Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Türkiye Ekonomisinde İstikrar ve Dönüşüm Hedefi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ankara Sanayi Odası’nın düzenlediği 62. kuruluş yılı ödül töreninde küresel ekonomik tablo ve Türkiye’nin konumuna dair değerlendirmelerde bulundu. Dünya ekonomisinin tarihsel ortalamaların altında seyrettiğini, küresel ticaretin de bundan daha yavaş büyüdüğünü belirtti ve jeopolitik gerilimler ile ticaret savaşlarının belirsizlikleri artırdığını vurguladı.

Ekonomik Büyüme Performansı

Yılmaz, son 22-23 yılda Türkiye ekonomisinin dünya ortalamasının çok üzerinde büyüdüğünü söyleyerek, yıllık ortalama büyümenin yaklaşık yüzde 5,4 civarında gerçekleştiğini ifade etti. Dünya ortalamasının yaklaşık yüzde 3,5 olduğunu ve Türkiye’nin yıllık bazda ortalamada 1,9 puan daha fazla büyüyerek kayda değer bir başarı gösterdiğini aktardı.

Nominal Büyüklük ve Küresel Sıralama

Yılmaz, yıl sonu itibarıyla Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 3,3 büyüme beklediklerini ve gayri safi yurtiçi hasılanın 1,5 trilyon dolar sınırını aşacağını söyledi. Son iki dekadda nominal olarak 238 milyar dolardan 1,5 trilyon dolara yükselen bir ekonomik büyüklüğe ulaşıldığını, mevcut verilerle dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer aldıklarını belirtti.

Gelir Seviyesi ve Yapısal Dönüşüm

Dünya Bankası sınıflandırmaları bağlamında Türkiye’nin alt-orta gelir grubundan üst-orta gelir grubuna yükseldiğini ve bu yıl yüksek gelirli ülke kategorisine geçiş için kritik bir eşiğe yaklaşıldığını aktardı. Ancak bu statüye kalıcı olarak yerleşmenin nicelikten öte niteliksel dönüşümler gerektirdiğini; kurumların, özel sektörün, kamu ve sivil toplumun ortak reform ve dönüşüm çabalarının şart olduğunu vurguladı.

Kamu Borcu, Rezervler ve Finansal Dayanıklılık

Türkiye’nin AB tanımına göre kamu borç stokunun milli gelire oranının son çeyrekte yaklaşık yüzde 24 seviyesinde bulunduğunu, bu oranın AB ülkelerinde ortalama yüzde 82 ve gelişmekte olan ülkelerde yüzde 69 civarında olduğunu belirtti. Düşük borçluluğun yeşil ve dijital dönüşüm gibi yapısal reformları uygulamada önemli bir avantaj sağlayacağını ifade etti.

Merkez Bankası rezervlerinin 21 Kasım itibarıyla 180,6 milyar dolar seviyesinde olduğunu hatırlatan Yılmaz, ayrıca halkın ve merkez bankasının altın rezervlerindeki artışın toplam milli rezervlere katkı sağladığını, bu rezervlerin finansal sisteme daha fazla entegrasyonunun ülke için faydalı olacağını söyledi.

Enflasyonla Mücadele ve Hedefler

Enflasyonun birinci öncelikleri olduğunu belirten Yılmaz, geçen yıl mayıs ayında enflasyonun yüzde 75 seviyelerine ulaştığını ve o tarihten bu yana düşüş eğiliminin sürdüğünü aktardı. Son verilere göre yıllık enflasyonun yüzde 32,9 civarına gerilediğini, kısa vadede hanehalkı ve reel kesim beklentilerinde istenen düzeye tam olarak ulaşılamasa da iyileşme olduğunu söyledi. Yılsonunda yüzde 30’un biraz üzerinde bir seviyeyle kapanmasının öngörüldüğünü, gelecek yıl hedefin yüzde 20’nin altına indirmek ve 2027’de tek haneli rakamlara dönmek olduğunu belirtti.

Reel Sektör, Kısa ve Uzun Vadeli Dengeler

Pandemi sürecinde reel sektörün korunmasının önemine dikkat çeken Yılmaz, üretimin devam ettirilmesinin ekonominin dayanıklılığını artırdığını vurguladı. Enflasyonu düşürmenin kısa vadede bazı maliyetleri olsa da uzun vadede istikrar sağlayarak özel sektörün öngörülebilir koşullarda büyümesine katkı vereceğini ifade etti.

Teşvikler, Yatırımlar ve COP31 Hazırlıkları

Gelecek yıl Türkiye’de yapılacak COP31 organizasyonuna özel sektörün iyi hazırlanması gerektiğini, bunun enerji dönüşümü, su yönetimi ve yeşil finans gibi alanları gündeme taşıyacağını söyledi. Yeni teşvik yaklaşımı kapsamında “Yerel Kalkınma Hamlesi” ile her ile yıllık dört öncelikli alan belirlendiğini; Ankara için bu yıl medikal enzim ve boyar madde üretimi, bitkisel kaynaklı yüksek katma değerli gıda takviyeleri, elektronik atıkların geri dönüşümü ve tıbbi ürün ile ambalaj üretimi olmak üzere dört başlık ön plana alındığını ve bu alanlarda önemli yatırım teklifleri geldiğini aktardı.

Dijital Altyapı Projeleri ve Bölgesel Etki

Google Cloud ve Turkcell ortaklığındaki ülkenin ilk hiper ölçekli veri merkezi projesinin Ankara’ya taşınacağını hatırlatan Yılmaz, projenin yaklaşık 3 milyar dolar büyüklüğünde olduğunu ve altyapının oluşmasıyla birlikte çok sayıda start-up ve dijital girişimin tetikleneceğini söyledi. Bu yatırımların Ankara’nın dijital ekonomi altyapısını güçlendireceğini vurguladı.

Ödül Töreni ve Kapanış

Konuşmaların ardından ödül töreni kapsamında başarılı bulunan firmalara ödülleri takdim edildi. Yılmaz, ekonomik hedeflere ulaşmak için kamu, özel sektör ve sivil toplumun ortak çabasıyla yapısal dönüşümlerin süreceğini yineledi.