Ayı Popülasyonu Beş Kat Arttı: Kışa Girerken Yaylalar ve Yerleşimler İçin Uyarı
Yapılan saha çalışmaları, bölgedeki ayı sayısının son yıllarda ciddi oranda arttığını gösteriyor. Artan popülasyon nedeniyle ayılar yerleşim yerlerine, yaylalara ve tarım alanlarına iniyor; bu da hem vatandaşlar hem de hayvancılıkla uğraşanlar için güvenlik kaygılarını gündeme getiriyor.
Hızlı ve Belirgin Artış
Yerel gözlemler ve kayıtlar, ayı popülasyonunun önceki dönemlere göre yaklaşık beş kat yükseldiğine işaret ediyor. Bu artış, ayıların tünele, sahillere, fındık ve çay bahçelerine kadar inmesinde ve güvenlik kameralarına sık şekilde yansıyan görüntülerde açıkça görülüyor. Böyle bir yoğunlaşma doğrudan müdahale gerektiriyor; popülasyonun kontrolsüz büyümesi hem ekosistem dengesi hem de insan güvenliği açısından risk oluşturuyor.
Kışa Girerken Oluşabilecek Sorunlar
Kış uykusu dönemine yaklaşırken, bazı ayıların kışı geçirmek için uygun sığınak bulamayacağı; bunun sonucu olarak da hareketlenme ve yer değiştirme davranışlarının artacağı öngörülüyor. Yine bu dönemde yaylaların boşaltılması sırasında geride bırakılan gıda ve süt ürünleri ayıları çekiyor; örtülmeden bırakılan yiyecekler, yayla evlerinin talan edilmesine neden olabiliyor.
Yaylacılar ve Köylüler İçin Pratik Önlemler
Yayla ve köy sakinlerine kış öncesi alabilecekleri bazı basit tedbirler öneriliyor:
- Taşınması mümkün olmayan gıdaların sıkıca kapatılarak kapalı alanlarda saklanması,
- Peynir, yağ ve diğer kokulu gıdaların çöp ve dış ortamlarda bırakılmaması,
- Yayla evlerinin ve ahırların kapı-pencere ve bacalarının korunacak şekilde kapatılması,
- Hayvan otlatma ve koruma faaliyetlerinde dikkat ve koordinasyonun artırılması.
Bu önlemler, popülasyon normal seviyelere dönene kadar sınırlı da olsa etkili olabilir; ancak sayılardaki aşırı artış var olan bireysel tedbirlerin yetersiz kalmasına yol açabiliyor.
Gereken Kurumsal Adımlar
Uzmanlar, ayı popülasyonunun uzun vadede planlı ve koordineli müdahalelerle kontrol altına alınması gerektiğini vurguluyor. Devlet koordinasyonunda yürütülecek çalışmalar; nüfus azaltma, popülasyon yönetimi, gerektiğinde kontrollü av ya da nakil gibi yöntemler ve halkın bilgilendirilmesini içermeli. Ünlemci veya yasadışı yöntemlerin, özellikle zehirleme gibi yaklaşımların ekosistem üzerinde telafisi zor zararlar yaratabileceğine dikkat çekiliyor.
Sonuç
Bölgedeki ayı sayısındaki hızlı artış, yaylalar ve yerleşim alanları için yeni riskler doğuruyor. Kısa vadede bireysel önlemlerle zararın azaltılması mümkün olsa da, sürdürülebilir çözüm için planlı, bilimsel ve hukuki çerçevede uygulanacak kurumsal politikalar gerekiyor. Hem insanların hem de yaban hayatının güvenliğini temin edecek dengeli yaklaşımlar öncelik taşıyor.