İddianamede İBB ve KİPTAŞ İlişkili Bir Dizi Rüşvet ve Yolsuzluk İddiası Yer Alıyor

İddianamede yer alan iddialara göre, bazı İBB yetkilileri ve KİPTAŞ yöneticileriyle bağlantılı olduğu öne sürülen uygulamalar, arazi düzenlemeleri, ihale süreçleri ve gayrimenkul işlemleri üzerinden yürütülen usulsüzlüklere işaret ediyor. Belgelere dayandırılan anlatımda; rüşvet talebi, tehdit, kamu zararı oluşturan atamalar ve suç gelirlerinin aklanması gibi çeşitli iddialar yer alıyor.

Ataşehir arazisi ve 22 milyon dolar rüşvet iddiası

İddianamede, 2018’de Gülaylar Grubu tarafından satın alındığı belirtilen Ataşehir’deki bir arazinin imar planı ve uygulamasına ilişkin görüşmelerin yürütüldüğü aktarılıyor. Müşteki Mehmet İlhan Gülay’ın söz konusu arazinin değerini artırmak amacıyla İBB yetkilileriyle görüşmeler yaptığı, bu sürecin bazı üst düzey isimlere intikal ettiği iddia ediliyor.

Metne göre, arazide yapılacak değişiklikler karşılığında şüphelilerden birinin müştekiden yaklaşık 22 milyon dolar değerindeki bir otopark inşasının finansmanını üstlenmesini istemesi rüşvet talebi olarak yer alıyor. Müştekinin nakit rüşvet teklifini reddetmesi üzerine, imar değişikliğine konu taşınmazın bir bölümünün bağışlanması yönünde yeni talepler iletildiği ve sonuçta 18 Aralık 2023 tarihli bir protokolle İBB lehine intifa hakkı tesis edildiği iddia ediliyor.

Sarıyer projesinde 50 daire baskısı iddiası

İddianamede yer alan diğer bir bölümde, Sarıyer Vadi İstanbul içerisindeki ve İETT’ye ait bir arazide yapılması planlanan konut projesiyle bağlantılı sürece dair iddialar bulunuyor. Projeyi yürüten firmanın yetkilisi olduğu belirtilen bir müştekiden, proje kapsamında üretilen dairelerden 50 adedinin, ekspertiz fiyatının altında belirlenen bedelle bazı İBB personeline satılması istendiği öne sürülüyor.

Teklifi reddeden müştekinin, iddiaya göre baskı ve tehditlerle karşılaştığı; satış onaylarının geciktirilması ve hakedişlerin ödenmemesi gibi uygulamalarla zorla yönlendirilmeye çalışıldığı belirtiliyor. İddianamede, bu baskıların ilgili yöneticilerin talimatları doğrultusunda gerçekleştiği ifade ediliyor.

KİPTAŞ üzerinden kamu zararı oluşturulduğu iddiası

Metinde, KİPTAŞ bünyesinde bazı müteahhitlere usulsüz iş verilmesi ve bunun kamu zararına neden olduğu iddiası da yer alıyor. KİPTAŞ yöneticilerinin, yakın ilişkide oldukları firmalara avantajlı işler sağlayıp bu ilişkilerden “sistem” adına rüşvet temin ettikleri öne sürülüyor. İddianamede, bu kapsamda belirli projelerde ilk etapta yer alan dairelerin, gerçek değerlerinin altında ve yakınları üzerine geçişler yapılarak satıldığı iddia ediliyor.

Ayrıca, bazı kişilerin örgüt adına para topladığı ve toplanan paralardan bir kısmının belirtilen yöneticilere teslim edildiği ileri sürülüyor. Söz konusu uygulamaların KİPTAŞ kaynaklı kamu zararına yol açtığı iddianame metninde yer alan değerlendirmeler arasında.

Para aklama iddiaları

İddianamede, tapu ve banka kayıtlarının birlikte incelenmesi sonucunda, suç gelirlerinin gayrimenkul ve şirket alımları üzerinden aklandığı iddiası dile getiriliyor. Buna göre, bazı satın almalar doğrudan gayrimenkul edinmek yerine, içerisine gayrimenkul bulunan şirketlerin düşük sermayeyle devralınması biçiminde gösterilerek gerçek mülkiyet ve değerlerin gizlenmesine çalışıldığı öne sürülüyor.

Örnek olarak, belirli bir taşınmazın devri için banka hesabından büyük tutar transferleriyle birlikte elden verilen dövizlerin kullanıldığı ve bu işlemlerin örgütsel yapının bir parçası olarak gerçekleştirildiği iddia ediliyor.

İddiaların hukuki süreci

Söz konusu iddialar iddianameye dayanmakta olup, yargılama süreci ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda mahkemelerin nihai kararları belirlenecektir. İddianamede yer alan anlatımlar soruşturma çerçevesinde sunulan iddiaları yansıtmaktadır.