40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
30 Temmuz 2025 Çarşamba
Şarkıcı Katy Perry ile oyuncu Orlando Bloom’un 4 yaşında bir çocukları bulunuyor ve ikili, birkaç ay önce ayrılma kararı almıştı. Bloom, son dönemde meslektaşı Sydney Sweeney ile Venedik’te yürürken görüntülenmiş ve bu durum yeni bir ilişki yaşadıkları yönünde spekülasyonların doğmasına neden oldu.
Katy Perry ise eski Kanada başbakanı Justin Trudeau ile akşam yemeğinde görüntülenmesi sonrası yeni aşk haberleriyle dikkat çekti. Bu durum, “Eski başbakanla yeni aşk” başlıklı manşetler oluşturdu.
Orlando Bloom’un Sydney Sweeney ile, Katy Perry’nin de Justin Trudeau ile ilişki yaşamaya başladığına dair yorumlar, “Birbirlerini çabuk unuttular” şeklinde ifade edildi. Ancak Perry ve Trudeau, bu iddialara dair herhangi bir açıklama yapmadı.
Öte yandan, Orlando Bloom’un yeni ilişki iddiaları, çekilen fotoğraflarla çürütüldü. Bloom’un aşk yaşadığı öne sürülen Sydney Sweeney’in, başka biriyle birlikte olduğu tatil fotoğraflarıyla bu durum daha da netleşti.
Fotoğraflar: Backgrid
2025 ve 2026 yıllarına yönelik Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmelerinde sonuç alamayan 600 bin kamu işçisi, Türk İş Genel Merkezi’nde toplandı.
Kamu işçileri için zam müzakerelerinde son aşamaya gelindi. Yaklaşık 600 bin kamu işçisi, 2025 ve 2026 yıllarındaki maaş artışlarının belirleneceği pazarlığın sonuçlarını büyük bir heyecanla bekliyor. Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmeleri devam ederken, TÜHİS’in zam teklifi geçtiğimiz gün kamuoyuna duyuruldu.
Görüşmede, işçi temsilcilerine ilk altı ay için %24, ikinci altı ay için %11, üçüncü altı ay için %10 ve dördüncü altı ay için %6 oranında zam yapılması teklif edildi.
Altı aylık dönemler boyunca enflasyonun bu oranların üzerinde gerçekleşmesi durumunda, aşan kısmın takip eden ücret zammı oranına eklenmesi önerildi.
Böylelikle %17’lik birinci altı ay zam teklifi 7 puan artışla %24’e, %10’luk ikinci altı ay teklifi 1 puanlık artışla %11’e, %7’lik üçüncü altı ay teklifi 3 puanlık artışla %10’a ve dördüncü altı ay teklifi olan %5 ise 1 puanlık artışla %6’ya yükseltildi. Görüşmelerde, ilk altı ay için %24, ikinci altı ay için %11, üçüncü altı ay için %10 ve dördüncü altı ay için %6 zam teklifi yapıldı.
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, uzlaşma sağlayamadıkları takdirde grev başlatma kararlarının alındığını belirtti.
Sayın Bakan, mevcut durumu aktarırken ’24’te herhangi bir sorun yok, ikinci dönem için ise 16,57’dir’ ifadesini kullandı, ancak TÜHİS toplantıyı terk etti. Ramazan Bey’in ifadesine göre, Bakan yarım saat içinde ortadan kaybolmuştu.
HAK-İŞ’in 350 bine yakın, bizim ise 250 bine yakın üyesi bulunuyor. Ben işçi-sendika ayrımı yapmadan, sorun yaşayanların sıkıntılarını iletmek için çabalıyorum.
Televizyonlarda belirttikleri gibi ‘süre bu’ denildiği anda, işçileri asgari ücretli olanlarla karşı karşıya getirdiğinizde bu ülkede huzur ve iş barışını sağlamak mümkün olamaz. Bugüne kadar sendikaların çok para aldığı yönündeki iddialara katılmadım. Memurların fazla kazandığını, işçilerin az kazandığını söylediler.
Memurlar da bizim bir parçamızdır, fakat onların başkanları farklı bir bakış açısına sahip. Bakan Şimşek, iki yıldır görevde. Kamuoyunun güvenliğini marketlerde ve pazarda hissedebiliyor musunuz? ’35-40 bin lira kazanıyorsunuz, 1000 dolar alıyorsunuz’ gibi ifadelerle gündeme getirilen sorunlar var. Bu duruma şaşırıyorum!
Birileri, ‘ne dersek o olacak’ anlayışında. Ancak öyle bir durum söz konusu olamaz. Yangın hâlâ devam etmekte. Ormanda ve Devlet Su İşleri’nde çalışan işçilerimiz bulunuyor. Zonguldak’taki madencilerimiz, mağaralardan şehitlerimizi çıkartıyor.
Değerli dostlar, yılın başında dedik ki; savunma sanayisinde çalışan işçiler, bu ülkenin yetişmiş elemanlarıdır. Onların emekli olmaması gerektiğini vurguladık.
