Ali Babacan’dan “Liderler Masası” Çağrısı: Terörsüz Türkiye Sürecinde İş Birliği Vurgusu

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bir televizyon programında Terörsüz Türkiye girişimini ve Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nu değerlendirdi. Komisyonun yanı sıra partiler arası bir “liderler masası” oluşturulmasının önemine dikkat çeken Babacan, Cumhurbaşkanı’nın tüm siyasi aktörleri davet etmesinin sürecin önünü açacağını belirtti.

Sürece destek, ancak kaygı hakim

Babacan, Terörsüz Türkiye çabasını desteklediğini ancak süreçle ilgili kaygıları olduğunu dile getirdi. Mevcut siyasi iklimin hassas olduğunu söyleyerek, olumsuz bir atmosferin ilerlemeyi engelleyebileceği uyarısında bulundu. Partisinin, başarı ihtimali düşük bile olsa sürece katkı vermeye hazır olduğunu vurguladı.

Meclis komisyonu yeterli değil, liderler bir araya gelmeli

Meclis’te farklı partilerden milletvekillerinin yer aldığı bir komisyonun kurulduğunu hatırlatan Babacan, bunun önemli olduğunu ancak ülke bekasıyla ilgili bir meselede daha üst düzeyde bir toplantının gerekli olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı’nın, siyasi ayrımları bir kenara bırakıp liderleri bir araya çağırması gerektiğini belirtti ve böyle bir çağrının hem uzlaşmayı hızlandıracağını hem de toplumsal güveni artıracağını ifade etti.

Başarıya ortak olma iradesi ve sorumluluk çağrısı

Babacan, liderlerin bir araya gelip görüşlerini paylaşmasının sürecin sağlıklı işlemesi için kritik olduğunu belirtti. Nihai kararın ve uygulamanın iktidarda olduğunu, ancak liderler arasındaki diyalogun iklimi yumuşatarak sürecin önünü açacağını söyledi. Ayrıca, başarılı olunduğunda bunun sadece bir kişinin başarısı gibi gösterilmemesi gerektiğini; başarısızlık halinde ise sorumluluğun başkalarına yüklenmemesi gerektiği uyarısında bulundu.

Partiler arası diyaloğun önemi

Babacan, Cumhurbaşkanı’nın kritik aktörleri davet etmesinin engel teşkil etmeyeceğini, aksine tüm partilerin masada olmasıyla daha dayanıklı bir çözüm zemini oluşacağını belirtti. Sürecin her an risklerle karşılaşabileceğini, bu nedenle siyasi aktörlerin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini vurguladı ve böylesi fırsatların tekrarının garanti olmadığını hatırlattı.