41,4718$% 0,23
48,6672€% 0,44
55,7215£% 0,24
5.010,92%0,04
3.755,79%-0,20
11.349,35%0,16
Sektör verilerine göre, ocak–ağustos döneminde serbest bölgeler dahil toplam makine ihracatı yüzde 0,3 artışla 18,5 milyar dolara ulaştı. Kilogram başına ortalama ihracat fiyatları 8 dolarla tarihi bir seviyeye çıkarken, dolar bazında yüzde 7,7 artan fiyatlar tonajda yüzde 6,9’luk daralmayı dengeledi.
Ağustos ayında kilogram başına ihracat birim fiyatı 8,3 dolarla yılın en yüksek düzeyine gelirken, miktarda yüzde 12,3’lük daralma nedeniyle aylık bazda makine ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,4 geriledi. Buna karşın son 12 aylık dönemde ihracat 28,3 milyar dolar civarında seyrederek genel anlamda bir gerileme göstermedi.
Almanya’ya yapılan makine ihracatı son aylarda toparlanma göstererek ağustosta yüzde 6,6 artışla, ocak–ağustos döneminde 2 milyar doları aştı. ABD pazarında ağustosta yüzde 10,2 düşüş görülse de ocak–ağustos toplamında ABD’ye ihracat yüzde 2 artışla pozitif kaldı.
Romanya, Fas ve Ukrayna gibi geleneksel büyük pazarlar arasında yer almayan alternatif pazarlarda ise iki haneli oranlarda artışlar kaydedildi.
Sektör temsilcileri, ihracat birim fiyatlarındaki artışın fiyat üzerinden büyümeyi desteklediğine dikkat çekiyor. Tarifeler ve ticari mekanizmalardaki karmaşa kısa vadede küresel talep ritmini etkilerken, teknoloji yoğun ürünlerde yeni rekabet koşullarının belirdiği vurgulanıyor.
Bu koşullar altında, üreticilerin ve tedarik zincirlerinin daha düşük riskli pazar arayışına yöneldiği; Türkiye’nin otomasyona ve tesisleşmeye uygun üretim çeşitliliği, hızlı teslimat kapasitesi ve nitelikli servis imkanlarıyla avantaj yakalayabileceği ifade ediliyor. Kısa vadede operasyonel çeviklikle siparişleri konsolide etmek, orta vadede ise pazar çeşitliliği ve teknoloji yoğun ürünlere talebi yükseltmek öncelikler arasında gösteriliyor.
Sektördeki AR-GE altyapısının güçlendiğine de dikkat çekiliyor: 169 AR-GE merkezi ile makine sanayii, teknoloji yatırımlarında artış gösteren bir profil sergiliyor; bu da birim fiyatlardaki yükselişle paralel yorumlanıyor.
Avrupa’da tedarik güvenliği ve teknolojik egemenlik endişeleri nedeniyle üretimde bilgi-yoğun yaklaşımdan teknoloji-yoğun üretime doğru bir kayma gözleniyor. Bu dönüşüm, Türkiye için entegre üretim ve kalite standartları üzerinden stratejik iş birliği fırsatları doğuruyor.
Avrupalı firmaların tedarik zincirlerine ilişkin riskleri azaltma arayışı, Türkiye gibi sanayi altyapısı ve nitelikli iş gücü sunan ülkeleri daha çekici kılıyor. Bu bağlamda yerli kapasitenin artırılması, AR-GE ve üretim verimliliği yatırımlarının sürdürülmesi öncelikli görülüyor.
Avrupa Birliği’nin enerji bağımlılığını azaltma ve savunma kapasitesini güçlendirme odaklı stratejik hamleleri, bölgesel sanayi politikalarını yeniden şekillendiriyor. Türkiye’nin ihracat ortamında görülen gelişmeler, bu yeni ticari dinamiklerden olumlu etkilenme potansiyeli taşıyor.
Makine sanayine dair makro göstergeler de karışık bir tablo çiziyor: GSYH ikinci çeyrek tahminleri sanayide yüzde 6,1 büyümeyi işaret ederken, kapasite kullanım oranları makine sanayinde yüzde 66,4’e kadar gerilemiş durumda. İmalat sanayinde kapasite kullanımının genel ortalaması yüzde 73,5’e düşmüş bulunuyor. Sabit sermaye yatırımlarında ise yüzde 8,8’lik bir artış gözlemleniyor.
Yılın ilk 7 ayında toplam üretim yüzde 5,6 azaldı ve tüm sanayi kolları içinde en fazla daralma makine imalatında yaşandı. ÜFE’de ise imalat sanayinde ilk 6 ayda aylık ortalama yüzde 2,8 artış gözlenirken, makine sektöründe bu oran yüzde 13,4’e ulaştı.
Bu veriler ışığında, sektörün dayanıklılığını koruyabilmesi için seçici para ve kredi politikalarıyla yerli üretimin sürdürülebilir finansmanına yönelik özel tedbirlerin önem kazandığı belirtiliyor. İç talebin toparlanması ve dış pazarlardaki iyileşme, makine sanayisini yeniden kalıcı büyüme rotasına sokmak için zaman gerektirebilir; bu yüzden ihracat gelirleri ve finansman koşullarına yönelik sektörel destekler acil addediliyor.
Genel değerlendirme: Birim fiyatlardaki artış sektör gelirlerini desteklerken, miktar bazlı daralma dikkatle izlenmeli; pazar çeşitlendirmesi, teknoloji yatırımları ve finansal desteklerle sürdürülebilir büyüme sağlanabilir.
Zenginler daha da zenginleşti: Kripto milyonerleri %40 artarken, toplam kullanıcı sayısı sadece %5 arttı