40,8729$% 0,77
47,8724€% 1,05
55,4954£% 1,01
4.410,52%0,05
3.335,74%0,03
10.870,57%0,43
16 Ağustos 2025 Cumartesi
Ünlü oyuncu Sinem Kobal, 38. yaşını kutladı. Doğum gününü eşi ile birlikte geçiren Kobal, kutlama gecesine ait fotoğrafları sosyal medya hesaplarından paylaştı.
Doğum günü için straplez uzun bir elbise tercih eden Kobal, bu şık görünümünü parmak arası terlikler ve boynundaki deniz kabuklu kolye ile tamamladı.
Paylaşılan fotoğraflarda, eşinin Kobal için iki adet pasta hazırladığı göze çarptı.
Pasta üzerinde “İyi ki doğdun Sinem” ve “Hem harbi hem Barbie” yazdığı dikkat çekti.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından yapılan açıklamaya göre, Avdagiç, odanın ağustos ayı meclis toplantısında iş dünyasının gündemini değerlendirdi.
İsrail’in Gazze Şeridi’nde askeri faaliyetlerini artırma kararını kınayan Avdagiç, batılı ülkelerin bu durumu görmezden geldiğini belirtti. Bu ülkelerin adaleti sağlama iddialarının samimiyetsiz olduğunu ve dünya genelinde yaşananların göz ardı edildiğini ifade etti.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 103. ve Malazgirt Zaferi’nin 954. yıl dönümünü kutlayan Avdagiç, şunları söyledi:
“Milletimiz, tüm zorluklara rağmen ordusu ile birleşerek, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının öncülüğünde bu zaferi kazanmıştır. Bu, inancın ve kararlılığın bir göstergesidir. Gençlerimize bu zaferin önemini öğretmemiz, onlara yokluğun bir mazeret olmadığını ve irade ile kararlılığın en büyük silah olduğunu göstermemiz gerekmektedir.”
Avdagiç, Türkiye ekonomisinin mevcut zorlu iç ve dış koşullara rağmen başarılı bir direnç gösterdiğini ve firmaların üretim ile ihracat faaliyetlerini özveriyle sürdürdüğünü vurguladı.
Sıkı para politikalarının etkileri ve rekabet koşullarına rağmen en kötü durumun geride kaldığını belirten Avdagiç, özel sektörün bu süreçte üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiğini ifade etti. Ayrıca, iç talep koşullarındaki zayıflamanın enflasyonla mücadeleye katkı sağladığına dikkat çekti.
Finansman maliyetlerinde yaşanan düşüşün, reel sektör açısından olumlu bir gelişme olduğunu vurgulayan Avdagiç, ekonomide normalleşme adına talepte dengelenmenin önemine değindi.
Avdagiç, kredi notundaki artış ve politika faizindeki indirimlerden bahsederek, “KOBİ kredilerinde selektif kredi büyüme limitlerinin kaldırılmasını bekliyoruz. Böylece faiz indirimi, üretim ve ülke kalkınmasına katkı sağlayan bir sürece dönüşecektir.” dedi.
KOBİ kredilerinin büyüme sınırlarının kaldırılması gerektiğini vurgulayan Avdagiç, önceki dönem performanslarına göre kredi desteklerinin artırılması gerektiğini savundu.
Avdagiç, ABD yönetiminin gümrük tarifelerinin, daha yüksek vergi oranlarına tabi olan ülkelerin vergi oranı düşük ülkelere yatırım yapma isteğini artırabileceğine dikkat çekti.
Küresel ticaretteki kaotik durumun, yapısal bir dönüşümün başlangıcı olabileceğini belirten Avdagiç, korumacılığın küresel ekonomide yeni dinamikleri şekillendireceğini ifade etti.
Türkiye’nin, bu dönüşüme hazırlıklı olması gerektiğini vurgulayan Avdagiç, yatırım ortamının iyileştirilmesinin büyük önem taşıdığını ve ülkenin lojistik potansiyelini hayata geçirmesi gerektiğini açıkladı.
İstanbul Havalimanı’nın dünya genelindeki diğer rakipleri geride bırakmasının sevindirici olduğunu belirten Avdagiç, diğer ulaşım modlarında da benzer başarıların elde edilmesi gerektiğine işaret etti.
Türkiye’nin küresel tedarik zincirinde önemli bir rol oynaması gerektiğini ve demir yoluyla yük taşımanın payını artırma hedefini vurguladı. Bu konuda atılacak doğru adımların, ülkenin küresel ekonomik gelişmelerden olumsuz etkilenmesini minimize edeceğine inandığını söyledi.
İnşaat sektöründe ücretli çalışan sayısı son 3 yılda sürekli artarak yaklaşık 2 milyon kişiye ulaştı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Haziran ayında ücretli çalışan sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre %2 artarak 15 milyon 925 bin 359 kişiye yükseldi.
Sektör bazında ücretli çalışan sayısının dağılımı incelendiğinde, inşaat sektöründeki artış dikkat çekmektedir.
6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından artan konut ihtiyacı ve Türkiye genelindeki kentsel dönüşüm projeleri, sektördeki istihdamın artmasında önemli bir rol üstlendi.
Haziran ayında inşaat sektöründe çalışan sayısı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla %8,2 oranında artarak 1 milyon 903 bin 511 kişiye ulaştı.
Takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre, inşaat sektöründe çalışan sayısı son 3 yıldır artış gösteriyor.
2022 Haziran ayında %1,7 düşüş göstererek 1 milyon 495 bin 697 olarak hesaplanan sektör çalışan sayısı, o günden bu yana her ay artarak Haziran itibarıyla yaklaşık 2 milyon kişi oldu.
