40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Temmuz ayı Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini beklenenden daha fazla indirerek 300 baz puan düşürdü ve oranı yüzde 43’e çekti. Bu karar sonrası ekonomistlerden farklı değerlendirmeler geldi.
Eski Merkez Bankası Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, bu indirim kararını şaşırtıcı bulduğunu ifade etti. Kara, “Merkez Bankası, 250 baz puanlık beklentimin ötesinde 300 baz puan indirim yaptı. Demek ki benim göremediğim bir durum söz konusu.” dedi.
Akademisyen ve ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin, yapılan indirimi teknik verilerden ziyade hislere dayalı bir karar olarak değerlendirdi. Alkin, “Bu tamamen hissel bir indirim.” dedi.
Ekonomist İris Cibre, Merkez Bankası’nın bu kararının güçlü bir sinyal teşkil ettiğini savundu. Cibre, “TCMB, 300 baz puan ile ortalama beklentileri aşarak politika faizini %43’e indirdi. Döviz talebinden korkmaya gerek yok. Kredi alanı sıkı kalmaya devam edecek.” şeklinde konuştu.
Cibre ayrıca, TCMB’nin karar metninde dezenflasyon sürecine ve iç talepteki yavaşlamaya vurgu yaptığını ifade etti. “Türk Lirası’ndaki reel değerlenme sürecek, sıkı duruş korunacak.” yorumunu yaptı.
Ekonomist Burcu Aydın, 2026’daki potansiyel faiz indirimleri üzerine düşüncelerini şöyle başlattı:
“Merkez Bankasından geleceğe yönelik verilecek mesaj şudur:
Kurul, politika faizine dair atacakları adımları enflasyon verileri, eğilimleri ve beklentileri göz önünde bulundurarak, öngörülen dezenflasyon sürecinin gereklerini sağlamak üzere belirleyecektir.”
Özetle, “Eğer enflasyondaki duraklamayı aşamazsak, 2026’da faiz indirimi beklemeyin.”
TCMB’nin 300 baz puanlık indirimi, piyasaların “ölçülü gevşeme” beklentilerini aşarken, uzmanlar arasında farklı görüşlerin ortaya çıkmasına yol açtı. Bazı uzmanlar bu kararı “hissi” ve riskli bulurken, diğerleri Merkez Bankası’nın manevra alanını genişlettiğini savundu. Tüm gözler şimdi bu kararın enflasyon ve kredi piyasalarındaki etkilerine çevrilmiş durumda.
Erdoğan "Hayra alamet değil" demişti! İşte 2100 yılında Türkiye’yi bekleyen kötü senaryo