40,8487$% 0,51
47,5786€% 0,57
55,3726£% 0,59
4.376,60%-0,51
3.340,34%-0,46
10.824,55%-1,15
Temmuz ayında konut satışları, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12,4 oranında artış gösterdi. Yılın ilk yedi ayında da bu güçlü görünüm devam etti. Para politikasının yeterince sıkı olmaması, yaşanan bu artışın önemli bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. İç talepteki canlılık, Merkez Bankası’nın faiz indirimlerini zorlaştırıyor. Türkiye’de konut, hala bir servet koruma aracı olarak görülmekte; bu durumun arkasında devlete ve finansal sisteme duyulan güven eksikliği yatıyor. Yabancı alıcıların azalması, nüfusun yaşlanması ve yüksek faiz oranlarının kalıcı hale gelmesi, konut piyasasının kısa ve uzun vadede değer kazanma potansiyelini azaltıyor.
2026 yılında enflasyonun düşeceği yönündeki umutlar, sert bir ekonomik durgunluk yaşanmadan kalıcı azalmaların sağlanmasının zor olduğunu ortaya koyuyor. Ücret artışlarının sadece tek başına yeterli olmayacağını belirten ekonomistler, emlak vergisi ve rayiç bedel artışlarının bütçe açığını kapatma konusunda etkili olabileceğini ancak bunun siyasi dirençle karşılaşabileceğini ifade ediyor.
Tahvil piyasasında yaşanan durgunluk, ciddi ama yıkıcı olmayan bir düzeyde devam ediyor. Hazine’nin yüksek borçlanma ihtiyacı, yabancı yatırımcıların ilgisizliği ve bankaların isteksizliği nedeniyle tahvil faizleri yüksek seyrediyor. Ayrıca, getiri eğrisinin negatif olması, uzun vadeli tahvillere olan ilginin azalmasına neden oluyor.
Türk lirasının suni şekilde değerli tutulduğu, bu durumun en fazla bir yıl daha devam edebileceğiğ ifade ediliyor. Kasım ve aralık aylarında turizm gelirlerinin azalması, döviz talebinin artmasına yol açacak. Yapısal önlemler alınmadığı takdirde, 2026 kışının ekonomik olarak çok daha zorlu geçeceği öngörülüyor.
Mevduat faizleri güncellendi: 2 milyon TL yatıranlar hangi bankadan ne kadar kazanıyor?