TCMB ile BAE Merkez Bankası arasında swap ve ödeme sistemi iş birliği
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile Birleşik Arap Emirlikleri Merkez Bankası arasında, ikili finansal iş birliğini güçlendirmek amacıyla yeni mutabakatlara imza atıldı. Ankara’da gerçekleştirilen törenle kabul edilen anlaşmalar; döviz likiditesi sağlanması, ticaretin yerel para birimleriyle kolaylaştırılması ve ödeme altyapılarının entegrasyonunu hedefliyor.
Swap anlaşması ve kapsamı
Taraflar arasında oluşturulan swap mekanizması kapsamında 198 milyar Türk lirası ile 18 milyar Birleşik Arap Emirlikleri dirhemi büyüklüğünde kaynak değişimi öngörülüyor. Bu adımın finansal piyasaların kısa vadeli likidite yönetimine katkı sağlaması ve karşılıklı ticarette döviz riskinin azaltılması bekleniyor.
İki mutabakat zaptı: Yerel para kullanımı ve ödeme sistemleri
Anlaşmaların bir kısmı, sınır ötesi işlemlerde Türk lirası ve BAE dirheminin kullanımını teşvik etmeye odaklanan bir mutabakat zaptını; diğer kısmı ise ödeme sistemlerinin birbirine bağlanmasını amaçlayan bir düzenlemeyi içeriyor. İlk zapt, döviz piyasalarının derinleşmesine ve işlemlerin yerel paralar üzerinden daha fazla gerçekleştirilmesine zemin hazırlamayı hedefliyor.
İkinci mutabakat zaptı ise Türkiye’nin hızlı ödeme altyapısı FAST ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin anlık ödeme platformu Aani’nin entegrasyonunu kapsıyor. Bu entegrasyon sayesinde iki ülke arasındaki para transferlerinin hızlanması ve işlem maliyetlerinin düşmesi amaçlanıyor.
Beklenen etkiler
- Ticaret işlemlerinin yerel para birimleriyle daha yaygın yapılması sonucu işlem maliyetlerinde azalma,
- Finansal piyasalarda likiditenin güçlenmesi ve döviz talebinde dengeleme,
- Ödeme teknolojileri ve finansal teknoloji (fintech) alanlarında iş birliğinin artması,
- İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin derinleşmesi ve ticaret hacminin uzun vadede büyümesi.
TCMB yetkilileri, atılan adımların hem bankacılık hem de ödeme sistemleri bağlamında iş birliğini ilerleteceğini vurgularken, BAEMB temsilcileri de yerel para kullanımının ticari ilişkiler üzerinde olumlu etkiler yaratacağını belirtti. İmzalanan anlaşmaların uygulama aşamalarında teknik entegrasyon ve operasyonel uyum süreçlerine öncelik verileceği ifade edildi.