Eczacılarla Buluşmada Yeni Türkiye Vizyonu ve Temel Vatandaşlık Geliri Çağrısı

Bir eczacılar kongresinde yapılan konuşmada, meslek örgütleriyle dayanışmanın önemi ve Türkiye’nin karşılaştığı yapısal sorunlara yönelik çözüm önerileri öne çıkarıldı. Konuşmacı, eczacılık camiasının zorluklara rağmen ayakta kaldığını vurguladı ve birlikte yürütülen mücadelenin sürdürüleceğini belirtti.

Dayanışma, Deneyim ve Mücadele

Konuşmada, farklı siyasetlerden ve yaşam alanlarından birçok dostun, mesleğe ve ülkeye adanmışlıkla çalıştığına dikkat çekildi. Zorluklara rağmen mesleğin korunduğu, tecrübe kazanıldığı ve dost-düşman ayrımında daha ustalaşıldığı belirtildi. Geçmiş deneyimlerin, bugün yürütülen sorumluluklar için rehber olduğu ifade edildi.

Tarihsel Mücadeleden Örnekler

2008’de gerçekleştirilen büyük eczacı mitingi hatırlatılarak, mesleğin korunması için sahada güçlü bir refleks geliştirildiği anlatıldı. O dönem eczacılık alanında gündeme gelen düzenlemelere karşı toplumsal tepkinin ve dayanışmanın, mesleğin geleceğini savunmada belirleyici olduğu vurgulandı.

Yeni Bir Kurucu İradeye İhtiyaç

Türkiye’nin kritik bir dönemde olduğu, Cumhuriyet’in belirli bir yılına gelinirken yapısal dönüşümlere ve yeni bir kurucu iradeye gereksinim bulunduğu ifade edildi. Anayasada güvence altına alınmış eşit vatandaşlık ilkesi üzerinden; ekonomik, sağlık ve sosyal hizmetlerde adil dağılım, güvenli yaşam koşulları ve güçlü bir sosyal devlet anlayışının benimsenmesi gerektiği anlatıldı.

Konuşmada özetle şu ifade kullanıldı: “Kimse üzülmesin, kimse enseyi karartmasın. Her şey çok güzel olacak.” Bu söylem, umut ve ortak bir gelecek inşa etme çağrısı olarak sunuldu.

Sağlıkta Kamucu Yaklaşım ve Temel Vatandaşlık Geliri Önerisi

Sağlık hizmetlerine kamucu bir yaklaşımın şart olduğu ve yoksulluğun sağlık önündeki en büyük tehdit olduğu vurgulandı. Gerçek anlamda etkin bir sağlık ve ilaç hizmetinin sağlanabilmesi için yoksulluğun giderilmesi gerektiği belirtildi.

Bu kapsamda önerilen başlıca politikalar şunlar olarak aktarıldı:

• Temel vatandaşlık gelirinin uygulanması; bunun prim yerine vergi temelli bir sistemle finanse edilmesi,
• Sağlık hizmetlerinde erişimin gelir düzeyine göre değil, ihtiyaç temelinde sağlanması,
• Adil bir vergi ve sosyal destek düzeniyle kiraların, katkı paylarının ve prim benzeri yüklerin gelir seviyesine göre düzenlenmesi.

Konuşmacı, bu önerinin yakın zamanda daha ayrıntılı bir sunumla paylaşılacağını belirterek, adil ve kapsayıcı bir sosyal politika arayışının sürdüğünü ifade etti.

Sonuç: Umut ve Eylem Çağrısı

Genel çerçeve olarak, meslek kuruluşlarıyla iş birliğinin artırılması, hak temelli politikaların öncelenmesi ve toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Yapısal dönüşüm hedefiyle, eşitlikçi ve refahı yaygınlaştıran adımların atılması gerektiği üzerinde duruldu.