Okul, RAM ve Kurul Kararına Rağmen Öğrencinin Ortaokul Kaydını Reddetti
Beşiktaş’ta ilkokulunu tamamlayan dikkat eksikliği tanısı bulunan bir öğrenci için ailesinin yaptığı ortaokul kaydı, okul yönetimi tarafından “yapımız ve şartlarımız uygun değil” gerekçesiyle reddedildi. Aile konuyu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile yargıya taşıdı; süreç halen devam ediyor.
Olayın Seyri
Aile, öğrencinin aynı kurum bünyesindeki ortaokula devam edebilmesi için başvurdu. Okul yönetimi kaydın yapılmayacağını iletti ve aileye daha küçük bir okulda eğitim aramalarını önerdi. Bu karar üzerine aile resmi başvurular ve hukuki süreç başlattı, ancak kayıt hâlâ gerçekleşmedi.
RAM ve Özel Eğitim Kurulu Kararları
Rehberlik Araştırma Merkezi tarafından yapılan değerlendirme sonucunda öğrenci için kaynaştırma uygunluğu tespit edildi. İlçe genelindeki Özel Eğitim Hizmetleri Kurulu da öğrencinin kendi okuluna ve sınıfına yerleştirilmesi yönünde karar verdi. Buna rağmen kurum kayıt işlemini gerçekleştirmedi.
Ailenin Beyanı
Öğrencinin aile tarafından erken yaşta dikkat eksikliği tanısı aldığı, gerekli tedavi ve özel eğitim desteklerinin eksiksiz sağlandığı belirtildi. Aile, ilkokul sürecinde çocuğun öğretmeni ve arkadaşları tarafından kabul gördüğünü, okul ortamında uyum sağladığını vurguluyor ve aynı okulda eğitimine devam etmesini talep ediyor.
Hukuki Değerlendirme
Avukat, okul yönetiminin kararının hukuki dayanağı olmadığını, ilgili mevzuat gereği öğrencinin asıl eğitim ortamının kendi sınıfı olduğunu ifade etti. Kayıt sürecinin geciktirilmesinin çocuğun üstün yararına aykırı olduğu, idari ve ceza hukuku bakımından sorun teşkil edebileceği belirtildi. Bu nedenle öğrencinin derhal kayıt edilip eğitimine başlatılması talep ediliyor.
Beklenti ve Süreç
Aile ve hukuk ekibi, çocuğun eğitim ortamından koparılmadan kaydının yapılmasını, bir an önce akranlarıyla kaynaşıp eğitime başlamasını istiyor. Konuyla ilgili yargı süreci sürüyor; kararın uygulanması ve öğrencinin okula dönüşü bekleniyor.
Asar Mahallesi Altınkaya Barajı yolu üzerinde 12 Eylül’de meydana gelen kazada, direksiyon hakimiyetini kaybeden doktor Serdar Kıyak yönetimindeki otomobil Kızılırmak Nehri’ne devrildi. Kazada sürücü yaralı olarak kurtulurken, araçta bulunan eşi Gülşah Karaman Kıyak (31) ve oğulları Alperen (3) hayatını kaybetti.
Aileden gelen mesaj soruşturmayı derinleştirdi
Soruşturma kapsamında yapılan incelemede, kazadan kısa süre önce Gülşah Karaman Kıyak’ın cep telefonundan ailesine “Beni tehdit ediyor” şeklinde bir mesaj gönderdiği belirlendi. Bu gelişme, olayın trafik kazası dışı unsurlar barındırma olasılığı üzerinde durulmasına yol açtı.
Gözaltı ve tutuklama
Olayın ardından gözaltına alınan doktor Serdar Kıyak, çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı. Yetkililer, kazayla ilgili çok yönlü soruşturmanın sürdüğünü ve olayın tüm yönlerinin titizlikle araştırıldığını açıkladı.
Cenaze töreninde duygusal anlar
Anne ve 3 yaşındaki çocuk için düzenlenen cenaze törenine bazı yetkililerin de katıldığı bildirildi. Yaralı olarak kurtulan baba, cenaze sırasında oğluna sarılarak büyük üzüntü yaşadı; sağlık ekipleri daha sonra müdahalede bulundu.
