11. Dünya Helal Zirvesi’nde Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan Helal ve Tayyibat Vurgusu

İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen 11. Dünya Helal Zirvesi’nde konuşan Diyanet İşleri Başkanı, İslam’ın ticari ve sosyal hayatta helal ve temiz (tayyib) ilkelerinin önemine dikkat çekti. Konuşmada, ibadet anlayışının sadece ibadet ritüelleriyle sınırlı kalmayıp ekonomik faaliyetler ve tüketim alışkanlıklarını da kapsadığı ifade edildi.

Helal Yaşamın Kapsamı

Başkan, bireyin yaratılışından kaynaklanan saygınlığını koruyabilmesi için yaşamın her alanında dinin koyduğu sınırlara riayet etmesinin gerektiğini belirtti. Bu sınırlar Kur’an’da ‘helal’ kavramıyla ifade edilen; meşru, makul ve toplumca onaylanan bir hayat tarzına işaret ediyor. Dolayısıyla helal olanın tercih edilmesi, hem bireysel hem de toplumsal bir sorumluluk olarak değerlendirildi.

Tayyibat Kavramının Anlamı

Konuşmada ‘tayyib’ teriminin helal olmanın ötesinde bir nitelik taşıdığı vurgulandı. Tayyib; temiz, sağlığa uygun, insan doğasına hitap eden ve hem akıl hem de din tarafından onaylanan şeyleri kapsıyor. Özellikle yiyecek ve içecekler bağlamında tayyibat, gıda güvenliği ve hijyen standartlarının en üst düzeyde olmasını gerektiriyor.

Ayrıca Kur’an’da tayyibin karşıtı olarak ‘habis’ kelimesine yer verildiği, bunun da dini açıdan haram kılınmış, kirli, bozulmuş veya sağlığa zararlı şeyleri tanımladığı ifade edildi. Bu nedenle bir ürünün sadece dinen helal olması yeterli değil; aynı zamanda temiz, güvenilir ve sağlıklı olması da şart koşuluyor.

Helalin Niteliği: Temizlik ve Meşru Kazanç

Dinin temiz saydığı bir şeyin tüketilebilmesi için, hem yenilmesinin/dininin gerektirdiği şekiller açısından meşru olması hem de kazancının helal yollarla elde edilmiş olması gerektiği belirtildi. Bu anlayış, bireylerin tüketim tercihlerini şekillendirirken üretim ve tedarik zincirlerinde de etik ve hukuki standartlara uyumun önemini ortaya koyuyor.

Zirvede yapılan vurgular, helal ekonomi uygulamalarının sadece inanç temelli bir zorunluluk değil; aynı zamanda toplum sağlığı, güvenilirlik ve sürdürülebilir üretim ilkeleriyle de doğrudan ilişkili olduğunu gösterdi.