Bu 36 aylık süreçte yıllık bazda en büyük artış, %17 ile Ocak 2023’te gözlemlendi.
Ücretli çalışan istatistiklerinin detayları incelendiğinde, inşaat sektöründe en fazla sayıda çalışan “bina inşaatında” yer aldığı görüldü.
Sektördeki yaklaşık 2 milyon çalışandan 1 milyon 239 bin 781’i “bina inşaatı” alanında, 248 bin 454’ü “bina dışı yapıların inşaatı” alanında ve 415 bin 276’sı “özel inşaat faaliyetlerinde” çalışmaktadır.
Son 12 ayda inşaat sektöründeki çalışan sayısının yıllık bazda değişimi ise şu şekilde gerçekleşti:
Aylık | Çalışan Sayısı | Değişim |
---|---|---|
Temmuz 2024 | 1 856 883 | 9,2% |
Ağustos 2024 | 1 876 602 | 7,3% |
Eylül 2024 | 1 884 656 | 6,7% |
Ekim 2024 | 1 904 404 | 7,2% |
Kasım 2024 | 1 890 824 | 7,0% |
Aralık 2024 | 1 853 840 | 5,0% |
Ocak 2025 | 1 807 292 | 6,3% |
Şubat 2025 | 1 755 604 | 2,0% |
Mart 2025 | 1 742 293 | 0,1% |
Nisan 2025 | 1 860 377 | 7,3% |
Mayıs 2025 | 1 913 725 | 4,6% |
Haziran 2025 | 1 903 511 | 8,2% |
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi, kent içi toplu ulaşımda uzun süredir uygulanan 90 dakika ücretsiz aktarma ve Halk Taşıt indirimlerini İZBAN’da sona erdirdi.
Mecliste oy çokluğuyla kabul edilen düzenlemeye göre, TCDD ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ortak olduğu İZBAN’da, yolcular bu ayrıcalıklardan yararlanamayacak.
Yetkililer, yeni sistemin devreye girmesi için İZBAN tarafından gerekli teknik altyapı çalışmalarının tamamlanmasının beklendiğini aktardı. Çalışmalar tamamlandıktan sonra karar yürürlüğe girecek.
İzmirim Kart’ın İZBAN’da kullanımı devam edecek, ancak yolcular bu kartla aktarma hakkı ve indirimli biniş gibi uygulamalardan yararlanamayacak.
Bu karar, kentte toplu ulaşım kullanıcıları arasında tartışmalara neden olurken, özellikle iş ve okul seyahatlerinde İZBAN’ı tercih edenlerin maliyetlerinin artacağı vurgulanıyor.
Jeopolitik belirsizlikler ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar, birçok ülkeyi para stratejilerini yeniden değerlendirmeye zorlamaktadır.
Ana hedef, ABD dolarına olan bağımlılığı azaltmak, yerel ekonomileri güçlendirmek ve uluslararası piyasalarda daha fazla finansal otorite kazanmaktır. Bu amaç doğrultusunda, ticaret işlemlerinde euro, Çin yuanı ve diğer yerel para birimlerinin kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır.
Doların etkisini azaltmayı hedefleyen politikalar, Avrupa ve Avrasya’da farklı düzeylerde uygulanmaktadır. Bu politikalardan bazılarını benimseyen ülkeler şunlardır:
Rusya: 2022 yılından itibaren uluslararası ticaret anlaşmalarında yerel para birimlerinin (özellikle ruble ve yuan) kullanımını teşvik etmektedir.
Belarus: Dolara erişimi kısıtlayarak ticarette ruble ve yuanı öncelikli hale getirmektedir.
Macaristan ve Sırbistan: Dolara olan bağımlılıklarını azaltarak euro ve diğer para birimleriyle ticaret yapma yoluna gitmektedirler.
Avrupa’nın dışındaki birçok ülke, doların ekonomik rolünü azaltmak adına daha ciddi adımlar atmaktadır:
Çin: Yuan ile yapılan ticaret anlaşmalarını küresel ölçekte teşvik ederek kendi para birimini güçlendirmektedir.
İran ve Venezuela: ABD yaptırımlarına karşılık olarak ticari işlemlerde dolar kullanımını büyük ölçüde terk ederek alternatif para birimlerine yönelmektedirler.
Küba ve Kuzey Kore: Siyasi ve ekonomik izolasyon politikaları çerçevesinde finansal sistemlerinde dolar kullanımına izin vermemektedirler.
Dolarsızlaşma eğiliminin küresel ekonomi üzerindeki etkileri çok boyutlu olacaktır:
Yerel para birimlerinde istikrar: Dolara olan bağımlılığın azalması, ülkelerin kendi para birimlerini güçlendirmelerine ve sert döviz dalgalanmalarından korunmalarına imkan tanıyabilir.
ABD’nin finansal gücünde değişim: Dolara olan küresel talebin düşmesi, ABD’nin rezerv para birimi olma konumunu zaman içerisinde zayıflatabilir.
Yuan’ın yükselişi: Çin liderliğinde gerçekleşen bu gelişme, yuanın uluslararası ticaretteki önemini ve kullanımını artırmaktadır.
Dünya, ekonomik gücün daha fazla merkezileşmeyle “çok kutuplu” yeni bir düzene doğru ilerlerken, dolarsızlaşma süreci bu büyük değişimin en önemli yansımalarından biri haline gelmektedir. Doların hakimiyeti, önümüzdeki yıllarda küresel finans sisteminin en önemli tartışma konularından biri olmaya devam edecektir.