DOLAR

41,1344$% 0,28

EURO

48,1396% 0,47

STERLİN

55,7277£% 0,34

GRAM ALTIN

4.591,00%0,66

ONS

3.475,19%0,81

BİST100

11.279,95%-0,07

Akşam Vakti a 19:45
İstanbul AZ BULUTLU 25°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Güncellenme - 31 Ağustos 2025 09:45
Yayınlanma - 31 Ağustos 2025 09:45

Şehirler, 2075’te nasıl görünecek?

Artan nüfus, başta İstanbul olmak üzere şehirlerin siluetini kökten değiştirecek. İstatistiklere göre; İstanbul ve Türkiye'nin nüfusu 50 yıl sonra ne kadar olacak? Temel gereksinimler olan temiz su, elektrik ve gıda nüfusa yetecek mi? Bir yandan İstanbul'un tarihi ve kültürel mirası korunmaya çalışılırken diğer yandan, geleceğin ihtiyaçlarına nasıl uyum sağlanacağı, şehrin önümüzdeki 50 yıldaki en büyük mücadelesi olacak gibi görünüyor

Sizde benim gibi sık sık düşündüğünüzü tahmin ediyorum… O an içinde bulunduğum alanın geçmişte nasıl bir görünüme sahip olduğunu ve gelecekte nasıl olacağını hayal ediyorum. Özellikle her sabah Üsküdar’dan Kabataş’a ve akşamları Kabataş’tan Üsküdar’a tekneyle geçerken, “50 yıl sonra, 100 yıl sonra bu manzara nasıl olacak?” düşüncesi zihnimde beliriyor.

İstanbul’un tarihî dokusunun, hızla gelişen modern yapılar arasında nasıl bir dönüşüm geçireceği sorusu, endişe uyandıran senaryoları getirmekte.

Her teknolojik ilerlemenin bir sonrakini daha da hızlandırdığı gerçeğini dikkate aldığımızda 50 yıl – 100 yıl sonraki İstanbul siluetini düşünmek kaçınılmaz.

Örneğin; uçan taşıtlarla birlikte, Boğaziçi’nin altında inşa edilen birçok tünel sayesinde trafik problemi çözüme kavuşmuş durumda.

Bu güzel bir hayal…

Fakat hayallerimizdeki gibi bir trafik sorununu çözmüş bir gelecekte bile, artan nüfusun oluşturduğu baskının kaçınılmaz olduğu görülüyor. Mevcut nüfus artış trendine devam edilirse, 2075’te İstanbul’un nüfusu oldukça yüksek bir seviyeye ulaşacak.

Sultanahmet Camii ve Ayasofya’nın bulunduğu tarihi yarımadanın günümüzdeki durumu, geçmişin heybetli yapılarının gelecekte daha da kaybolma ihtimalini düşündürüyor.

Özellikle, Ataşehir’deki bir cami ve çevresinde yer alan birkaç apartmanın, yüksek binalar arasında nasıl kaybolduğunu görmek insanı düşündürücü bir hale getiriyor.

♦ 1975… 3.904.588

♦ 2025… 15.806.279

Artış… % 304

İstanbul, 5.220 km²’lik bir alanda 40 belediye ile yönetiliyor. Bu belediyelerin 39’u ilçelerden oluşmakta ve bunlardan 25’i Avrupa, 14’ü Anadolu yakasında bulunmaktadır. İstanbul’daki toplam mahale sayısı ise 961…

Nüfus artış hızı devam ederse, 2075 yılı itibarıyla İstanbul’da yaklaşık 63 milyon kişi yaşayacak. Bu rakam, ilk bakışta oldukça ütopik görünüyor. Ancak günümüz dünyasında bile, 50 yıl önce bu nüfus tahmini de oldukça cesur bir tahmin olarak değerlendiriliyordu.

Ayrıca, Türkiye’nin 50 yıllık nüfus artışına bakıldığında; İstanbul’un nüfusunun % 192 daha az artış gösterdiği görülmektedir.

