0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Asgari Ücrette Belirsizlik Sürüyor: Komisyon Yapısı ve Artış Beklentileri

Yıl sonuna yaklaşılırken asgari ücrette yapılacak artış tartışmaları devam ediyor. İşçi temsilcilerinin Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer almama kararı, zammın nasıl belirleneceği ve ortalama artış oranının ne olacağı sorusunu gündemde tutuyor.

Emekli ekonomi uzmanı Ayhan Bülent Toptaş, tekil çözümler yerine kapsamlı politikaların gerektiğini vurguluyor. Vatandaşlar ise geçim sıkıntısını dikkate alarak asgari ücretin en az 40–45 bin lira bandında olması gerektiğini belirtiyor.

Komisyonun Yapısı ve Temsil Sorunu

Komisyonda işçi temsilinin bulunmamasının mantığa aykırı olduğunu söyleyen Toptaş, asgari ücret tespitinde işçilerin yer almasının kritik olduğunu belirtiyor. Enflasyon ve yaşam maliyeti baskısı altında kalan kesimin doğrudan temsil edilmesinin gerekli olduğunu ifade ediyor ve bu eksikliğin mutlaka giderilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Araçlık ve Uzman Katkısı Önerisi

Komisyonun taraflar arasındaki dengenin bozulduğunu gösterdiğini belirten Toptaş, uzman aracılığı öneriyor. Üniversite hocaları veya iş hukuku konusunda yetkin mahkeme üyelerinin komisyona dahil edilmesinin, tartışmalara uzman bir bakış kazandıracağını söylüyor. Ayrıca son yıllarda ekonomik koşulların bozulmasının uzlaşmayı zorlaştırdığını ve bunun da daha kapsamlı politikalar gerektirdiğini vurguluyor.

Komisyon Dışı Çözümlere İhtiyaç

Toptaş, mevcut kompozisyonun tek başına sorunu çözemeyeceğini, komisyon dışı mekanizmalar ve daha geniş ekonomik adımların şart olduğunu söylüyor. Hem işverenlerin hem de işçilerin ekonomik baskı altında olduğunu belirterek, sorunun kökensel nedenlerinin ele alınmasının önemine dikkat çekiyor.

Asgari Ücrette Hedeflenen Artış Oranı

Ekonomi uzmanı, en az yüzde 30 civarında bir artışın gerektiğini düşünüyor. Ancak işverenlerin içinde bulunduğu zorluklar nedeniyle bu seviyede bir artışın sahaya yansıtılmasının güç olabileceğini belirtiyor. Asgari ücret sadece tek başına bir konu değil; daha geniş bir ekonomik düzeltme paketinin parçası olarak ele alınması gerektiğini ifade ediyor.

Enflasyon Hedefleri ve Sosyal Etkiler

Hedeflenen enflasyon oranlarına göre belirlenen artışların sosyal ve kültürel sorunları tetikleyebileceği uyarısında bulunan Toptaş, kısa vadeli hesaplarla belirlenen zamların uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabileceğini söylüyor. Enflasyonun orta vadeli hedeflerinin düşük kaldığı durumlarda, uygulanacak artışların sosyal yapıyı nasıl etkileyeceğinin dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.

Vatandaşların Talepleri ve Endişeleri

İzmir’den aktarılan görüşlerde halk, kiralar ve günlük yaşam maliyetleri göz önüne alındığında asgari ücretin önemli oranda artırılması gerektiğini söylüyor. Birçok vatandaş 40 bin lira ve üzerini gündeme getirirken, bazıları 30 bin liranın altındaki rakamların yaşam giderlerini karşılamayacağını belirtiyor.

Kiralar ve Giderler Göz Önünde Bulundurulmalı

Vatandaşların aktardığına göre kiralar ve temel tüketim malzemelerindeki yüksek artışlar, asgari ücret beklentilerini yukarı çekiyor. Birçok kişi, asgari ücret artışı sağlansa dahi maliyetlerin aynı oranda artması halinde refah seviyesinde anlamlı bir iyileşme olmayacağını düşünüyor. Bu nedenle ücret artışının maliyet artışlarıyla paralel kontrolü ve kapsamlı bir ekonomik planlama gerekiyor.

Sonuç: Kısa Vadeli Müdahaleler Yetmez

Asgari ücret meselesinin, sadece komisyon düzeyinde alınacak kararlarla çözülemeyeceği öne çıkıyor. Uzun vadeli ekonomik iyileşme planları, komisyon yapısının güçlendirilmesi ve tarafların adil temsilinin sağlanması, sürdürülebilir bir çözüm için gerekli adımlar olarak öne çıkıyor. Hem çalışanların hem de işverenlerin dengeli bir yük paylaşımı ve ekonomik büyümenin desteklenmesi şart.