Soruşturma ve adli süreç devam ederken, yetkililer olayın tüm yönlerinin aydınlatılması için çalışmalara hız verildiğini belirtti.
Bağlar’da İlkokulda Veli ile Nöbetçi Öğretmen Arasında Gerginlik: Veli Gözaltına Alındı
Bağlar ilçesindeki Hürriyet İlkokulu’nda yaşanan olayda, teneffüste kavga eden iki öğrenciyi ayırmaya çalışan nöbetçi öğretmen ile öğrencilerden birinin annesi arasında arbede çıktı. Olay anı güvenlik kamerasına yansırken, veli gözaltına alındı.
Olayın Detayları
Dün 5 Nisan Mahallesi’nde bulunan okulda meydana gelen olayda, nöbetçi öğretmen teneffüste kavga eden iki öğrenciyi ayırdı. Kavga sırasında öğrencilerden birinin boğazında tırnak izi oluştuğu belirlendi. Durumu ailesine anlatan öğrenci, annesinin okula gelmesine neden oldu.
Okula gelen veli ile öğretmen arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine velinin öğretmene fiziki saldırıda bulunduğu ve bu anların okulun güvenlik kamerasına kaydedildiği bildirildi.
Soruşturma ve Gelişmeler
Saldırıya uğradığını belirten nöbetçi öğretmenin tehditler nedeniyle okula gidemediği öne sürüldü. Öğretmenin şikayeti üzerine polis ekipleri olayla ilgili soruşturma başlattı ve tartışmaya karışan veli gözaltına alındı.
Okulda Güvenlik ve İdari Süreç
Olayın ardından okul yönetimi ve ilgili birimler, soruşturmanın seyrine göre idari ve hukuki işlemleri sürdürüyor. Yaşanan durum, okul içi güvenlik ve öğrenci-veli ilişkilerinin hassasiyetini yeniden gündeme getirdi.
Japonya, BM Genel Kurulu’nda Filistin’i tanımaktan kaçınma eğiliminde
22 Eylül’de yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturumunda Filistin’in devlet olarak tanınması yönünde adımlar atılacağı konuşulurken, Japonya’nın bu girişime katılmayabileceği öne sürüldü.
ABD ile ilişkiler gerekçesi
Japon hükümetine yakın kaynaklara göre Tokyo, Washington ile olan stratejik ilişkileri gözeterek ve İsrail’den gelebilecek sert tepkileri önlemek amacıyla şu aşamada Filistin’i resmi olarak tanımama yönünde karar alma eğiliminde. Bu nedenle Japonya Başbakanı’nın Genel Kurul’daki ilgili oturuma katılmaması ihtimali gündeme geldi.
Washington’dan çekinceler
Japon medyasında çıkan haberlere göre ABD yönetimi, Tokyo’yu Filistin’i devlet olarak tanımaması konusunda uyarmış. Washington’un, böyle bir kararın ikili ilişkiler üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği ve bölgedeki gerilimi tırmandırabileceği mesajını ilettiği belirtiliyor.
Gazze Şeridi’nde yerinden edilmiş siviller, buldukları alanlara çadır kuruyor.
İç politikada artan baskılar
Japonya içinde de hükümete yönelik çağrılar yükseliyor. Gazze’deki insani tabloya dikkat çeken 206 milletvekili, hükümete Filistin’i tanıma çağrısı yapan bir mektup sunmuştu. Dışişleri Bakanlığı ise tanıma konusunda “zamanlama ve yöntemlerin değerlendirilmesi gerektiği” yönünde kapsamlı bir inceleme yürüttüklerini açıklamış durumda.
Uluslararası duruş: kim tanıyor, kim tanımıyor?
Halen bazı gelişmiş Batılı ülkeler Filistin’i resmen tanımıyor; buna ABD, Kanada, Avustralya ve bazı Avrupa ülkeleri dahil.
Ancak bu ülkelerin çoğu Filistin yönetimiyle diplomatik temasları sürdürüyor ve iki devletli çözümü desteklediklerini bildiriyor.
Tanımayı planlayan ülkeler
2025 Eylül itibarıyla Fransa, İngiltere, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerin BM Genel Kurulu’nda Filistin’i devlet olarak tanımaya yönelik adımlar atması bekleniyor.
