500 Bin Sosyal Konut Projesine Milyonlarca Başvuru: Barınma Krizi ve Özel Sektörün Çözüm Önerileri

Dar gelirliler için planlanan 500 bin sosyal konut projesine yapılan başvurular, barınma sorununu gözler önüne serdi. Resmi başvuru rakamlarının milyonları aşması, konuta erişimde yaşanan zorlukların derinliğini ortaya koydu.

Başvurular ve krizin boyutu

Sosyal konut programına yönelen yoğun talep, konut ihtiyacının yalnızca belirli bir kesimi değil geniş halk kitlelerini ilgilendirdiğini gösteriyor. Uygun fiyatlı ve ulaşılabilir konut eksikliği, özellikle orta ve alt gelir grupları için yaşam kalitesinin düşmesine yol açıyor.

Özel sektörün önerileri

Gayrimenkul sektör temsilcileri, yeni projelerde sosyal konut payı ayrılmasını öneriyor. Buna göre her toplu konut projesinde belli oranda uygun fiyatlı konut üretimi teşvik edilebilir. Önerinin özünde, hem devletin hem de özel sektörün sorumluluk paylaşımı yatıyor.

Kooperatifçilik modeli

Özel sektör temsilcileri, kooperatifçilik yaklaşımını çözüm yollarından biri olarak işaret ediyor. Kooperatif modeliyle maliyetler düşürülebilir, arsa temini kamu tarafından desteklenirse üretim hızlanabilir. Bu yaklaşımın yaygınlaştırılması hâlinde sorunların on yıllık dönemde hafifletilebileceği savunuluyor.

Uygulama ve planlama yaklaşımı

Kentsel dönüşümde ‘yerinde dönüşüm’ ilkesine vurgu yapılıyor; yüksek binaların nerede yapılacağı dikkatle planlanmalı ve mevcut alanların tekrar kullanımı öncelik kazanmalı. Toprağın gereksiz tahribinden kaçınılarak sürdürülebilir çözümler üretilmesi gerektiği belirtiliyor.

İmar artışı eleştirisi

Sektör yetkilileri, plansız imar artışlarının uzun vadede sorun ürettiğini ifade ediyor. Özellikle kent merkezlerindeki küçük ilavelerin bile geri dönüşleri olabileceği, bu yüzden imar artışına temkinli yaklaşılması gerektiği vurgulanıyor.

Özet ve öneriler

• Kamu-özel işbirliğiyle sosyal konut paylarının artırılması.
• Kooperatifçilik ve kamu arsa desteğiyle maliyetlerin düşürülmesi.
• Yerinde dönüşüm ve planlı yapılaşma önceliği.
• İmar artışına temkinli yaklaşarak sürdürülebilir kent planlaması.

Yoğun başvuruların ışığında, hem kısa vadeli acil çözümler hem de uzun vadeli planlamalarla konut krizinin kontrol altına alınması gerektiği öne çıkıyor.