Yargıtay’dan emsal karar! Evi terk ederken bir kez daha düşünün

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, sebepsiz bir şekilde evi terk eden kadının boşanma davasında “tam kusurlu” olarak değerlendirilmesine yönelik yerel mahkeme kararını onayladı.

Ailesiyle Memleketine Dönüş

Dairenin kararına göre, sosyal medya üzerinden tanışan ve evlenen çiftin kadının ailesi, ziyarete geldi. Ziyaretin üçüncü gününde kadın, eşine haber vermeden ailesiyle memleketine döndü ve erkeğe istemediğine dair mesajlar gönderdi.

Kadın Karşı Davada Bulundu

Kadın, eşinin daha önceki evliliğini gizlediğini ve işine dair kendisine yalan söylediğini öne sürerek karşı dava açtı.

Yargılama sürecini yürüten Erzincan Aile Mahkemesi, evi sebepsiz yere terk eden kadının, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerine aykırı hareket ettiğini ve bu nedenle ağır kusurlu olduğunu belirterek tarafların boşanmalarına hükmetti.

Mahkeme, kadının eşine 10 bin lira manevi tazminat ödemesine karar verdi ve kadının nafaka ile tazminat taleplerini reddetti.

İstinaf Tarafları “Eşit Kusurlu” Olarak Değerlendirdi

Kadının istinaf başvurusunu inceleyen Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, erkeğin yaşını, işini ve ilk evliliğini gizlediğini, kadının da eşine hakaret ettiğini belirterek tarafların boşanmada eşit kusurlu sayılmalarına karar verdi.

Yargıtay İstinafın Kararını Bozdu

İstinaf kararına itiraz edilmesi üzerine dosya Yargıtay’a ulaştı. Temyiz incelemesini gerçekleştiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, istinaf kararını hukuka aykırı bularak bozdu.

Dairenin kararında, tarafların yaklaşık 3 ay evli kaldıkları, kadının ailesinin yanına gittikten sonra eşine hakaret içeren mesajlar gönderdiği ve evi terk ettiği belirtildi.

İstinaf tarafından erkeğe atfedilen kusurların tanık beyanı veya diğer delillerle ispatlanamadığı vurgulanan kararda, bu nedenle boşanmada bu hususların göz önünde bulundurulamayacağı ifade edildi.

Kararda, “Hal böyleyken, erkeğe atfedilebilecek başka bir kusurlu davranışın varlığı da ispatlanmadığı için davalı karşı davacı kadının davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bu durum bozmayı gerektirmiştir.” ifadelerine yer verildi.