNDEN KALDIRILACAK
Kurul; İmamoğlu’nun mezuniyet bilgilerinin Akademik Kayıt Sistemi (AKSİS) üzerinden silinmesini, Yükseköğretim Bilgi Sistemi (YÖKSİS) üzerinden güncellenmesini ve mezuniyet tezinin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Ulusal Tez Merkezinden kaldırılmasını karara bağladı.
NE OLMUŞTU?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasının sahte olduğuna dair yapılan ihbarlar ve Yükseköğretim Kurulu tarafından hazırlanan raporda diplomanın sahte olduğuna dair tespitler üzerine, “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla soruşturma başlatılmıştı.
Başsavcılık, İstanbul Üniversitesine gönderdiği yazıda, İmamoğlu’nun diplomasının dayanak olarak gösterilerek yapılacak işlemlerin hukuka uygun olmasını sağlamak için gereken adımların bir an önce atılmasını talep etmişti.
İstanbul Üniversitesi, Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasını “yokluk” ve “açık hata” gerekçeleriyle iptal etme kararı almış, İmamoğlu’nun diploma bilgisi 6 Mayıs’ta üniversitenin veri tabanından silinmiştir.
İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi, İmamoğlu hakkında üniversite diplomasının sahte olduğu iddiasıyla “zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik” suçundan 2 yıl 6 ay ile 8 yıl 9 ay arasında hapis istemiyle hazırlanan iddianameyi kabul etmiş, duruşmanın 11 Eylül’de yapılmasına karar vermiştir.
ABD Başkanı Donald Trump, Gazze Şeridi’ndeki insani kriz hakkında yaptığı son açıklamalarda dikkat çekici ve tartışmalı ifadeler kullandı. Trump, Gazze’ye yapılan mali desteklere ilişkin, “Gazze’ye çok para verdik ama kimse teşekkür etmedi” dedi.
“ÇOCUKLAR AÇLIK ÇEKİYOR”
Açıklamasında bölgedeki insani durumun ciddiyetine dikkat çeken Trump, televizyondan izlediği görüntüler üzerinden değerlendirme yaparak, “Televizyondan gördüğüm kadarıyla çocuklar çok aç görünüyor. Acil olarak yemeğe ve güvenliğe erişmeleri gerek. Diğer ülkeler de harekete geçmek zorunda kalacak” dedi.
HAMAS VE REHİNELER ÜZERİNE: CANLI KALKANLAR
Trump, Gazze’deki gelişmeler üzerine yaptığı değerlendirmelerde, Hamas’ın elinde bulunan rehinelere de vurgu yaptı. “Hamas’ın birkaç rehine ile ayakta kalabileceğini düşünmüyorum. Onlar canlı kalkan” ifadesini kullandı. Ayrıca, önceki hafta başarısızlıkla sonuçlanan ateşkes görüşmelerinin ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya farklı bir yaklaşım önerdiğini belirtti.
“BEN OLMASAYDIM DÜNYADA 6 BÜYÜK SAVAŞ OLURDU”
Kendi liderliğiyle ilgili iddialı ifadeler de kullanan Trump, “Ben olmasaydım, şu anda dünyada 6 büyük savaş çıkmış olurdu” diyerek küresel çatışmaların önlenmesinde önemli bir rol üstlendiğini savundu.
GAZZE’DE AÇLIKTAN ÖLENLERİN SAYISI ARTIYOR
Öte yandan, İsrail’in kıtlık uyguladığı Gazze Şeridi’nde açlık nedeniyle ölümler artış göstermekte. Filistin Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Munir el-Burş, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Gazze’de açlık can almaya devam ediyor” dedi. Son 24 saat içerisinde 1’i çocuk olmak üzere 14 kişinin açlıktan hayatını kaybettiği belirtiliyor. Toplam can kaybının 147’ye, çocuk ölümlerinin ise 88’e ulaştığı ifade edildi.
PUTİN’E VERİLEN SÜRE KISALDI
Açıklamasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e de değinen Trump, daha önce verdiği 50 günlük süreden geri adım attığını ifade etti. “Putin konusunda hayal kırıklığına uğradım; ona verdiğim süreyi kısaltıyorum” dedi.
SİSİ’DEN TRUMP’A ÇAĞRI: SAVAŞI BİTİREBİLİR
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es Sisi, Trump’a açık bir çağrıda bulundu. Televizyonda yayınlanan konuşmasında Sisi, “Trump savaşı sonlandırabilir” diyerek, Gazze’deki ablukanın kaldırılması ve bölgeye insani yardım ulaştırılması için çaba göstermesini talep etti.
