Sıradan Anlardan Oluşan Kompozisyonlar

Sanem Altaylı’nın eserleri, herkesin bildiği ama fark etmediği gündelik ayrıntılara odaklanıyor. Bir şekerci vitrinindeki düzen, pencereden süzülen ışığın perdeyle oynadığı an, otobüsteki yolcuların duruşları, kahvehane sohbetleri ve balıkçı tezgâhlarının dokusu; her biri sanatçının bakışında yeni bir anlatıya dönüşüyor. Altaylı, Ankara’ya “sıkıcı” ya da “gri” gibi etiketler yapıştırılmasına karşı çıkarak kentin saklı enerjisini ortaya koymayı amaçlıyor.

Ankara’yı Yeniden Görmek

Sanatçı, Ulus ve Kızılay çevresinde yaptığı uzun yürüyüşler ve çektiği fotoğraflar sayesinde kentin renkli yanlarını keşfettiğini belirtiyor. Sergideki çalışma dili, Ankara’nın bilinen imajını kırıp içinde saklı kalan estetik unsurları görünür kılacak biçimde kurgulanmış. Boğaz ya da simgesel yapıların yokluğunu, günlük hayatın küçük detaylarıyla telafi eden eserler, izleyiciyi şehrin inceliklerine bakmaya davet ediyor.

Uluslararası Sergiler ve Kentin Görünürlüğü

Altaylı’nın işleri daha önce Washington DC, New York ve Bakü’de de sergilendi. Özellikle New York’ta kentin gündelik yaşamını anlattığı resimlerinin, şehirdeki LinkNYC ekranlarında üç hafta boyunca gösterilmesi, sanatçıyı bu projede yer alan ilk Türk sanatçı yaptı. Bu projeler, Altaylı’nın sıradan anları merkeze alan yaklaşımının uluslararası izleyicilerde de karşılık bulduğunu gösteriyor.

Genel olarak eserlerinde, fark edilmeyen anlara dikkat çekmeyi ve bu anlardan estetik kompozisyonlar çıkarmayı tercih eden sanatçı, Ankara’nın içindeki zarif ve canlı detayları görünür kılmayı hedefliyor.