42,4312$% 0.02
49,1597€% 0.48
56,0024£% 0.61
5.633,26%-0,05
4.126,58%-0,14
10.857,17%-0,28
02:00
Yeni yayımlanan rapor, dünya genelinde yavaşlayan nüfus artışı ve hızla yaşlanan toplumların ekonomik büyüme üzerinde belirgin bir yük oluşturduğunu ortaya koyuyor. Özellikle bazı Avrupa ülkelerinde demografik eğilimlerin yaşam standartlarını aşağı çekmeye başladığı ve gelecek yıllarda büyüme performansını daha da zayıflatacağı uyarısı yapılıyor.
Analizlere göre, çalışma çağındaki nüfustaki azalma belirli bölgelerde kişi başı GSYH büyümesini 2024–2050 döneminde yıllık ortalama 0,4 puan kadar aşağı çekebilir. Bu tür demografik dönüşümler, üretken nüfusun daralmasıyla birlikte hem vergi gelirlerini hem de tüketim talebini olumsuz etkiliyor.
Rapor, bazı eski komünist ülke ekonomilerinde ortanca yaşın yaklaşık 37’ye ulaştığını ve kişi başına düşen gelirin yaklaşık 10 bin dolar civarında bulunduğunu belirtiyor. Aynı yaş düzeyindeki gelişmiş ülkelerde gözlenen gelirlerle karşılaştırıldığında bu düzey, oldukça geride kalıyor.
Doğurganlık oranlarındaki gerilemeyi tetikleyen temel faktörler şöyle sıralanıyor:
Birçok ülkede doğumu teşvik eden uygulamalar uygulanmasına rağmen, bu önlemlerin uzun vadede kalıcı bir etki yaratmadığına dikkat çekiliyor. Ekonomik istikrar, kapsamlı sosyal destekler ve toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendiren politikalar olmadıkça doğurganlık eğilimlerini tersine çevirmek zor görünüyor.
Düşen doğumları telafi etmek amacıyla göçün ölçeğini artırmak bazı ülkelerde siyasi olarak kabul görmüyor. Ayrıca yapay zekâ ve otomasyonun verimlilik artışını destekleyebileceği düşünülse de, teknolojik çözümler tek başına demografik daralmayı kapatacak kadar hızlı veya yaygın uygulanmıyor.
Rapor, en etkili politika seçeneğinin insanların çalışma hayatını uzatmak olduğunu vurguluyor. Bu hedefe ulaşmak için yeniden beceri kazandırma programları, emeklilik sistemlerinde reformlar ve iş yaşamını esnekleştiren uygulamalar öneriliyor. Ayrıca seçmenlerle açık ve gerçekçi bir diyalog kurulmasının önemine işaret ediliyor; genç kuşakların mevcut eğilimlerin gelecekte kendileri için ne anlama geldiğini anlaması gerekli.
Demografik değişimler yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi sonuçlar da doğuruyor. Doğum oranlarını artırmaya yönelik politikalar veya göç kabulü genellikle kısa vadede popülerlik kazanmıyor. Öte yandan dünya genelinde liderlerin ortalama yaşı yükselmiş durumda; bu durum, siyaset ile toplum arasındaki temsil dengesini etkileyebiliyor.
Genç nüfusa sahip ve hızla büyüyen ülkeler için rapor, demografik fırsat penceresinin sınırlı olduğuna dikkat çekiyor. Doğum oranlarında hızlı bir düşüş gözlenebileceği uyarısıyla bu ülkelerin istihdam yaratma, özel sektörü güçlendirme ve genç nüfusu iş gücüne etkin şekilde dâhil etme üzerine acil adımlar atması gerektiği vurgulanıyor.
Sonuç olarak, demografik dönüşüm küresel bir meydan okuma haline gelmiş bulunuyor; kalıcı çözümler, kapsamlı ekonomik reformlar, eğitim ve istihdam politikalarının eş zamanlı iyileştirilmesini gerektiriyor.
BM raporu: Filistin ekonomisi 22 yıl geriye gitti
1
TÜİK açıkladı: Mevsimsellikten arındırılmış ekim enflasyonu belli oldu!
4632 kez okundu
2
Yeni Türk Lirası banknotların zaman aşımı yıl sonunda dolacak
1028 kez okundu
3
1 Bakan Pakdemirli: 84 projeye 113 milyon liralık hibe desteği sağlanacak
899 kez okundu
4
2 Meksika son 30 yıldaki en büyük petrol rezervini keşfetti
882 kez okundu
5
3 Türk bilim insanlarının Antarktika seferleri meyvelerini veriyor
818 kez okundu