Bodrum’da dün öğle saatlerinde, trafik güvenliğini tehlikeye atan Dilan Çıtak, polisler tarafından durduruldu. İbrahim Tatlıses’in kızı olan Çıtak, kamyonetiyle emniyet şeridinden seyredince polis ekipleri ehliyet ve ruhsat talep etti.
Dilan Çıtak, dur ihtarına uymayarak polisin üzerine araçla hareket etmeye başladı. Bu durum üzerine, bir polis memuru silahını çekerek Çıtak’tan aracını durdurmasını istedi. Çıtak’ın tekrar hareket etmesi üzerine, polisler havaya ateş açmak zorunda kaldı.
Olay yerine çok sayıda ekibin sevk edilmesiyle birlikte, Dilan Çıtak kendisini kamyonetine kilitledi. Bir süre sonra kamyonetten inen Çıtak, “Trafiği tehlikeye düşürmek”, “Dur ihtarına uymama”, “Kamu görevlisine direnme” gibi suçlamalarla gözaltına alındı.
Habertürk’ten alınan bilgiye göre, Dilan Çıtak, sabah saatlerinde adliyeye sevk edildi. Savcılıkta verdiği ifadede suçlamaları reddederek, “Panikledim, stres yaşadım” şeklinde beyanlarda bulunduğu öğrenildi. Mahkeme, Çıtak’ı adli kontrol şartıyla serbest bıraktı.
Adliye çıkışında açıklamada bulunan Dilan Çıtak, “Ufak bir yanlış anlaşılma oldu. Düzelecektir” dedi. Avukatı Feyza Altun ise adli sürecin devam ettiğini bildirdi.
♦ 2023’te, havalimanında yüksek sesle telefonla konuştuğu için kendisini uyaran vatandaşlarla tartışma yaşadı ve karakolluk oldu.
♦ 2024’te, Bodrum – İstanbul seferini gerçekleştiren THY uçağında kedisini kabin memurunun uyarısına rağmen kucağına alan Dilan Çıtak, uçak indikten sonra kabin memuru ile tartıştı. Çıtak, kabin memuruna hakaret etti ve ardından fiziksel saldırıda bulundu. Bu olay sonrası pilot, uçağa polis çağırdı ve kabin memuru Çıtak’tan şikâyetçi oldu. Çıtak, bu sebeple ‘Kara Liste’ye alındı.
POLİS MEMURUNA HAKARETTE BULUNDU
Uçaktan indikten sonra polis memuruna şikâyet işlemleri için hakaret eden Dilan Çıtak, “Öyle üniformana güvenerek hareket etmeyeceksin. Yerler seni burada yerler koçum. Bak seni yerler. Ne olacak, ne olacağını sanıyorsunuz?” diyerek bağırdı. Dilan Çıtak, daha sonra sosyal medyadan yayımladığı bir video ile yaşananlardan pişman olmadığını ifade etti.
CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Manisa’nın Turgutlu ilçesinde semt pazarını ziyaret ederek hem vatandaşların hem de pazar esnafının sorunlarına kulak verdi. Mısır satan bir esnaf, ürünlerini zararına sattığını belirterek, “Mısırı 12-13 liraya aldım, 12-13 liraya satamıyorum. Parayı toplayıp bir yevmiye çıkartayım yeter,” dedi. Emekli bir kadın esnaf ise, “İşler iyi gitmiyor, ürünler satılmıyor. Emekli maaşıma 1.800 lira zam geldi ama maaşım 16.800 lira oldu. Emekliler zor durumda. Bakan gitti, ama halk akşam olsun diye ucuz almanın peşinde. Satamadığım domatesleri eve götürüp salça yapıyorum. Emeğe yazıktır. Gübre, mazot ve ilaç alamıyorum. Geleceğimiz belirsiz,” şeklinde konuştu.
“BU PAZARI EZAN OKUNDUKTAN SONRA GÖRÜN”
Bir başka esnaf ise, daha önce böyle bir dönem yaşamadığını ifade ederek, “Malın bol olduğu yılları çok gördüm, ama malın satılmadığı yıl hiç görmedim. Eskiden mal alınıyordu ama şimdi kimse almıyor. Bu pazarı ezan okunduktan sonra ve tezgahlar toplandıktan sonra görün neler alıyorlar. Eskiden orta direk vardı, şimdi ya zengin ya da gariban var. Pazarlar orta direğe hitap ediyor. Zenginler gelmiyor, fakirin alım gücü yok,” dedi. Üniversite öğrenimi gören ve masraflarını karşılamak için babasına yardım eden bir öğrenci ise, “Eskiden 20-30 koli patlıcan satılırdı, şimdi 5-6 koli patlıcanı satamıyoruz,” ifadelerini kullandı.
