Bireysel Başvurunun 13. Yılında Anayasa Mahkemesi’nde Sempozyum Düzenlendi
Anayasa Mahkemesi tarafından, “Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararlarının Geriye Yürümemesi Kuralının Bireysel Başvuruya Etkisi” başlıklı sempozyum gerçekleştirildi. Etkinlikte mahkeme başkanları, yüksek yargı temsilcileri, Adalet Bakanlığı yetkilileri ve çok sayıda davetli yer aldı.
Açılış ve Temel Değerlendirmeler
Sempozyumun açılış konuşmasında, bireysel başvuru hakkının toplumla anayasanın buluşmasını sağladığı vurgulandı. Konuşmada, başvurunun yalnızca kurum ve hukuk çevrelerinin değil, hakları ihlal edilen her kişinin doğrudan başvurabildiği yaşayan bir hukuk mekanizması haline geldiği ifade edildi. Bu gelişme sayesinde hem hak arama bilincinin güçlendiği hem de Mahkemenin toplumla daha yakın ilişki kurduğu belirtildi.
Sistemin Kullanımı ve İstatistikler
Bireysel başvurunun uygulanmaya başlamasından bu yana yoğun şekilde kullanıldığı ifade edildi. Sunulan rakamlar özetle şunlardır:
- Bireysel başvuru mekanizisi 23 Eylül 2012’den beri yaklaşık 700 bin kişi tarafından tercih edildi.
- 2024 yılında gelen yaklaşık 70 bin başvurunun 67 bini sonuçlandırıldı ve süreçte 5 bin 551 ihlal kararı verildi.
- 2025 yılı itibarıyla gelen 50 bin başvurudan 40 bini karara bağlandı.
Ayrıca, başvuruların erişimini kolaylaştıracak bir adım olarak 1 Ekim 2025 tarihinden itibaren bireysel başvuruların UYAP Avukat Portalı üzerinden de yapılabileceği duyuruldu.
Adaletin Toplumsal Rolü
Adaletin hem bireyler hem de devletler için temel bir değer olduğu; adaletin varlığının toplumun huzuru, güvenliği ve refahı için şart olduğu vurgulandı. Adaletli düzenin toplumsal güveni pekiştirdiği, devletin meşruiyetini güçlendirdiği ve insanların güven içinde yaşamalarını sağladığına dikkat çekildi.
Küresel İhlaller ve İnsanî Müdahale Çağrısı
Sempozyum konuşmasında, dünyada yaşanan savaşlar, katliamlar ve insan hakları ihlallerinin temel insani ve hukuki değerleri zayıflattığına dikkat çekildi. Başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere mağdur durumdaki insanların karşılaştığı insanlık dışı muamelelere sessiz kalınmaması; yapılan zulümlere ırk, din, dil, renk farkı gözetmeksizin zaman kaybetmeden ve adalet odaklı müdahale edilmesi gerektiği ifade edildi. Barışın sürdürülebilir olması için ahlaki değerlerin ve hukukun üstünlüğünün korunmasının öncelikli olduğu belirtildi.
Sempozyum, bireysel başvuru mekanizmasının hukuki etkileri ve uygulamadaki gelişmelerin değerlendirilmesiyle devam etti.