Asgari Ücrete Yüzde 50 Zam Önerisi: Açlık Sınırının Üzerine Çıkmak İçin Gerekli Artış
Yeni bir çalışma, asgari ücrete yılbaşında yaklaşık yüzde 50 oranında zam yapılması halinde asgari ücretin 33.156 TL seviyesine yükseleceğini ve beklenen açlık sınırı olan yaklaşık 30.000 TL’nin geride bırakılabileceğini gösteriyor.
Çalışmanın kapsamı ve yöntemi
Analiz, 2005–2024 dönemine ait makroekonomik veriler üzerinden gerçekleştirildi. Araştırma, asgari ücret artışlarının enflasyon, istihdam ve dış ticaret dengesi üzerindeki etkilerini zaman serileriyle inceledi.
Temel bulgular
- Asgari ücretteki yüzde 10’luk artışın yıllık enflasyonu yalnızca yaklaşık 1–2 puan artırdığı tespit edildi.
- Aynı artışın işsizlik üzerinde etkisi sınırlı olup, işsizlik oranını bir yıl içinde yaklaşık 0,10–0,15 puan yükselttiği bulundu.
- Asgari ücret artışlarının dış ticaret dengesine olan etkisi de gözle görülür düzeyde değildi.
Reel gelir kaybı ve zam ihtiyacı
Geçen yıl enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde asgari ücrette yapılan artışlar, reel anlamda ücretlilerin kayıplarını tam olarak telafi edemedi. Önceki dönemde enflasyonun %44 olduğu bir dönemde asgari ücrette ocak ayında gerçekleşen %30’luk artış, reel kayıpların yaklaşık 14 puan civarında devam etmesine neden oldu. Mevcut enflasyon tahminleri yıl sonunda %29–30 civarında seyredebileceğini işaret ediyor; bu çerçevede refah payı da eklenince asgari ücrette yaklaşık %50’lik bir artışın gerekli olduğu sonucuna varıldı.
Döviz kurlarının rolü
Analiz, enflasyonun belirlenmesinde döviz kurlarının belirleyici etkisine dikkat çekiyor. Bu nedenle asgari ücrete yalnızca hedeflenen enflasyon oranına göre zam yapmak uzun vadede yetersiz kalabiliyor. Döviz kurundaki dalgalanmalar ve yapısal faktörler, fiyatlama davranışlarını ve genel enflasyon seviyesini güçlendiriyor.
Ekonomik etkilerin yönetimi
Çalışmada ayrıca, asgari ücret artışlarının verimlilik, ücret yapısı ve gelir dağılımı üzerindeki olası olumlu etkilerine de değiniliyor. Bazı senaryolarda ücret artışlarının işgücü verimliliğini teşvik edebileceği ve mesleki ücret seviyelerinin birbirine yaklaşmasına yol açabileceği belirtiliyor. Ancak enflasyon beklentileri, döviz kurları ve makro politikalardaki yönlendirmeler bu sürecin sonucunu belirleyecek ana unsurlar olarak öne çıkıyor.
Sonuç
Veri odaklı değerlendirmeler, enflasyon ve refah payı göz önüne alındığında asgari ücretin mevcut koşullarda yaklaşık %50 oranında artırılmasının, dar gelirli kesimlerin reel kayıplarını azaltmak ve açlık sınırının üzerine çıkmak için güçlü bir adım olacağını ortaya koyuyor. Politika yapıcılar için kilit nokta, döviz kuru baskılarını ve enflasyon dinamiklerini birlikte ele alacak bütüncül politikaların uygulanmasıdır.