Bölgenin maliyesinden sorumlu kişi, ‘ben onu bilmem, emekli olsunlar’ diyorsa, ormanın ne önemi var? Türkiye yoksa, maliye bakanına ne gerek var o zaman!
Ben konfederasyonun genel başkanıyım ve bazıları, görevin zamanını belirliyoruz, uygulama günü geldiğinde sahada olacağız diyorlar. Bizim dışımızda yetkisini düşüren sendikalar mevcut.
Devletin verdiği sözden cayma imkânı yok. Bu belgeleri verdikleri zaman, istediğiniz kararı alıp uygularsınız ancak üyelerimize danışarak alın dedim, imzasız verdim. HAK-İŞ Başkanı G20 zirvesinde iken ben buradayım, Kızılcahamam’a gitmedim. Burada, evin başındayım.
Küfe sizin sırtınızda, açıklanan belgeler ve verilen kararlara uymak zorundasınız. Bu ülkede emekliler, işçiler ve asgari ücretlilerin ekonomik durumu ortada. Maliye’yi yönetenler ortada. TÜİK’in verilerine güveniyoruz. İsviçre’nin açıklaması, Türkiye’deki dolar milyonerlerinin sayısına göre ikinci sırada yer aldığını gösteriyor. Bu bakandan kim razı? Patronlar razı, ben razı değilim. Devletin tüm yetkililerine, Maliye Bakanı dışında, her şeyi ilettik. Ben bu evin başıyım.
Sokaktan geldim, bu saatten sonra ben patron olmayacağım. Tüm gelişmeleri takip edeceğiz.
İşçiler, ‘Gemileri yaktık, geri dönüş yok’ sloganlarıyla Atalay’ın konuşmasına destek verdiler. Kamuoyuna çıkanlar, ‘bunlar 50-60 bin alıyor’ diyenler için, ‘Allah’tan korkun’ diyorum. Biz bu ülkenin emekçileriyiz.
Kararım açıktır, ne karar alıyorsanız o karara uymak zorundayız. Siz bu evin sahibisiniz. Bu eve sahip çıkmalısınız. TÜRK-İŞ, hem ülkenin hem de işçi sınıfının yanında. Sayın Cumhurbaşkanından, Çalışma Bakanının televizyonlarda verdiği talimatları yerine getirmesi için gerekli adımları atmasını bekliyoruz. Biz gülümsemezsek, kimse gülümsemez.
Ayrıntılar gelmeye devam ediyor…
Ekonominin durumu, vatandaşların yaşam standartlarını her geçen gün daha fazla olumsuz etkiliyor. TÜRK-İŞ’in Temmuz ayına ait verilerine göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 26 bin 413 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 86 bin 036 TL’ye ulaşmış durumda. Bu rakamlar, hükümetin yıl ortasında belirlediği 22 bin 104 TL’lik asgari ücretin sadece temel ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunu gözler önüne seriyor.
TÜRK-İŞ’in düzenli olarak yayımladığı “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” araştırması, Temmuz 2025 verileriyle ekonomideki zorlukları bir kez daha ortaya koydu.
Buna göre;
Açlık sınırı, bir önceki aya göre 298 TL artarak 26 bin 413 TL’ye yükseldi.
Yoksulluk sınırı ise 970 TL artışla 86 bin 036 TL seviyesine ulaştı.
Bu artışlar, gıda, barınma, ulaşım ve sağlık gibi temel ihtiyaçların hızla zamlandığını ve halkın alım gücünün ciddi bir şekilde düştüğünü gösteriyor.
Özellikle tek gelire sahip asgari ücretli aileler için geçim sağlamak artık imkansız hale geliyor. Zira 22.104 TL’lik net asgari ücret, açlık sınırının neredeyse 4 bin lira altında kalıyor. Türkiye’de milyonlarca insan, sadece aç kalmamak için bile yetersiz bir maaşla hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Ekonomik büyüme söylemleri ile zenginleştirilen resmi açıklamalar, gerçek hayatta yaşanan zorlukları göz ardı ediyor. Temel ihtiyaçlara ulaşmanın dahi zorlaştığı bir ortamda, asgari ücretlinin yaşam koşulları her geçen gün daha da ağırlaşıyor. TÜRK-İŞ verileri, artık geçim derdinin değil, hayat şartlarının bile altında kalındığını gösteriyor.
Rusya Merkez Bankası’nın verilerine göre, ülkenin Asya ülkelerine yaptığı ihracatta rublenin payı, mayıs ayında önceki aya göre 2 puan artarak %50,7’ye ulaştı.
Aynı dönemde, Rusya’nın Avrupa’ya yaptığı ihracatta rublenin payı 2,3 puan azalarak %59,8’e düştü. Afrika’ya yapılan ihracatta ise bu oran 14,3 puan azalarak %84,6’ya geriledi.
Öte yandan, Rusya’nın Kuzey ve Güney Amerika’ya ihracatında rublenin payı 2,3 puan artarak %51,9’a ulaşırken, Okyanusya’ya olan ihracatta 3,1 puan artışla %94,2’ye yükseldi.
