Güvenilir bakıcı bulmanın giderek zorlaştığı bir dönemde, yüksek fiyatlar aile bütçelerini zorlamaya devam ediyor. Günlük kazancı 3 bin TL’yi bulan bakıcıların ücretleri, toplumda tartışmalara yol açıyor. Özellikle kreş bulma sorunuyla karşılaşan bazı anneler, bu durum sonucunda işlerinden ayrılmak zorunda kalabiliyor.
Özel İstihdam Bürosu tarafından sağlanan verilere göre, yatılı bakıcı maaşları 62 bin TL ile 82 bin TL arasında değişirken, gündüzlü bakıcılar için bu rakam 57 bin TL ile 65 bin TL arasında oldukça geniş bir skalada yer alıyor.
YÜKSEK ÜCRETLER NEDENİYLE İŞTEN ÇIKMAK ZORUNDA KALIYORLAR
Bakıcı ücretlerindeki bu yüksek artış, çalışan anneleri zor bir ikilemle karşı karşıya bırakıyor. Kreş bulamayan ya da güvenilir bir bakıcıya ulaşamayan birçok anne, kazandığı gelirinin büyük bir kısmını bakıcı ücretine ayırmak zorunda kalıyor. Gelir-gider dengesinin bozulması, bazı kadınları işlerinden ayrılmaya yöneltiyor. Uzmanlar, bu durumun hem aile bütçelerini hem de kadınların iş yaşamında yer alma oranlarını olumsuz etkilediğine vurgu yapıyor.
Yatılı Bakıcı: 65.000 TL – 82.000 TL. Tam Gün Bakıcı: 57.000 TL – 65.000 TL. Yarım Gün Bakıcı: 28.500 TL – 32.000 TL.
2007 yılından bu yana her yıl düzenlenen liste, bu yıl sermaye piyasasındaki genişlemeyle birlikte 100 markadan 125 markaya çıkarıldı. Yapılan araştırmalar neticesinde Türk Hava Yolları (THY), 2 milyar 266 milyon dolarlık marka değeriyle üst üste bir kez daha zirvede yer aldı.
EN GENİŞ KATILIM BANKACILIK SEKTÖRÜNDE
Rapora göre, bankacılık sektörü listedeki en geniş katılıma sahip alan olarak öne çıktı. İş Bankası, Ziraat Bankası, Garanti BBVA, Vakıfbank ve Akbank, marka değerleriyle dikkat çeken bankalar arasında yer aldı.
ÖNE ÇIKAN DİĞER SEKTÖRLER
Dayanıklı tüketim ürünleri alanında Arçelik ve Vestel, marka değerlerini artırarak ilk beşte kendine yer buldu. Otomotiv ve teknoloji sektöründe ise Ford Otosan ile yerli otomobil üreticisi Togg dikkat çekti. Gıda ve perakende sektöründe Ülker ve BİM ise konumlarını korumayı başardı.
ZİRVEDEKİ İLK 5 MARKA
Açıklanan verilere göre Türkiye’nin en değerli 5 markası şu şekilde sıralandı:
5 – Ford Otosan (Otomotiv) – 905 milyon dolar
4 – Vestel (Dayanıklı Tüketim) – 928 milyon dolar
3 – İş Bankası (Bankacılık) – 1 milyar 240 milyon dolar
2 – Arçelik (Dayanıklı Tüketim) – 1 milyar 645 milyon dolar
1 – Türk Hava Yolları (Hava Yolu) – 2 milyar 266 milyon dolar
2004 yılında Kiler/Torunlar ortaklığına satılan fabrika, 200’den fazla işçinin örgütlü olduğu Şeker-İş Sendikası öncülüğünde greve gitti.
27 Ağustos’ta alınan grev kararı, 30 Ağustos’tan itibaren uygulanmaya başladı.
Sendika yetkilileri, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde işverenin uzlaşmaz tutumuna karşı işçilerin yasal haklarını kullandığını belirtti.
Yetkililer, ‘Masada anlaşma sağlamak için çok çaba harcadık, ancak işverenin sunduğu yüzde 18,50’lik zam teklifi kabul edilemez. İşçiler geçim sıkıntısı çekiyor ve daha fazla bir artış talep ediyoruz’ şeklinde açıklamalarda bulundu.
Fabrikanın mali durumu incelendiğinde, 2022 yılında 465 milyon TL, 2023 yılında 236 milyon TL ve 2024 yılının Ocak-Eylül döneminde 109 milyon TL net kâr elde ettiği görülüyor. Toplamda 811 milyon TL’yi aşan kâr, işçilere sunulan zam teklifinin yetersizliğini açıkça gösteriyor. 1953 yılında 8 milyon TL sermaye ile kurulan fabrika, 2004 yılında 23,8 milyon TL’ye özelleştirilmişti.
İSTANBUL’un Kartal ilçesinde yer alan 9 katlı Yeşilyurt Apartmanı, 6 Şubat 2019 tarihinde büyük bir gürültüyle çöktü. Bu talihsiz olayda 21 kişi hayatını kaybederken, 17 kişi yaralandı. Çökme sonrası yapılan incelemelerde, ihmaller ortaya çıktı. Projede hesaplanan 7 katın üzerine kaçak olarak 2 kat eklendiği ve her katın 41 metrekare genişletildiği belirlendi. Ayrıca, inşaatta kullanılan betonun kalite standartlarının altında olduğu ve deniz kumu içermesi gibi ciddi sorunlar tespit edildi.
6.5 yıldır devam eden davada yeni bir bilirkişi raporu hazırlandı. Raporda, apartmanda bulunan kaçak katlar ve kolonlar arası mesafelerin artırılmasının, yapının dayanıklılığını olumsuz etkilediği belirtildi. Deniz kumu kullanılmasına rağmen, bu malzemenin gerekli standartlarda elenip yıkanmadığı vurgulandı. Raporda, bir beton numunesinde midye kabuğunun çıkmasının, gerekli işlemlerin yapılmadığını gösterdiği ifade edildi.
5 kişilik bilirkişi heyeti, binanın yıkılmasında zemin koşullarının etkili olmadığını, asıl sebebin projeye aykırı uygulamalar ve malzeme kalitesindeki yetersizlikler olduğunu tespit etti. Bu nedenle, yapı sahibi ile inşaatın teknik sorumlusunun asli kusurlu olduğu bildirildi.
KAÇAK KATI GÖRMEZDEN GELMİŞLER
Raporda, yapının yıkılmasında etken olan 2 kaçak katın resmi olarak tespit edildiği, ancak bu konuda herhangi bir hukuki işlem yapılmadığı vurgulandı. Belgede imzası bulunan 5 belediye personelinin tali kusurlu olduğu belirlendi. Diğer sanıklar hakkında ise kusur tespiti yapılamadığı aktarıldı. Mahkemenin davaya ilişkin kararı beklenmektedir.
Bakan Ersoy, yaptığı paylaşımda, “1935 veya 1936 yılında çekildiği düşünülen bu görüntü, Ulu Önderin Florya Deniz Köşkü’nde kendisini karşılayan çocuklarla birlikte yer alıyor. Bu eşsiz görüntü ile aziz milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyor; Kurtuluş Savaşımızın Başkumandanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle, saygıyla anıyorum” ifadelerini kullandı.
13:10
News