♦ 1975… 40.347.719

♦ 2025… 85.824.854

Artış… % 112

Ülkemizde toplam 81 il, 922 ilçe ve 18.241 köy bulunmaktadır.

İstanbul’da yaklaşık 1 milyon 200 bin bina bulunuyor. Bu, nüfus oranına göre 13 kişiye bir bina düşüyor. 2075 yılına ulaşabilmek için yaklaşık 4 milyon 850 bin bina gerekiyor ki, bu da 3 milyon 600 bin yeni binanın inşa edilmesi anlamına geliyor.

Buna rağmen, İstanbul’un alanı bu kadar bina inşasına uygun değil; bu nedenle daha yüksek ve etkili yapılar inşa etmek gerekecek.

1989 yılında inşa edilen Yapı Kredi Plaza, o dönemin en yüksek binasıydı. Günümüzde ise, 261 metre yüksekliğindeki İstanbul Sapphire İstanbul’un en yüksek yapısı konumunda.

Gelecekte bu yüksek binalara olan ihtiyacın artacak olması, İstanbul’un siluetinin köklü bir biçimde değişmesi ihtimalini doğuruyor. Peki, İstanbul’un simgeleri olan tarihi yapılar bunun neresinde yer alacak?

Elbette onlar var olmaya devam edecek; fakat ultra yüksek binalar arasında kaybolmaları ihtimali oldukça yüksek.

New York’ta gördüğüm, 1858 yılında inşa edilen Aziz Patrick Katedrali, tarihi yapıların yüksek binalar arasında nasıl ‘ezildiğini’ gösteren en iyi örneklerden biridir.

Ultra yüksek binaların, artan nüfusla doğru orantılı olarak yükseleceği aşikar. Teknoloji ve inşaat malzemeleri bu durumu mümkün kılıyor, ancak şehir alt yapısı bu kadar artışı kaldırabilecek mi? 60 milyonluk bir nüfusa yetecek bir altyapının olup olmayacağı ciddi bir soru işareti.

DİKEY TARIM ZORUNLU HALE GELECEK

60 milyondan fazla bir nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak en büyük zorluklardan biri olacak.

  • Temiz Su: Su kaynakları üzerindeki baskı artacak. Yeni barajlar, su arıtma tesisleri ve atık su geri dönüşüm sistemlerine ihtiyaç duyulacak.
  • Enerji: Elektrik tüketimi hızla artıyor; bu da yenilenebilir enerji kaynaklarına ve nükleer enerjiye olan ihtiyacı artırıyor. Akkuyu Nükleer Enerji Santrali gibi projeler bu artışı karşılamak için önemli bir çözüm.
  • Gıda: Şehirleşme tarım alanlarını azaltırken, gıda güvenliği de kritik bir sorun haline gelecek. Dikey tarım ve sürdürülebilir üretim yöntemleri vazgeçilmez olmaya başlayacak.

2025 yılı itibarıyla, kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımı şu şekildedir;

♦ Hidrolik Enerji… % 26.9

♦ Doğal Gaz… % 20.4

♦ Kömür… % 18.3

♦ Rüzgâr… % 11.4

♦ Güneş… % 19.5

♦ Jeotermal… % 1.4

♦ Diğer… % 2.1

Türkiye’nin en büyük hidroelektrik santrali Atatürk Barajı’dır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, yakın zamanda elektrik üretiminde rekor kırıldığını ve 36 milyar 700 milyon kilovat saate ulaşıldığını duyurdu. Bu hesapla, 2075’te aylık elektrik üretiminin 77 milyar 804 milyon kilovat saate çıkması gerekecek.

Ülkemizde elektrik enerjisi üretim santrali sayısı 2025 yılı itibarıyla 36.954’e yükseldi.