“BİBERİN 30 LİRA MALİYETİ VAR, BEN 20 LİRAYA SATAMIYORUM”
Kendi ürünlerini yetiştiren bir çiftçi, “Pazar yerlerinde tezgahtayım, tüm ürünlerim kendi üretimim. Biberin maliyeti 30 lira ama ben 20 liraya satamıyorum. Pazarcıyım, halciyi bypass ediyorum. Kendi ürettiğimi kendim satıyorum ama zarar ediyorum, kredi alıp onu ödüyorum. Krediyi krediyle kapatmaya çalışıyoruz. Sonunda arazilerimizi kaybedeceğiz, işçi olacağız. Türkiye’nin neresine bakarsanız bakın, alan yok, satan yok, yetiştiren yok; hiç kimse para kazanamıyor. Sadece kazanan devlet, vergilerle para kazanıyor,” diye konuştu.
“MEYVELERİ BİZ RÜYAMIZDA GÖRÜYORUZ”
Pazar alışverişine gelen bir emekli, maaşların yetersizliğinden yakındı: “Hiçbir şey alamadım. Meyve almak için bütçemiz yok, durum çok kötü. Meyveleri biz rüyamızda görüyoruz. Bu sadece benim için değil, etrafımdaki tüm garibanlar için geçerli,” dedi.
Ektiğini ama para kazanamadığını söyleyen esnaf, işi bırakma noktasına geldiğini belirtti: “Masraflar çok ağır, işlerin içinden çıkamıyoruz. Ürünlerin yüzüne bakan yok. Çiftçi üretmezse ne olur bilmiyorum. Artık üretmeyeceğiz, masrafların içinde kayboluyoruz. Buradan para toplayamazsam ilaççıya olan 200 bin lira borcumu nasıl ödeyeceğim? Çiftçiliği mecbur bırakacağız,” diye konuştu.
Hiç ekmeyerek 2 milyon lira kara geçtiğini söyleyen bir çiftçi ise, “Geçen yıl ekerek 1 milyon lira zararım vardı. Bu yıl ekmeyerek kar yaptım. Ben de ekmeyeceğim, seneye 3-5 kişi daha bu yolda ilerleyecek. Bu insanlar 5 yıl sonra bugünkü parayla salatalığı, domatesi 100 liraya yiyecek,” dedi. Ürünlerini zararına sattığını belirten başka bir üretici ise, “60 liraya alıp 50 liraya satıyoruz. Her şeyden noksan yaşıyoruz. Meclis’te yazan bir ibare var: ‘Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir.’ Hangi millet? Hangi millet 50 liraya bir kilo üzüm almayı düşünüyor?” sözleriyle isyan etti.
AB Komisyonu, Çin merkezli PDD Holdings’in işlettiği indirimli ürünler sunan Temu platformu hakkında yürütülen soruşturma çerçevesinde, platformun Dijital Hizmetler Yasası (DSA) ile ilgili ihlallere yönelik ön bulgular elde edildiğini duyurdu. Yapılan açıklama, Temu’nun AB yasaları çerçevesinde yasa dışı ürünlerin yayılımını değerlendirme yükümlülüğünü ihlal ettiğini ortaya koydu.
İHLAL EDİLDİĞİ BELİRTİLDİ
“Elde edilen kanıtlar, AB’deki kullanıcıların platformda yasa dışı ürünlerle karşılaşma olasılığının oldukça yüksek olduğunu göstermektedir.” denilen açıklamada, Temu’nun Ekim 2024 tarihli risk değerlendirmesinin de hatalı olduğu vurgulandı.
Açıklamada, Temu’nun yasa dışı ürünlerin yayılmasına karşı yeterli önlemleri almadığı ifade edildi.
Ayrıca, AB Komisyonu tarafından yapılan ön bulguların kesinleşmesi durumunda, firmaya para cezası uygulanması ve kurallara uyum sağlanması için ihtar gönderilmesi gündeme gelebilir.
AB’nin teknoloji ile ilgili düzenlemeleri, Avrupa topraklarında faaliyet gösteren büyük şirketler ve dijital platformların sıkı kurallara uymasını zorunlu kılmaktadır. AB, bu kuralları ihlal eden dijital platformlara önemli miktarda para cezaları uygulanabilmektedir.
Kuralların tekraren ihlal edilmesi halinde, söz konusu dijital platformların AB’deki faaliyetlerine son verilebilir.
03:49
News
