Faiz Beklentileri ve Jeopolitik Riskler Piyasaları Sallıyor: Altın Yükselişte

Küresel ekonomideki gelişmeler ve artan jeopolitik belirsizlikler, finansal piyasalarda sert dalgalanmalara neden oluyor. Son dönemde altın fiyatları rekor seviyelere ulaşırken, para birimleri ve faiz beklentileri yatırımcı kararlarını belirliyor.

Faiz Kararları ve Dövizdeki Hareketlilik

Yakın vadede beklenen faiz indirimi olasılıklarının yüksek oranda fiyatlanması, euro-dolar paritesi başta olmak üzere döviz kurlarında ciddi dalgalanmalara yol açtı. Euro, TL karşısında değer kazanırken; doların euro karşısındaki zayıflığı Türkiye’de dolarda ılımlı bir gerileme beklentisi doğuruyor. Uluslararası merkez bankalarının açıklamaları ve yönlendirmeleri önümüzdeki süreçte kur dinamiklerini belirleyecek.

Açıklama ve Mesajların Önemi

Yeni faiz kararlarının devam edip etmeyeceği ve yapılan açıklamalardaki alt metinler piyasalarda belirleyici olacak. Özellikle merkez bankası başkanlarının yapacağı konuşmalar ve soru-cevap oturumlarından çıkacak sinyaller, yatırımcıların risk iştahı ve pozisyonlamasını doğrudan etkileyebilir.

Altına Yönelik Talep Artışı

Düşük faiz ortamı ve artan belirsizlikler, yatırımcıları güvenli liman arayışına itiyor. Bu nedenle altına yönelik talep küresel ölçekte yükseliyor; ons fiyatlarında yukarı yönlü baskı ve buna paralel olarak yerel piyasalarda gram altın fiyatlarında artış gözlenebilir. Tasarruf sahiplerinin alternatif getiri arayışı da bu ivmeyi destekliyor.

Yurt İçi Faktörler ve Tasarruf Eğilimleri

Yurtiçinde faiz politikasındaki gevşeme beklentileri sürerken, mevduat getirilerinin üzerindeki vergilendirme gibi unsurlar tasarruf sahiplerinin enstrüman tercihlerinde değişikliğe yol açabiliyor. Bu durum, nakit sahibinin daha çok altına yönelmesine zemin hazırlayabilir.

Küresel Rezerv Stratejileri ve Gelecek Görünümü

Bazı merkez bankalarının rezervlerinde altın payını artırma eğiliminde olması, fiyatlara destek veren bir diğer önemli unsur. Bu faktörler bir araya geldiğinde, mevcut yükseliş trendinin orta vadede devam etme ihtimali bulunuyor ve uzman beklentileri bu sürecin 2026’nın ikinci çeyreğine kadar etkili olabileceği yönünde.