40,7086$% 0.17
47,4348€% -0.19
54,7910£% 0.05
4.436,09%0,26
3.397,30%0,06
10.972,63%0,15
10 Ağustos 2025 Pazar
Kocaeli’nin İzmit ilçesinde gergin anlar yaşandı.
Kartepe-İzmit hattında hizmet veren bir otobüs şoförü, öğle saatlerinde bir yolcusuyla tartıştı. İddiaya göre, Ömerağa Mahallesi’nde otobüsü durdurarak yolcusunu demir sopayla kovaladı.
İhbar üzerine bölgeye çok sayıda polis ekibi yönlendirildi. Polislere direnen şoför, otobüste kendini rehin alarak elindeki bıçağı boynuna dayadı.
Olay sonrası çok sayıda polis ve müzakereci bölgeye gönderildi. Uzun süren ikna çabaları sonucunda şoför, bıçağını bırakarak teslim oldu. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, kabinesi tarafından onaylanan yeni “Gazze harekât planının” detaylarını bir basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı.
Netanyahu, İsrail’in Gazze Şeridi’ni işgal planına yönelik makul olmadığını ancak kendi güvenliğini sağlamak için harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. “Hedefimiz Gazze’yi işgal etmek değil, Hamas’tan kurtarmak ve özgürleştirmektir.” dedi.
Netanyahu, Gazze’nin silahsızlandırılacağını, İsrail’in güvenliğinden sorumlu olacağını ve gelecekteki saldırıları önlemek adına Gazze’nin sınırında bir güvenlik bölgesi kurulacağını ifade etti. “Amacımız, sivil bir yönetimle barış içinde yaşamaktır.” dedi.
Netanyahu, Gazze’ye yönelik saldırıların sona erdirilmesi amacıyla beş şart sıraladı: “Birinci olarak, Hamas silahsızlandırılacak. İkinci olarak, tüm rehineler serbest bırakılacak. Üçüncü olarak, Gazze askerden arındırılacak. Dördüncü olarak, güvenlik kontrolü İsrail’in elinde olacak. Beşinci olarak, Israilli olmayan barışçı bir sivil yönetim oluşturulacaktır.”
Filistin Yönetimi’nin Gazze’yi yönetmesinin makul bir seçenek olmadığını savunan Netanyahu, “Hamas’ın silah bırakmayı reddetmesi durumunda, İsrail’in yapacak başka bir şeyi kalmayacak.” dedi.
İsrail’in Gazze’yi işgal planını “savaşı sona erdirmenin en iyi yolu” olarak tanımlayan Netanyahu, “Gazze’nin büyük bir kısmı İsrail’in askeri kontrolü altında. Ancak hala iki önemli Hamas kalesi var: Gazze Şehri ve El-Mawasi.” dedi.
Netanyahu, İsrail ordusunun Hamas’ın Gazze’deki kalelerini ele geçirmesi talimatını verdiğini belirtti. Güvenli bölgelere yönlendirilecek sivil halk için gerekli insani yardımların sağlanacağını ve bu bölgelerde yiyecek, su ve tıbbi bakım sunulacağını açıkladı.
Savaş esnasında İsrail’in politikalarının insani krizi önlemenin üzerine kurulu olduğunu savunan Netanyahu, açlığı silah olarak kullandıklarını iddia etmeyi reddetti. Ayrıca, yardım kuruluşlarının Gazze’de etkin bir şekilde çalışamadığını öne sürdü.
İşgal planının zaman çizelgesi hakkında bilgi veren Netanyahu, “Güvenli bölgelerin kurulmasıyla birlikte Gazze Şehri’ndeki sivil nüfusun dışarı çıkmasını sağlamak istiyoruz.” açıklamasında bulundu.
Refah’taki sivil halkın bölgeden çıkmasının “yaklaşık 6-8 gün” sürdüğünü ve Gazze’de de benzer bir sürecin yaşanabileceğini öngördüğünü belirtti. “Kesin bir zaman çizelgesinden bahsetmiyorum fakat oldukça hızlı bir süreçten geçiyoruz çünkü amacımız savaşı sona erdirmek.” dedi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde bulunan beş ülke, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını genişletme kararına itiraz etti.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) gerçekleştirilen Gazze oturumu öncesi Slovenya’nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Samuel Zbogar, İngiltere, Danimarka, Fransa, Yunanistan ve kendi ülkesi adına ortak bir açıklama yaptı.
Açıklamada, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını genişletme yönündeki kararının kınandığı ifade edildi.
Uluslararası insancıl hukukun ihlali riskini içinde barındıran bu kararın, İsrail tarafından derhal geri alınması gerektiği vurgulandı. Operasyonların genişletilmesinin, Gazze’deki sivil halkın hayatını tehdit edeceği ve daha fazla acıya yol açacağı bildirildi. Gazze’deki gıda krizine de dikkat çekilerek, “Çocuklar açlıktan ölüyor” denildi.