Böylece, Rusya’nın toplam ihracatında rublenin payı ilk defa %50 seviyesini aşarken, ithalatında da Aralık 2024’te ilk kez bu seviyenin üzerine çıktığı gözlemlendi.
Uzmanlar, Rusya’nın dış ticaretinde ruble kullanmanın sunduğu avantajlar arasında para birimi dönüşümündeki masrafların azalmasını ve alıcılara direkt ödeme yapma imkânını vurguluyor.
Ancak, rublenin düşük konvertibilitesi ve yüksek oynaklığı, özellikle Rusya’dan ithalat yapan ülkeler için sorunlar yaratabiliyor. Kur riskinden kaçınmak isteyen alıcılar, olası kayıplarını en aza indirmek adına ürün veya hizmetlerin fiyatlarını daha istikrarlı olan yuan gibi para birimlerine bağlamayı tercih ediyor.
Rusya’daki dolarsızlaşma hareketi, 24 Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından hız kazandı.
ABD’nin uyguladığı yaptırımlar nedeniyle ticaretinde doların payını azaltma çabalarını sürdürürken, diğer ülkeler de benzer adımlar atmaya başladı.
BRICS üyesi ülkelerinin yetkilileri, ortak bir para birimi üzerinde çalışmadıklarını belirtirken, onların asıl hedefinin dolardan uzaklaşıp, ulusal para birimlerini ticarette daha fazla kullanmak olduğunu ifade ediyor.
ABD Başkanı Donald Trump, BRICS’in “doları yok etmeye çalıştığını” iddia ederek buna müsaade etmeyeceğini açıkladı.
Analistler, yaptırımların ve Trump’ın politikalarının dolara yönelik küresel güveni sarstığı ve bunun sonucunda altın, avro ve yuan gibi alternatif varlıklara olan talebin arttığı görüşünde.
Rusya’da yuanın popülaritesi, Batılı ülkelerin Rusya’nın rezervlerini dondurması ve dolar ile avro işlemlerinin kısıtlanması sonucunda artış gösterdi. Ancak, ABD’nin uyguladığı yeni bankacılık yaptırımlarıyla beraber bu talep hız kesti.
Rusya Merkez Bankası, daha önce paylaştığı yuan kullanım verilerini artık yayınlamazken, Moskova Borsası da işlemlerdeki yabancı birimlerin hacim bilgilerini açıklamamaya başladı.
Kommersant gazetesinde yer alan habere göre, Moskova borsasındaki döviz işlemleri mayıs ayında son iki yılın en düşük seviyesine inmiş ve haziranda bu düşük seviyede kalmaya devam etmiştir.
Rubel, Rusya’nın dış ticaretinde ana para birimi haline gelmişken, bu yıl dolar karşısında en fazla değer kazanan para birimleri arasında yer alıyor. Yaptırımlar altında olan Rusya’nın para birimi, yıl başından bu yana dolar karşısında %30 oranında değer kazanmıştır.
Ukrayna savaşının ardından dolar/ruble paritesi yaklaşık 75’ten 120 seviyesine yükseldi fakat 28 Temmuz itibarıyla 80 seviyesinde işlem görmeye devam etmektedir.
Rusya’daki özel sektör ve ihracatçı şirketler, rublenin adil değerinin 100 bandında olduğuna dikkat çekiyor, Rusya Merkez Bankası ise mevcut durumun enflasyon üzerinde etkili olduğuna inanıyor.
Sarıyer’de metroda tavşan kostümü giymiş 15 yaşındaki A.Y., elinde tüfekle dolaşırken polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Genç adamın elindeki silahın bir ‘kahverengi oyuncak tahta tüfek’ olduğu tespit edildi ve olayla ilgili adli süreç başlatıldı.
Olay, 27 Temmuz Pazar günü saat 16.45 sıralarında Sarıyer Hacıosman Metro İstasyonu’nda gerçekleşti. Edinilen bilgilere göre, metroya giriş yapan kostümlü genci elinde tüfekle gören vatandaşlar, durumu cep telefonlarıyla kaydetti. Çekilen görüntülerin sosyal medyada paylaşılmasının ardından, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri durumu ihbar alarak hızlı bir şekilde müdahalede bulundu.
Yapılan araştırmalar sonucunda elinde tüfekle dolaşan A.Y.’nin Hacıosman Metro İstasyonu’ndan Cumhuriyet Mahallesi istikametine doğru hareket ettiği belirlendi. Ekiplerin hızlı takibi sonucunda, A.Y. Araba Yolu Caddesi üzerindeki metro istasyonunda maskeli olarak yakalandı.
Yapılan incelemelerde A.Y.’nin elindeki silahın bir ‘oyuncak tahta tüfek’ olduğu, taktığı maskenin ise ‘oyuncak tavşan maskesi’ olduğu belirlendi. A.Y. hakkında ‘genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması’ suçlamasıyla adli işlem başlatıldı. Olayla ilgili soruşturma devam etmektedir.