Asgari Ücret Tartışmaları: Diyarbakır’da İşveren ve Çalışanların Endişeleri
Yeni asgari ücretin belirlenmesi öncesinde hem çalışanlar hem de işverenler görüşlerini paylaşıyor. Bölgedeki ekonomik koşullar ve üretim maliyetleri nedeniyle alınacak kararların, hem yaşam standardını yükseltmesi hem de istihdamı koruyacak şekilde düşünülmesi gerektiği vurgulanıyor.
Yaşam standardını yükseltme gereği ve bölgesel ayrım önerisi
Bir oda temsilcisi, asgari ücretin çalışanların yaşam kalitesini artıracak düzeye getirilmesi gerektiğini belirtirken, emek yoğun sektörlerin yoğun olduğu iller için farklı politika uygulanmasının şart olduğunu söylüyor. Sigorta ve vergi yüklerinin, artan üretim maliyetleriyle birlikte işverenler üzerinde ağır bir yük oluşturduğu; bu nedenle doğrudan ücret artışının tek başına çözüm olmayacağı ifade ediliyor.
Öneri olarak, söz konusu bölgelerde işverenlere vergi ve sosyal güvenlik desteği sağlanması; bazen de doğrudan ücret katkısı gibi mekanizmaların devreye alınması gerektiği belirtiliyor. Aksi takdirde hem işletmelerin kapandığı hem de işsizliğin arttığı bir süreç yaşanacağı uyarısı yapılıyor.
Bir çalışanın maliyeti ve uluslararası rekabet
İşveren temsilcileri, bir çalışanın toplam maliyetinin döviz bazında yüksek olduğunu; küresel rakiplerle kıyaslandığında arada ciddi fark bulunduğunu dile getiriyor. Bu maliyet farkının sanayi ve hizmet sektörlerinde rekabeti zorlaştırdığı, üretimin yurt dışına kaymasına neden olabileceği vurgulanıyor.

Esnaf temsilcisinin talepleri: Destek paketleri şart
Esnaf ve sanatkar temsilcileri, bölgede istihdam kaybının yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Enflasyon karşısında asgari ücretin yetersiz kaldığını belirten temsilciler, işletmelerin sürdürülebilirliği için vergi ve sigorta yüklerinde ciddi indirime ihtiyaç olduğunu savunuyor. Hesaplara göre, çalışanların işverene maliyeti; maaşın yanı sıra yol, yemek ve diğer giderler eklendiğinde işletmeler için ağır bir yüke dönüşüyor.
Bu nedenle en az yüzde 50’ye yakın sigorta ve vergi desteği sağlanmazsa birçok küçük ve orta ölçekli işletmenin ayakta kalmasının mümkün olmadığı belirtiliyor.

İşverenlerin bakışı: Ücret artışı tek başına çözüm değil
Bazı sanayi temsilcileri, asgari ücret yüksek olsa bile eğer vergi ve sigorta yükleri hafifletilmezse işletmelerin üretimini yurtdışına taşıyacağını belirtiyor. İşverenler, kalıcı çözümün hem ücret artışı hem de işvereni rahatlatacak mali teşviklerle eş zamanlı olmasından geçtiğini ifade ediyorlar.
Çalışanların talepleri: Temel ihtiyaçlar gündemde
Tekstil sektöründe çalışanlar, mevcut ücretin aile geçimi için yetersiz olduğunu söylüyor. Bir makine operatörü, yaşam giderleri ve çocukların eğitimi göz önüne alındığında asgari ücretin önemli ölçüde yükseltilmesi gerektiğini belirtiyor. Başka bir işçi, aylık gelir ile kira ve temel ihtiyaçların karşılanamadığını, enflasyona göre düzenli ve daha yüksek zamların uygulanması gerektiğini vurguluyor.
Çalışanlar ayrıca, asgari ücret artışının piyasa fiyatlarına yansımamasının ve fırsatçıların oluşmasının engellenmesini; devletin denetim ve destek mekanizmalarını sıkılaştırmasını talep ediyor.
Sonuç: Dengeli bir yaklaşım şart
Genel kanaat, sadece asgari ücreti artırmanın tek başına yeterli olmadığı; bölgelerin özel koşulları dikkate alınarak vergi, sigorta ve doğrudan destek mekanizmalarının birlikte yürürlüğe konmasının gerektiği yönünde. Böylece hem çalışanların gelir düzeyi yükseltilebilecek hem de işletmelerin kapanması ve istihdam kaybı engellenebilecek.

02:00
Ekonomi
Ekonomi
Ekonomi
Ekonomi
Ekonomi
Ekonomi
EKONOMI