Ekonomide Endişe Yaratan Veriler: Fonlar, Borçlar ve İcra Dosyaları
Yapılan yazılı açıklamada, ekonomik göstergelerin vatandaşlar üzerindeki ağır etkilerine dikkat çekildi. Açıklamada işsizlik ödeneği erişiminden bankacılık sektöründeki batık kredilere, icra dosyalarındaki artıştan döviz açığının yaratacağı risklere kadar geniş bir değerlendirme paylaşıldı.
İşsizlik Sigortası Fonu ve ödenek erişimi
İşsizlik Sigortası Fonu birikiminin 517 milyar lirayı aştığı belirtilirken, fonun işsizlere ulaştırılmasında ciddi eksiklikler olduğu vurgulandı. Bu yılın ilk sekiz ayında işsizlik ödeneği için 1 milyon 186 bin kişi başvurmuş, ancak sadece 579 bin kişiye ödeme yapılabilmiştir. Başvuruların yarısından fazlasının ödenek alamaması, kaynakların farklı kalemlere, özellikle işveren teşviklerine kaydırıldığını göstermektedir.
Bankacılık sektörü: Batık kredi ve borç yükü
Vatandaşların ve şirketlerin borç yükü tarihi seviyelere ulaşmış durumda. Bankalara, finans kuruluşlarına, TOKİ’ye ve varlık yönetim şirketlerine olan toplam borç 5,3 trilyon liraya dayanırken, tahsil edilemeyen batık kredi tutarı 485 milyar lirayı bulmuştur. Son bir yılda batık krediler yüzde 68 artış göstermiştir; bu durum hane halkı ve işletmeler için ciddi finansal baskı anlamına gelmektedir.
İcra dosyalarındaki artış: Her üç kişiden biri riskte
İcra dairelerine yönelik veriler de borçlanmanın boyutunu ortaya koyuyor. Bu yılın ilk dokuz ayında 7,7 milyon yeni icra dosyası açılırken, toplamda 24,6 milyon dosya derdest durumdadır. Bu rakamlar, neredeyse her üç vatandaştan birinin icra sürecinin etkisi altında olduğuna işaret etmektedir.
Reel sektörün döviz açığı ve kur riski
Reel sektörün döviz açığının 183 milyar dolara yükselmiş olması, kurdaki dalgalanmaların ekonomiye yansımalarını ağırlaştırıyor. Kurda meydana gelecek her 1 TL’lik artışın reel sektör bilançolarına yaklaşık 182 milyar TL ek maliyet getireceği hesaplanıyor. TL ile borçlanma maliyeti yüksek olduğundan firmalar dövize yönelmiş; bu da dış şoklara karşı kırılganlığı artırmaktadır.
Faiz ödemelerinin bütçe üzerindeki baskısı
Bütçede faiz ödemelerinin payı giderek büyüyor. Yılın ilk sekiz ayında yapılan faiz ödemeleri 1,4 trilyon liraya ulaşmış olup, yıl sonunda bu rakamın 2,1 trilyon liraya yaklaşması beklenmektedir. Artan faiz yükü, kamu kaynaklarının büyük kısmının borç servislerine ayrılmasına; kamu hizmetleri ve personel harcamalarındaki reel kaynakların azalmasına neden olmaktadır.
Genel değerlendirme
Açıklamada, ekonomik yönetimin mevcut tabloyu değiştirmesi gerektiği; aksi halde vatandaşların borç, icra ve kur baskısı altında kalmaya devam edeceği belirtilmiştir. Ekonomik gerçeklerin şeffaf şekilde paylaşılmasının ve çözüm odaklı adımlar atılmasının önemi vurgulanmıştır.