IMF: Türkiye’de Büyüme Dayanıklılığını Koruyor, Enflasyonda Kademeli Düşüş Bekleniyor

Uluslararası Para Kuruluşu tarafından yapılan değerlendirmede, Türkiye ekonomisinin kısa vadede büyüme performansını koruması ve enflasyonun kademeli şekilde gerilemeye devam etmesinin öngörüldüğü belirtildi. Kuruluş, ülke ziyaretleri ve analizler sonucunda ulaşılan ön bulguları paylaştı.

Ekonomik Görünüme İlişkin Ana Bulgular

Değerlendirmede, uygulanan temkinli politika karışımının olumlu etkiler yarattığı; enflasyonda yavaş bir azalma, TL’ye yönelik güvenin artışı ve rezervlerin güçlenmesi gibi somut iyileşmeler yaşandığı vurgulandı. Büyümenin halen sağlam olduğu, risklerin yüksek olmakla birlikte geçen yıla kıyasla azaldığı ifade edildi.

Politika Tavsiyeleri ve Yapısal Öncelikler

Raporda önceliklerin sıkı para ve gelir odaklı mali politikalar ile desteklenen bir makroekonomik duruş olduğu, bunun kısa vadede büyümeyi yavaşlatabileceği ancak yapısal reformlarla bu etkinin hafifletilebileceği kaydedildi. Özellikle iş gücü, ürün piyasaları ve rekabetçiliği artırmaya yönelik düzenleyici adımların önemine işaret edildi.

Vurgu Yapılan Başlıca Politikalar

• Mali konsolidasyonun sürdürülmesi; gelir artırıcı önlemler ve harcama disiplininin devamı.
• Para politikasının enflasyonla uyumlu, reel faizleri destekleyen bir çerçeveyle sürdürülmesi.
• Döviz piyasasındaki aşırı oynaklığın yumuşatılmasına odaklanan kur politikaları.
• Finansal denetimlerde güçlendirme ve döviz likiditesi risklerinin yakından izlenmesi.
• En savunmasız grupları koruyacak hedefe yönelik sosyal tedbirlerin uygulanması.

Projeksiyonlar ve Beklentiler

Kuruluş, kısa vadede Gayri Safi Yurt İçi Hasıla büyümesinin dayanıklı kalmasının beklendiğini; bu yıl için %3,5 civarında bir büyüme tahmini bulunduğunu aktardı. Azalan politika faizleri ve daha ılımlı mali koşulların 2026’da talebi destekleyerek büyümeyi yaklaşık %3,7’ye taşıyabileceği öngörülüyor.

Enflasyon tarafında ise yıl sonu için %33 civarı bir seviye tahmin edilirken, ılımlı ücret artışları ve düşen enflasyonun birlikte çalışmasıyla enflasyonist ataletin yavaş yavaş azalma eğilimine gireceği belirtildi. Ancak hedeflerle tam uyumu sağlamak için ek politika çabalarına ihtiyaç olduğuna dikkat çekildi.

Riskler ve İzlenecek Unsurlar

Dezenflasyon sürecinin yavaş ilerlemesinin ekonomiyi dış şoklara karşı kırılgan kıldığı; enerji fiyatları, küresel risk iştahı ve yatırımcı davranışlarının halen önemli risk kaynakları olarak görüldüğü ifade edildi. Finansal sektör genel anlamda sağlıklı kalsa da döviz likiditesi ve piyasa oynaklığı gibi alanların takip edilmesi gerektiği vurgulandı.

Sonuç

Genel değerlendirme, uygulanan temkinli politikaların belirli kazanımlar sağladığı, ancak enflasyonu hedeflerle uyumlu hale getirmek ve ekonominin şoklara dayanıklılığını artırmak için mali disiplinin sürdürülmesi, para politikasında sıkı duruş ile tamamlayıcı yapısal reformların önemini koruduğu yönünde. Bu politikaların uygulanmasıyla büyümenin daha kapsayıcı ve sürdürülebilir hale gelmesine katkı sağlanabileceği belirtildi.