Geleneksel lityum-iyon pillerin enerji yoğunluğunu aşan lityum-metal bataryalar, uzun süredir şarj sırasında anot yüzeyinde oluşan ve performansı bozan “dendrit” kristallerinin engellenememesi nedeniyle ticari kullanımda sınırlı kaldı. Yeni bir çalışma, aynı sorunu çözerek lityum-metal teknolojisinin önünü açıyor.
Araştırmacılar, iyonların anot yüzeyine daha düzenli yerleşmesini sağlayan ve dendrit oluşumunu baskılayan özel tasarlanmış bir kohezyon-engelleyici sıvı elektrolit geliştirdi. Bu elektrolit, lityum metalin doğrudan anot olarak kullanılabilmesine imkan vererek yüksek enerji yoğunluğunun getirdiği avantajları daha güvenli ve verimli şekilde kullanmayı sağlıyor.
Hızlı şarj ve artırılmış dayanıklılık
Yeni elektrolit sayesinde bataryalar hem çok daha hızlı şarj oluyor hem de kullanım ömrü belirgin şekilde uzuyor. Yapılan laboratuvar testlerinde bir batarya yüzde 5’ten yüzde 70’e yalnızca 12 dakikada ulaşabildi ve bu performans 350 tam şarj-deşarj döngüsü boyunca sürdürülebilir kaldı. Daha yüksek kapasiteli bir versiyon ise yüzde 80’e 17 dakikada ulaşarak 180 döngü boyunca stabil performans gösterdi. Araştırmaya göre bu teknoloji, uygun şekilde ölçeklendirildiğinde bir elektrikli araç bataryasının 300.000 kilometreden fazla dayanmasını sağlayabilir.
Temel çalışma prensibi ve farkları
Lityum-metal bataryalar, klasik lityum-iyon pillerle benzer şekilde şarj ve deşarj sırasında iyon taşıyan bir elektrolit kullanır. Ancak lityum metalin sahip olduğu yüksek enerji yoğunluğu ve yeni elektrolit tasarımının kombinasyonu, aynı fiziksel prensiplere dayanırken çok daha yüksek verim ve dayanıklılık sağlar. Bu yaklaşım, güvenlik ve döngü ömrü konusundaki temel engelleri azaltarak pratik uygulamayı mümkün kılabilir.
Araştırmacılar, bu gelişmenin özellikle uzun menzilli seyahat yapan sürücüler ve otomobil üreticileri için önemli bir kırılma noktası oluşturabileceğini; gelecekte birkaç dakikalık şarj ile yüzlerce kilometre menzil sunan batarya çözümlerinin gerçekçi hale gelebileceğini belirtiyor.
Yenikapı’da Düzenlenen Hünkar Hacı Bektaş Veli Festivali’nde Mesajlaşmalar ve Tartışma
İstanbul’un Yenikapı Etkinlik Alanı, 13-14 Eylül tarihlerinde 4. Serçeşme Hünkar Hacı Bektaş Veli Festivali’ne ev sahipliği yaptı. Etkinlik, İstanbul Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla gerçekleştirildi ve açılış konuşmaları ile dikkat çekti.
Açılışta Vurgulanan Dayanışma ve Eşitlik Çağrısı
Festivalin açılışında konuşan siyasi isimlerden biri, Alevi toplumuyla dayanışma mesajı verdiğini sosyal medya üzerinden tekrar paylaştı. Konuşmada, tarih boyunca mazlumların yanında duran Alevi yurttaşlarla birlik duygusunun altı çizildi ve devlete yönelik, yıllarca süren acılardan doğan bir sorumluluğun bulunduğu ifade edildi. Ayrıca bu sorumluluğun, eşitlik hedefiyle siyasi alanda sonuçlandırılacağı belirtildi.
Cumhurbaşkanı’nın Açıklamaları ve Tepkiler
Cumhurbaşkanı, Katar dönüşü uçakta yaptığı açıklamada ayrımcı söylemleri kınadı ve Alevi yurttaşlarla bağların güçlü olduğunu vurguladı. Devletin temel ilkelerinden birinin tüm vatandaşların din, mezhep veya etnik köken farkı gözetmeksizin eşit olması olduğunu hatırlattı; bu ilkenin anayasa güvencesi altında olduğunu söyledi.
Açıklamada, Alevi yurttaşlara yönelik ötekileştirici yaklaşımların kabul edilemez olduğu; hukukun gereğini yerine getireceği ve provokasyonların yargı önünde hesabının sorulacağı mesajı da yer aldı. Ayrıca toplumsal birliği ve barışı hedef alan ayrımcı söylemlere izin verilmeyeceği belirtildi.
