Demirci Yaylalarında İlaçsız ve Susuz Tarımla Üretilen Kuru Fasulye Türkiye Geneline Ulaşıyor
Manisa’nın yüksek rakımlı yaylalarında, zirai ilaç kullanılmadan ve susuz tarım yöntemleriyle yetiştirilen kuru fasulye, lezzeti ve pişme kolaylığı sayesinde ülke çapında ilgi görüyor.
Yetiştirme Alanları ve Hasat Süreci
Bardakçı, Mahmutlar, Söğütçük ve Çanakçı başta olmak üzere 18 kırsal mahallede yapılan üretimde, bitkiler tarlada doğal yöntemlerle yetiştiriliyor. Hasat sonrası ürünler harmana getiriliyor ve güneşte kurutuluyor. Kuruyan başaklar geleneksel uygulamalarla —çomak veya traktörle— kırılıyor, ardından patozla işlem görerek kabuklarından ayrılıyor.
Temizleme ve İşleme Aşamaları
İşlem görmüş fasulyeler yere serilerek rüzgârda yellenir ve el eleğiyle elenerek toz ve küspesinden arındırılıyor. Bu aşamalar, ürünün doğal yapısını koruyarak rafine olmayan fakat tüketim için uygun bir ürün ortaya çıkarıyor.
Ürünün Özellikleri ve Talep
Ortalama 1.300 metre rakımda yetişen bölge fasulyesi, kısa sürede pişmesi ve dengeli lezzetiyle ön plana çıkıyor. Bu özellikleri, ürünü hem ev kullanıcıları hem de perakende-sıcak mutfaklar için tercih edilir hale getiriyor ve talebi her yıl artırıyor.
Üretim ve Kapasite
Bardakçı Mahallesi’nde yıllık üretim yaklaşık 25 tona ulaşırken, mahallenin tarım alanının önemli bir kısmı fasulye ekimi için ayrılmış durumda. Bölge genelinde dekarlar düzeyinde üretim yapılan alanlar ve kuru/taze fasulye üretim kapasiteleri bulunuyor.
Pazar ve Fiyatlandırma
Hasat genellikle eylül ayında başlıyor ve kuruduktan sonra işleme alınan ürünler, iç pazarda rağbet görüyor. Kuru fasulye satış fiyatları mevsime göre değişmekle birlikte genelde taze fasulyeye göre daha yüksek bir fiyat aralığında alıcı buluyor. Üreticiler, ürünlerini doğrudan tüketiciye satmanın yanı sıra farklı illere gönderiyor.

Üreticilerin Durumu
Üreticiler, fasulye yetiştiriciliğinin emek yoğun bir süreç olduğunu belirtiyor. Doğal üretim yöntemleriyle elde edilen ürünler, yöresel lezzet arayan alıcılar tarafından tercih ediliyor ve talep artışı üreticilerin satış kanallarını genişletmesine imkan tanıyor.
Bu üretim modeli, hem kırsal ekonomiye katkı sağlıyor hem de doğal yöntemlerle yetişmiş gıdaları tüketmek isteyenler için önemli bir alternatif oluşturuyor.