41,3327$% 0,23
48,7354€% 0,44
56,3489£% 0,24
4.903,44%0,39
3.691,85%0,35
%
Geçen haftanın sonundan itibaren başkent kulislerinde, çok partili sistemin zayıflatılacağı ve bunun siyasi dengeleri değiştireceği yönünde yoğun konuşmalar vardı. Haftanın ilk günlerinde ise yargı kanallarından gelen farklı sinyaller, tartışmaları yeni bir boyuta taşıdı.
Cuma sabahı itibarıyla, CHP kurultayının Yüksek Seçim Kurulu yerine asliye hukuk mahkemesi yoluyla iptal edilebileceği iddiaları yayıldı. Bu yaklaşımın Yargıtay çevresinde tepkiyle karşılandığı ve süreçler hakkında güçlü itirazların yükseldiği bilgileri derinleşen endişelere yol açtı.
İstanbul’daki süreçlerin Ankara’daki yargı uygulamalarını doğrudan etkilemeyeceği, mahkemelerin ertelenme kararları ve hukuki sürecin uzamasının parti yönetimine savunma ve düzenleme fırsatı tanıyabileceği değerlendirmeleri yapıldı. Bu gelişmeler hafta sonu boyunca farklı kaynaklardan teyit edilmeye çalışıldı.
Dünkü duruşma için Batı Adliyesi’nde bulunan salon, beklenenden çok daha kalabalıktı. Hakim, yüksek gerilimli tartışmalar karşısında soğukkanlılığını korudu ve salondaki tansiyonu kontrol altında tuttu. Salona ilişkin eleştiriler üzerine yapılan esprili yanıt ortamı bir süre için yumuşattı.
Karşılıklı savunmalar sırasında tarafların sert ifadeleri dikkat çekti; özellikle bazı vekillerin kullandığı tanımlara avukatlar arasında tepki oluştu. Duruşma boyunca hakim netlik ve düzeni sağlamaya özen gösterdi. Dışarıdaki gözlemler, birçok hukukçunun olası erteleme beklediğini gösteriyordu.
Mahkeme sonunda alınan erteleme kararı ve 21 Eylül’de yapılacak olağanüstü kurultay delegasyon listesinin istenebileceği yönündeki haberler, parti içi değişim bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattı. Birçok hukukçu, 24 Ekim tarihli duruşmanın etkisinin azalabileceğini öngördü.
Demokrasi ve hukuk süreçlerinin zayıfladığı eleştirilerinin yoğun olduğu bir dönemde, yargı mekanizmalarında ani ve belirleyici bir müdahalenin henüz gerçekleşmemiş olması bir nebze rahatlama sağladı. Böylece, siyasi liderlik değişikliğinin mahkeme kararıyla dayatılması senaryosu şimdilik uzaklaştı.
Hukuk çevrelerinde geniş bir kesim, YSK ile ilgili itirazların asliye hukuk mahkemelerinde ele alınmasının hukuki açıdan sakıncalı olduğu görüşünde birleşiyor. Hukukun kırılgan olduğu bir ortamda, daha ağır hataların önlenmiş olması olumlu karşılandı.
Ekonomik düzeltme çabalarının sürdüğü bir sırada, siyasi istikrarı zedeleyecek ani bir yargı kararı çıkmaması, kısa vadede riskleri azalttı. Mecliste kurulması planlanan bazı komisyonların da beklenildiği şekilde dağıtılmaması, siyasi dengeler açısından önemli bulundu.
Gelecek için ise CHP içindeki aktörlerin uzlaşma ve birlik arayışına girmesi gerektiği vurgulanıyor. “Önce parti içini toparlayıp sonra iktidar hedefi” yaklaşımı artık ertelenemez; toplumsal moral ve kararlılığı korumak, partinin sorumluluğu olarak öne çıkıyor.
Hikmet Çetin o sözleri nedeniyle Kemal Kılıçdaroğlu’ndan özür diledi