Zamanlama ve Kamuoyundaki Yankıları
Festival açılışındaki dayanışma vurgusunun sosyal medya üzerinden paylaşılması, Cumhurbaşkanı’nın Alevi yurttaşlara ilişkin açıklamalarının hemen ardından gelmesi nedeniyle kamuoyunda dikkat çekti. Bu zamanlama, hem destek hem de tartışma oluşturdu; siyasi ve toplumsal yorumlar gündemde yer aldı.
Etkinlik ve ardından gelen açıklamalar, Türkiye’de toplumsal eşitlik, inanç özgürlüğü ve siyaset-toplum ilişkileri ekseninde süren tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.
Fatih Sultan Mehmet’ten esinlenip 30 tonluk evini karadan taşıdı: 1,5 milyonluk yıkımdan 250 bin TL’ye kurtuldu
Antalya’nın Gazipaşa ilçesi Kızılgüney Mahallesi’nde yaşayan Hasan Karateke, orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle yıkım tehdidiyle karşılaştığı tapulu evini, tarihsel bir yöntemden ilham alarak yerinden sökmeden taşıdı. Yaklaşık 150 metrelik bir güzergahta ray ve platform sistemi kuran ekip, 30 ton ağırlığındaki evi üç günde yeni yerine taşıdı.
Taşıma yöntemi ve uygulama
Karateke ve ekibi, evin altına demir raylar yerleştirip iş makineleriyle kontrollü şekilde ilerledi. Elektrik direkleri ve destek halatlarıyla güçlendirdikleri sistemde bazı aksaklıklar yaşanmasına karşın çalışmalar sonuca ulaştı. Son 30 metrelik bölümün tamamlanmasıyla ev planlanan noktaya güvenli şekilde yerleştirildi.
Süre, maliyet ve sonuç
Taşıma işlemi üç gün sürdü. Karateke, aynı evi yeniden inşa etmenin maliyetinin yaklaşık 1,5 milyon TL olacağını belirterek, taşımayı 250 bin TL’ye tamamladıklarını söyledi. Bu yöntemle hem büyük bir maddi kayıptan kurtulduklarını hem de çevresel tahribatı önlediklerini vurguladı.
Zorluklar ve ekip çalışması
Yüksek hava sıcaklığı ve çalışma alanındaki eşek arıları, sürecin en zorlu unsurları oldu. Karateke, ekibinin planlı çalışması sayesinde bu sorunların üstesinden geldiklerini, platform ve kaynak işlerinde görev alan ekip arkadaşlarına özel teşekkür etti.
Bölgede benzer mağduriyetler ve talepler
Karateke, yaşadığı sorunun yalnızca kendisine ait olmadığını; bölgede benzer sebeplerle mağdur olan birçok aile bulunduğunu belirtti. Eski sınır kayıtları ve sınır hatası iddiaları nedeniyle tarım yapılan arazilerin zamanla orman alanı ilan edildiğini söyleyerek, yetkililerden adil ve kalıcı çözümler beklediklerini ifade etti.
Taşıma sonrası düzenlemeler
Ev yeni yerine taşındıktan sonra çevresel düzenlemeler ve montaj işleri başladı. Karateke, demir aksamlar ve bahçe kapısı gibi parçaların sökülüp yeniden monte edildiğini, birkaç hafta içinde her şeyin tamamlanacağını bildirdi.
EuroBasket 2025 Finali: Türkiye-Almanya Maçı Rekor İzlenme Getirdi
Letonya’nın başkenti Riga’da oynanan EuroBasket 2025 finalinde Türkiye ile Almanya karşı karşıya geldi. Karşılaşma, hem televizyon hem de dijital platformlarda yüksek ilgi gördü ve geniş kitleleri ekran başına topladı.
Türkiye’de Yayın Rekoru
Final mücadelesi Türkiye’de 18 milyonun üzerinde izleyici tarafından takip edildi. Bu performans, TRT’de yayımlanan programlar arasında bu yılın en çok izlenen dördüncü yayını olmasını sağladı.
Dijital Platformlarda Yoğun İlgi
Maç yalnızca televizyonda değil, çevrimiçi mecralarda da büyük izlenme aldı. YouTube üzerinden yapılan yayın 2,3 milyon görüntüleme elde ederek dijital tarafta da kayda değer bir izleyici sayısına ulaştı.
Almanya’da Futbol Dışı Yüksek İzlenme
Alman izleyiciler arasında da final dikkat çekti; ülkede toplam yaklaşık 6 milyon kişi maçı izledi. Bu rakam, Almanya’da futboldan farklı spor dallarındaki yayınlar arasında son yıllarda kaydedilen en yüksek izlenme oranlarından biri olarak öne çıktı.
EuroBasket 2025 finalinin hem geleneksel medya hem de dijital kanallarda gösterdiği başarı, basketbolun geniş kitlelere ulaşma gücünü bir kez daha ortaya koydu.
19:20
News