Açıklamada, uluslararası sivil toplum kuruluşlarının Gazze’de faaliyet gösterebilmesinin kritik önem taşıdığına vurgu yapıldı. Temel ihtiyaçların sağlanabilmesi adına tüm kara yollarının açılması gerektiği ifade edildi. Diplomasi çağrısında bulunularak, kalıcı bir ateşkesin sağlanması, tüm esirlerin serbest bırakılması ve iki devletli çözüm için adım atılması gerektiği belirtildi.
ABD merkezli batarya teknolojisi şirketi Lyten, iflas eden İsveçli pil üreticisi Northvolt’un büyük bir bölümünü satın almak için anlaşmaya vardığını duyurdu. Önceden Northvolt’un Avrupa’nın en büyük enerji depolama fabrikasını devralan Lyten, bu stratejik hamleyle Avrupa pazarında güçlü bir geri dönüş yapmayı planlıyor.
Anlaşma çerçevesinde, Northvolt’un İsveç ve Almanya’daki projeleri ile fikri mülkiyet hakları Lyten’in yönetimine geçecek. Ayrıca, şirketin Kanada’daki iştirakinin devrine dair görüşmelerin devam ettiği kaydedildi.
Silikon Vadisi merkezli Lyten, lityum-iyon pillerin çevre dostu alternatifleri olan lityum-kükürt bataryaları üzerine çalışmalar yürütüyor. Şirketin yatırımcıları arasında Jeep’in sahibi Stellantis ve FedEx gibi uluslararası devler yer alıyor.
Lyten, geçtiğimiz ay Northvolt’un 6 GWh kapasiteli Avrupa’nın en büyük enerji depolama tesisi olan fabrikasını da devralmıştı. Tesisin kapasitesinin 10 GWh’ye çıkarılması ve mevcut siparişlerin garanti altına alınması planlanıyor.
Lyten, İsveç’in kuzeyindeki Skelleftea tesisini 2026 yılında yeniden işler hale getirerek lityum-iyon batarya üretimine başlamayı hedefliyor. Şirketin öncelikli alanları arasında otomotiv, savunma ve enerji depolama sektörleri bulunuyor. Lyten, hem Kuzey Amerika hem de Avrupa için yerel ve sürdürülebilir batarya geliştirme hedefini koruyacağını belirtiyor.
Çanakkale’de 8 Ağustos Cuma günü saat 13:30 sıralarında, Sarıcaeli köyü yakınlarında ormanlık alanda başlayan yangın, rüzgarın da etkisiyle hızla yayılarak yerleşim alanlarını tehdit etmeye başladı. Yangın nedeniyle Çanakkale Boğazı’nın trafiğe kapatılmasının yanı sıra, devlet hastanesi, üniversite kampüsündeki öğrenciler, engelli bakım evinde kalanlar ve birçok ev tahliye edildi. Ekiplerin havadan ve karadan yaptığı müdahale sonucu yangın, 9 Ağustos’ta saat 14:45’te kontrol altına alındı. Yangın sırasında Saçaklı köyü sakinlerinden Ali Aydoğan’ın (48) evi tamamen yandı, ancak olayda dikkat çeken bir durum yaşandı.
Yangında tamamen tahrip olan evden yalnızca Kur’an-ı Kerim’lerin kurtulduğunu belirten Ali Aydoğan, “Bu Kur’an-ı Kerim’ler babama aitti. Evin yalnızca bu Kur’an-ı Kerim’ler çıkabildi. Başka hiçbir şey sağ kalmadı” dedi.
Yangın söndürme çalışmalarına kendi imkânlarıyla destek veren İsmail Güzel, evdeki Kur’an-ı Kerim’lerin yanmadığını fark ettiği anları şu şekilde anlattı: “Yangın çıkan köye 30 kilometre uzaktaydım. Bizim büyüklerimiz ‘karıncalar bile yangına su taşır’ derlerdi. Biz de traktörümüzle gittik. İtfaiye soğutma çalışması yapıyordu; dubleks tarzındaki evin çatısı, alt katlar ve pencereleri yanıyordu. Her 5 dakikada bir rüzgarın etkisiyle söndürdüğümüz yer yeniden alev alıyordu. Ulaşamadığımız bir bölge vardı. Sonradan yapılmış bir duvarı kırarak yanan yere ulaşmaya çalıştık. Zamanında gömme dolap yapılmış. Duvarı kırdığımızda ahşapla karşılaştık. Kur’an-ı Kerim’lerle dolu dolaba ulaştık. Dolabın kapağı yanmasına rağmen, Kur’an-ı Kerim’ler ve dua kitapları hiçbiri yanmamıştı.”
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel