40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC), deniz suyu sıcaklıklarının yükselmesiyle birlikte Vibrio bakterilerinin tehlikeli boyutlarda arttığına dikkat çekti.
EuroNews’un aktardığına göre; geçmişte yalnızca Baltık Denizi’nde görülen bu bakteriler, artık Kuzey Denizi ve kapalı yüzme alanlarında da tespit edilmeye başlandı. Tuzlu ve acı sularda yüksek sıcaklık ve düşük tuzluluk, Vibrio bakterilerinin hızla yayılmasına sebep oluyor.
Benzer tehditler Türkiye için de geçerli. Yapılan araştırmalarda Marmara, Ege ve Akdeniz kıyılarında “Vibrio parahaemolyticus” ve “Vibrio vulnificus” türlerinin DNA’sına rastlanmıştır. İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Uğur Aferin, yaz aylarında denizle temas eden kişilerin dikkatli olmaları gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Aferin, “Vibrio bakterileri sıcak ve tuzlu sularda büyür. Özellikle Vibrio cholerae, kirli deniz suyunun yutulmasıyla mide-bağırsak sistemine girip ciddi ishal ve sıvı kaybına yol açabilen koleraya neden olabilir. Türkiye’de kolera vakaları nadir görülsede, risk tamamen yok değil” dedi.
Milliyet’te yer alan habere göre; açık yaraların denizle teması en büyük riski oluşturuyor. Aferin, Vibrio vulnificus türlerinin deriye teması halinde doku enfeksiyonları oluşturabileceğini ve nadiren “et yiyen bakteri” olarak bilinen nekrotizan fasiit gibi ciddi durumların gelişebileceğini belirtti. Ayrıca çiğ istiridye gibi deniz ürünlerinin de tehlike arz ettiğini vurgulayan Aferin, “Vibrio parahaemolyticus, tüketilen deniz ürünleri aracılığıyla vücuda girdiğinde karın ağrısı, kusma, ishal ve ateş gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde bu enfeksiyonların kana yayılıp sepsise neden olabileceğini unutmamak gerekir” diye ekledi.
Ürolojik açıdan yaz aylarında enfeksiyon riskinin arttığına dikkat çeken Aferin, özellikle kadınların uzun süre ıslak mayo ile kalmasının idrar yolu enfeksiyonlarını tetiklediğini belirtti ve şunları ekledi: “Genital bölgenin nemli ve sıcakta kalması, bakterilerin üremesi için ideal bir ortam oluşturur. E. coli gibi bakteriler bu tür ortamlarda hızla çoğalabilir. Bağışıklığı düşük bireylerde enfeksiyonlar daha ağır seyreder.”
Havuzlarda da enfeksiyon riski olduğuna dikkat çeken uzmanlar, burada rotavirüs, hepatit A, salmonella, shigella ve E. coli gibi enfeksiyonlara sıkça rastlandığını ifade ediyor. Çocuklarda ishal ve kusma vakalarının arttığını belirten uzmanlar, cildinde yarası olan veya enfeksiyon belirtileri gösteren bebek ve çocukların havuza sokulmaması gerektiğini vurguluyor.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Yıldız ise, “4. aydan önce denize, 6. aydan önce havuza girilmesini önermiyoruz. Bu yaş grubundaki çocuklarda baş ve boyun kontrolü yeterli olmayabilir. Ayrıca ciddi sıvı ve ısı kayıpları yaşanabilir” diyerek aileleri uyardı.
Olgun Kızıltepe Haberler.com – Sağlık
Düğün dönüşü akraba dehşeti! Babaanne ve 2 torununu gözünü kırpmadan katletti