40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Terörsüz Türkiye sürecine dair önemli bir yazılı açıklamada bulundu. Bahçeli, devletin müzakere yaptığı yönündeki iddialara sert bir yanıt vererek tepkisini dile getirdi.
MHP lideri Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, bayrak, vatan ve millet sevgisinin ağır sınavından başarıyla çıkan bir anlayışın temsilcisidir. Halkımız lehine hakikatin sesi ve sözü olmak, kutlu geçmişimize olan bağlılığımızın bir gereğidir. Türk milleti, vakur ve vefalı bir millettir.”
Hiç kimsenin milli konular çerçevesinde partimiz ve Cumhur İttifakı’yla boy ölçmesi mümkün değildir.
Türkiye’nin devlet otoritesini zayıflatmaya çalışan olumsuz ve sınırlı eylemleri bir kenara bırakırsak, atılan adımların ne kadar sağlam olduğu net bir şekilde anlaşılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılında huzur, güvenlik, refah ve istikrar hakim olacaktır; milli birlik ve kardeşlik de güçlenerek devam edecektir. Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın kaderi, birlik ve beraberlik temelinde şekillenecektir.
Karışıklık ve kavga ortamlarını besleyen kriz odaklarının Türkiye’nin ilerleyişini engellemesi asla mümkün olamaz. Türk milleti kararını vermiş, Cumhur İttifakı çatısı altında toplanmış ve iradesini muazzam bir şekilde ortaya koymuştur. PKK’nın silah bırakma kararıyla birlikte yeni bir döneme geçildiği kabul edilmiştir.
27 Şubat İmralı açıklamasıyla ortaya çıkan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” sonuç vermiş, örgüt kendisini feshettiğini ilan etmiştir. Bu kritik sürecin provokasyonlara maruz kalmadan yürütülmesi, silahların en son yakılmasıyla tamamlanması büyük bir ihtiyaçtır. Terörsüz Türkiye, geçmişten alınan derslerle geleceği daha güvenli hale getirmek için bir fırsattır.
Türkiye’nin karşılaştığı yeni durumlara ayak uyduramayanlar, hızlı gelişmelere hazırlıksız yakalanmış olanlar yalan ve ithamlarla durumu saptırmaya çalışmaktadır. Devletin müzakere yaptığı iddiasında bulunanlar, gerçekleri çarpıtan müfteridir.
Sevr Antlaşması’nın maddelerini bile okumadan süreci eleştirenler, bu durumu kötüye kullanmaya çalışmaktadır. Terörü geçim kaynağı olarak görenlerin dönemi sona ermiştir. Siyasetlerini kandan ve gözyaşından besleyenlerin suyu kesilmiştir.
Türkiye’nin yeni dönemindeki gelişmelere tepki gösterenlerin bu durumdan nasıl etkileneceği açıktır. Bir grup PKK’lının 11 Temmuz’da silah bırakmasının ardından, İsrail’in hemen Suriye’ye saldırması bir rastlantı değildir.
PYD/YPG’nin Şam yönetimiyle yapılan yürürlüğe giren mutabakatı uygulamaktaki isteksizliği, İsrail’in saldırısıyla aynı bağlamda değerlendirilmelidir. Doğu Suriye’deki karışıklıkta, İsrail’in terör örgütlerinden bile daha aşağı bir seviyede olduğu açıktır.
Siyonist eylemler, terörsüz Türkiye hedefimize karşı bir sabotaj oluşturarak, Suriye’deki kaos koridorunu silah zoruyla inşa etmeye çalışmaktadır. Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğüne olan müdahale kabul edilemez.
Suveyda’dan kuzeye açılacak olan koridor, bölünmenin bir simgesidir ve Türkiye’nin hedef alınmasına yönelik bir tehdit oluşturmaktadır. PYD/YPG’nin, bu süreçte dikkatli olması hayrına olacaktır.
Bu coğrafyada uzun yıllardır artan huzursuzluğun, Siyonizm’in neden olduğu komplikasyonlar sonucunda Türk milletinin büyük bir kararlılıkla karşı durması muhtemeldir.
Yaklaşık 400 kilometrekarelik alan, İsrail tarafından işgal edilmiştir ve bu durum bizim açımızdan büyük bir tehdit unsuru oluşturmakta. Birleşmiş Milletlerin etkisiz kalması, adaletin sağlanması için yeni bir girişimin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Birleşmiş Milletler, kurucu amacını kaybetmiş durumdadır. Siyonizm ve emperyalizmin etkisine maruz kalanlar, dünya genelinde adalet ve vicdan nezdinde gerektiği karşılığı göreceklerdir. Israel durdurulmalı ve bedel ödemelidir.
Doğru yöntemlerle potansiyel tehlikeleri yönetme kapasitemizde büyük bir güç bulunmaktadır. Dış bağlantılı etkilerle hareket edenler, Türk milletinin birlikteliğini hafife alan çabalar içindedir.
Türk-Kürt ve Arapların bir arada durmaları, Siyonist ve emperyalist tehditlere karşı koymalardır. Bu çabalar, Türk-İslam aleminin altın çağını başlatacaktır.
Bu çerçevede, milliyetçilik üzerine spekülasyon yapanların hangi milletin milliyetçisi olduklarını göz önünde bulundurmaları faydalı olacaktır.
Türk milleti ve Milliyetçi Hareket Partisi, vatan sevgisini savunma konusundaki kararlılığını devam ettirecektir.
Bugünkü MYK-MDK toplantısında, tüm katılımcılara teşekkür ediyorum ve başarılar diliyorum. Aziz milletimi ve gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimi selamlıyorum.
Ayrıntılar geliyor…
Ayşe Tokyaz’ın katili Cemil Koç’tan mahkemede pes dedirten talep