0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İklim finansmanında adalet ve zamanlama öncelik oldu

Uluslararası iklim zirvesinde yapılan konuşmada, iklim finansmanının küresel iklim eyleminin en temel unsuru olduğu vurgulandı ve gelişmiş ülkelere verdikleri finansal taahhütleri yerine getirme çağrısı yapıldı. Finansman planlarının somut uygulamalara dönüşmesinin acil olduğu belirtildi.

Finansman artışına rağmen yetersizlik sürüyor

Paris Anlaşması sonrasında iklim için akışların arttığı, temiz enerji ve dayanıklılık yatırımlarında ilerleme kaydedildiği ifade edildi. Buna rağmen mevcut kaynakların “yeterli, güvenilir, adil ve yaygın” olmaktan uzak olduğu dile getirildi.

Uyum finansmanında büyüyen açık

Kırılgan ülkelerin artan borç yükleri nedeniyle taahhüt edilen kaynaklara erişimde zorlandığına dikkat çekildi. Uyum finansmanındaki açığın kapatılmasının, iklim etkileriyle mücadelede öncelikli olduğu belirtildi.

Talep edilen somut adımlar

• 2019 düzeylerine kıyasla uyum için ayrılan kaynakların en az iki katına çıkarılması.
• Uluslararası iklim fonlarından sağlanan kaynakların 2030 yılına kadar üç kat artırılması hedefinin uygulanabilir hale getirilmesi.
• Fonların küçük ada devletleri ve en yoksul ülkeler için öncelikli ve erişilebilir olması.

Sistemik reform ve özel sektörün rolü

Finansmanın daha erişilebilir, öngörülebilir ve düşük maliyetli kılınması için sistematik reform çağrısı yapıldı. Borç yüklerinin hafifletilmesi, işlem maliyetlerinin düşürülmesi ve güçlü raporlama mekanizmalarının kurulması gerektiği vurgulandı.

Ayrıca, özel sektör yatırımlarını artırmak amacıyla harmanlanmış finansman araçları ve risk paylaşım mekanizmalarının genişletilmesi gerektiği belirtildi; bu tür araçların kamu kaynaklarını tamamlayarak daha fazla iklim yatırımını harekete geçireceği kaydedildi.

İklim finansmanı: yardım değil, akıllı yatırım

İklim finansmanının sadeçe bir yardım mekanizması olmadığı, doğru ve zamanında yönlendirildiğinde ekonomileri güçlendirip uygulama hızını artıracağı ifade edildi. Güvenin güçlü raporlama ve tahmin edilebilir kaynak akışlarıyla sağlanacağı, bunun da daha geniş ve hızlı iklim uygulamalarına imkan vereceği sonucuna varıldı.