♦ Güneş… 34.884

♦ Hidroelektrik… 771

♦ Rüzgâr… 385

♦ Doğalgaz… 362

♦ Kömür… 72

♦ Jeotermal… 66

♦ Diğer… 414

Bir Güneş Enerjisi Santrali…

Enerji üretiminin güçlenmesi için yeni nükleer enerji santralleri kurulacak. Akkuyu Nükleer Enerji Santrali buna örnek oluşturacak.

Bununla beraber, yüksek binaların şehrin iklimi üzerindeki olumsuz etkileri de göz önünde bulundurulmalı. İstanbul’un sıcaklık artışında şehir ısı adası etkisi önemli bir rol oynamaktadır.

Şehirlerdeki yapılar, yollar ve kaldırımlar güneş ışınlarını emerek ısıyı depolar. Bu depolanan ısı gece boyunca dışarıya salınır ve bu durum, şehrin sıcaklığını artırır. Kar yağışlarının şehri etkileyebilmesi adına belirli bir ısı katmanını aşabilmesi gerekir; aksi halde kar yere ulaşmadan erir.

Ocak 2012’de yoğun kar yağışı nedeniyle ulaşım durdu. Toplu taşıma araçlarından inen yolcular, Boğaziçi üzerindeki köprüleri yürüyerek geçmek durumunda kaldılar.

Bu hızlı değişim yalnızca şehirlerin fiziksel yapısını değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik yaşamı da dönüştürüyor. Örneğin, uzaktan çalışma modeli daha da yaygınlaşabilir. İnsanların evleri ile iş yerleri farklı şehirlerde olma ihtimali oldukça yüksek. Elbette bu durumun verimliliği etkileyen sinerji kaybına yol açacağını unutmamak gerekiyor.

Sinerji sorununa bir çözüm bulunarak uzaktan çalışma modeli, yeni şehirleşme biçimlerini ortaya çıkarabilir. Bu bağlamda birçok ilçe büyüyebilir ve bazıları il haline gelebilir. Hatta yeni şehirlerin kurulması da gündeme gelebilir.

İstanbul’un tarihi ve kültürel mirasını koruma çabaları devam ederken, geleceğin ihtiyaçlarına uyum sağlamak önümüzdeki 50 yılın en büyük meydan okuması gibi görünüyor.

Bu durum sadece İstanbul’a özgü değil; Ankara ve İzmir gibi diğer büyük şehirlerde de benzer bir dönüşüm yaşanması bekleniyor.

İSTANBUL’UN TARİHİ

İstanbul’un tarihi, 300 bin yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Küçükçekmece Gölü çevresinde bulunan Yarımburgaz Mağarası’nda yapılan kazılarda, insan kültürüne dair ilk izlere rastlanmıştır. Bu dönemde gölün çevresinde Neolitik ve Kalkolitik dönem insanlarının yaşadığı düşünülmektedir. Çeşitli dönemlerde yapılan kazılarda, Dudullu yakınlarındaki Alt Paleolitik Çağ’a ait ve Ağaçlı yakınlarındaki Orta ve Üst Paleolitik Çağ’a özgü aletler de bulunmuştur.

Tarihî yarımadanın ilk şehri, Megaralılar tarafından M.Ö 7. yüzyılda Byzantion adıyla kurulmuştur.

M.Ö. 667’den M.Ö. 196’ya kadar Antik Yunan’ın şehir devleti olan İstanbul, 4 farklı imparatorluğun başkentliğini üstlenmiştir:

  • ♦ Roma İmparatorluğu… M.Ö. 196 – 395
  • ♦ Bizans İmparatorluğu… 395 – 1024 / 1261 – 1453
  • ♦ Latin İmparatorluğu… 1204 – 1261
  • ♦ Osmanlı İmparatorluğu… 1453 – 1922

1900’lü yılların başında İstanbul’un panorama görüntüsü…

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Şehirler, 2075’te nasıl görünecek?

HIZLI YORUM YAP