0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Suyun Sürdürülebilir Yönetimi, Sanayinin Rekabet Gücünü Belirliyor

Akademisyenler tarafından gerçekleştirilen çalışma, suyun etkin ve sürdürülebilir yönetiminin işletmelerin rekabet edebilirliği üzerinde doğrudan etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Araştırma, özellikle sanayi kesiminde su kaynaklarının verimli kullanılmasının ekonomik dayanıklılık için kritik olduğunu vurguluyor.

Sanayi Üretiminin Yaklaşık Üçte Biri Su Kıtlığı Riski Taşıyan Havzalarda

Çalışma, imalat sektörünün toplam su tüketiminde önemli bir pay sahibi olduğunu kaydederken, bazı sektörlerin su kıtlığı yaşayan havzalarda yoğunlaştığını gösteriyor. Araştırmadan öne çıkan bulgular şunlar:

• Tekstil sektörünün yaklaşık %40’ı, gıda sanayisinin %30’u ve kâğıt sektörünün %7’si suyun sınırlı olduğu havzalarda faaliyet gösteriyor.
• Marmara ve Küçük Menderes havzaları, nüfus yoğunluğu ve hızlı büyüme nedeniyle su kıtlığı açısından en hassas bölgeler olarak tespit edildi.
• İmalatta kullanılan suyun %88’i, proses suyu olarak doğrudan üretim faaliyetlerinde kullanılıyor; yani su büyük ölçüde üretimin temel girdisi konumunda.

Atıksu Geri Kazanımı ve Yatırımlarda Eksikler

Rapor, sektörlerin suyun öneminin farkında olmasına karşın geri dönüşüm oranlarının ve verimlilik yatırımlarının yetersiz kaldığını belirtiyor. Bu alandaki temel veriler şu şekilde:

• Soğutma suyu hariç olmak üzere deşarj edilen atıksuyun oranı ülke genelinde %93’ün üzerinde; bu durum, kullanılan suyun büyük kısmının sistemden geri kazanılmadan çıktığını gösteriyor.
• İmalat sanayisi toplam su çekiminin yaklaşık %13’ünü oluşturmasına rağmen, su verimliliğine yönelik teknolojik yatırımlar sınırlı. Birçok tesis, geri kazanım uygulamalarını yalnızca yasal gereklilikleri karşılamak amacıyla hayata geçiriyor.

Sürdürülebilir Çözümler ve İş Birliği Gerekliliği

Araştırmada, su stresinin azaltılması için su verimliliği teknolojilerine yatırım yapılması, atıksu geri kazanımının yaygınlaşması ve sektörler arası koordinasyonun güçlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca sürdürülebilir finansman mekanizmalarının teşviki ve bilim, sivil toplum ile özel sektörün ortak projeler geliştirmesi öneriliyor.

Sonuç olarak, su kaynaklarının uzun vadeli korunması hem çevresel hem de ekonomik açıdan öncelik haline gelmeli; üretim süreçlerinde su döngüsünü kapatmaya yönelik adımlar işletmelerin rekabet avantajını artıracaktır.