Günde Saatlerce Koşarak Ham İpek İpliği Üretiyor: Devdahlığın Son Temsilcisi
Osmangazi ilçesi Muradiye Mahallesi’ndeki devdahhanede, 7 yaşından beri el emeğiyle ham ipekten ip hazırlayan Ertuğrul Şengünalp, 53 yıldır mesleğini sürdürüyor. Geleneksel yöntemlerle yaptığı üretimde günlük çalışmalarının yoğunluğundan dolayı günde ortalama 6 saat koştuğunu, bu sırada kilometreleri aştığını ifade ediyor.

Günlük Rutin ve Üretim Miktarı
Şengünalp’in iş günü sabah saatlerinde başlıyor. İş yerinde koşturarak ipek bürümeye kadar uzanan işlemler için günde yaklaşık 6 saat ayırıyor. Bir günde üretmek için iş yerinin bir ucundan diğer ucuna yüzlerce kez gidip gelmesi gerekiyor; 20 metre uzunluğunda ipek iplik üretmek için günde bin civarında hareket ettiğini belirtiyor. Hafta içi atölyede çalışırken, hafta sonları iplikleri kaynatarak yumuşatma ve boyama işlemlerini evinde kurduğu küçük tezgâhta yapıyor.

El Emeğiyle Hazırlanan İpliklere Yurt Dışından Talep
Ürettiği el emeği ipek iplikler, iğne oyası ve diğer el sanatlarıyla uğraşanlar arasında rağbet görüyor. Son yıllarda özellikle Japonya başta olmak üzere yurt dışından da sipariş aldığını söyleyen Şengünalp, geleneksel el sanatlarına ilginin artmasının üretimine yansıdığını aktarıyor.
Gelecek Kaygısı: Neslin Devamı ve Destek İhtiyacı
Mesleğin yaygınlaşması ve uzun vadede yaşatılması için destek gerektiğini vurgulayan Şengünalp, oğluna bu geleneği öğrettiğini fakat geçimini sağlamasının kolay olmadığını ifade ediyor. Türkiye’de benzer işi sürdürecek çok az kişinin kaldığını belirterek, ilgi ve destek gelmezse sanatın kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor.
“Sağlığım yettiği sürece bu sanatı sürdürmeye çalışacağım. Herkesin yapacağı bir iş değil; ben haftanın her günü sabah gelip işimi bırakmadan çalışıyorum. İşimi bırakmak istesem de sevdiğim için yapıyorum. Bıraksam bu sanat tarih sayfalarında kaybolur.”

Üretimin İncelikleri
Kozadan ipliğe dönüştürme, bürüme, kaynatma ve boyama gibi aşamalar titizlik istiyor. Şengünalp, üretimin her aşamasında el emeği ve sabır gerektiğini, standart makine üretimiyle kıyaslanamayacak bir hassasiyet bulunduğunu vurguluyor. Günlük mesaisinde kilometreleri aşan koşular yaptığını, bazen ortalama 20 kilometreyi geçtiği günler olduğunu anlatıyor.
Uzun yılların deneyimi ve el işçiliğine duyduğu bağlılıkla üretimini sürdüren usta, bu geleneğin yaşatılması için hem yerel hem de ulusal düzeyde ilgi ve destek gerektiğine dikkat çekiyor.