İsrail saldırılarında sivil kayıplar ve altyapı hasarları rapor edildi.
Dünya genelinde tanıma durumu
Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülkeden yaklaşık 140’ı Filistin’i devlet statüsüyle tanıyor. Bu tanımayı gerçekleştiren ülkeler Asya, Afrika, Latin Amerika, Doğu Avrupa ve Orta Doğu’dan geniş bir coğrafyaya yayılıyor.
Bölgesel örnekler
Asya: Çin, Hindistan, Endonezya gibi ülkeler Filistin’i tanıyor.
Afrika: Birçok Afrika ülkesi resmi tanıma sağlamış durumda.
Latin Amerika ve Doğu Avrupa: Bir dizi ülke Filistin’i devlet olarak kabul etmiş durumda.
Ortadoğu: Bölge ülkelerinin çoğu tanıma yönünde konum alıyor.
Uluslararası hukuki statü
2012’den bu yana Birleşmiş Milletler nezdinde Filistin, “üye olmayan gözlemci devlet” statüsünde bulunuyor. Bazı uluslararası kuruluşlarda ise Filistin daha geniş katılım haklarına sahip.
4 Yıl Sonra Çıkarılacak Fin Balinasının İskeleti Bilim İçin Kazılacak
Yaklaşık dört yıl önce üniversite kampüsünün bahçesine gömülen fin balinasının iskeleti, bilimsel araştırmalara kazandırılmak üzere düzenlenecek kazı çalışmasıyla gün yüzüne çıkarılıyor. “Balinanın Sessizliği Bilime Dönüşüyor” adı verilen proje kapsamında iskelet, korunma ve eğitici amaçlarla müzede sergilenecek.
Fin balinasının gömüldüğü alanda yapılacak kazı çalışmasıyla iskelet çıkarılacak.
Kazı Çalışması ve Tarihleri
Projeye göre kazı çalışmaları 1-8 Ekim tarihleri arasında, balinanın gömüldüğü alanda gerçekleştirilecek. Çalışma üç aşamada planlandı; önce kafa ve çene kemikleri, ardından göğüs bölgesindeki omurlar ve kaburgalar, son olarak kuyruk omurları çıkarılacak. Her aşama belgelenip numaralandırılacak.
Projenin Amacı ve Katılım
Proje, iskeletin bilimsel incelemelere sunulması, deniz canlıları ekolojisi ve korunması konusunda farkındalık yaratılması ve eğitim amaçlı kullanılmasını hedefliyor. Öğrenciler çalışmaya başvuru yaparak katılabilecek; katılımcıların form doldurarak kayıt olmaları bekleniyor. Kazı sürecine öğrenci katılımı, saha deneyimi ve eğitim açısından önemli görülüyor.
Çıkarılan iskelet, konservasyon işlemlerinin ardından müzede sergilenecek.
Bilimsel Değer ve Sergileme
Fin balinası, mavi balinadan sonra dünyanın en büyük ikinci deniz memelisidir. İskeletin çıkarılması, hem türün morfolojik yapısına ilişkin veri sağlayacak hem de geçmişe ait evrimsel izleri aydınlatacak. Çıkarılan kemikler, MEÜ Deniz Canlıları Müzesi’nde konservasyon işlemlerinin ardından sergilenecek; müzeye önemli bir eğitim ve farkındalık materyali kazandırılmış olacak.
Çalışma Süreci
Hazırlık: Alanın işaretlenmesi ve koruma önlemlerinin alınması.
Kazı: Kemiklerin dikkatli şekilde çıkarılması ve numaralandırılması.
Taşıma ve Konservasyon: İskelet parçalarının müzeye taşınıp korunmaya alınması ve sergiye hazırlanması.
Proje yürütücüsü, bu çalışmanın hem öğrenciler hem de toplum için benzersiz bir deneyim olacağını, iskeletin müzedeki sergilenmesinin deniz canlılarına yönelik bilinç oluşturacağını belirtti.
İlgilenen öğrenciler ve katılımcılar için başvuru yönergeleri ve çalışma detayları üniversitenin ilgili birimleri tarafından duyurulacaktır.